Bir Gezginin Notlarından: 25 Bin Yıllık Mağara Resimlerinden, 4 Milyon Yıllık Adanalı’ya Kadar Uzanan Sanayi; BTC
Geçenlerde sohbet sırasında bir arkadaşım Çukurova’nın 4 büyük nehrinden bahsedince şaşırmıştım. “Adana; ovaya bereket sunan 4 nehre sahip” diyordu. 4 nehir? Biri Seyhan… Diğeri Ceyhan… Hadi bir de Tarsus’u sulayan Berdan’ı sayalım, 3 olur. Haliyle soruvermiştim “dördüncüsü hangisi?” diye. “Tabii ki Bakü –Tiflis- Ceyhan Boru hattı” demişti. “Diğer nehirler su ile bereket sağlarken, BTC’den de petrolün bereketi akıyor.”
Boru hattının bölgemize ve ülkemize katkısı konu olunca, BTC’yi başka bir yönüyle anımsayıverdim. Hani serde gezginlik var ya… Bir zamanlar aklıma takmış, Bakü’den başlayarak, Adana- Ceyhan’a kadar hattın gittiği yerleri dolaşmaya karar vermiştim. Tabiî ki Gezgin, tarihin ve doğanın baskın olduğu yerleri dolaşır… Ben de haliyle böyle yerleri seçerek gezmiştim, BTC’nin güzergahını. Bu geziden sonra da çok şaşırmıştım… Hatta şaşırmaktan öte çok mutlu olmuştum. Şaşırmıştım… Hangi yere gitsem dünya harikası bir eserle veya doğal bir güzellikle karşılaşıyordum, nasıl şaşırmayayım. Mutluluğumun nedeni ise BTC’nin tarihî ve doğal değerlere gösterdiği hassasiyet ve ilgiydi. Müsaade ederseniz bunların bir kısmını sizlere de anlatayım.
25 Bin Yıllık Resimler
Öncelikle Gobustan’dan bahsetmeliyim. Ancak Gobustan’ın önemini anlayabilmek için Altamira ve Lasque Mağraları’nı bilmek gerekir. Bu sonunculardan biri İspanya’da, diğeri ise Fransa’da bulunan, dünya tarihi için çok önemli iki yer. Mağaraların önemi duvarlarında insanlık tarihinin en eski resimlerinin çizilmiş olmasından ileri geliyor. En eski deyince şimdi siz soracaksınız, “kaç yüzyıl?” diye… Yüz yılı boş verin 15 bin yıl diyebiliriz. Hatta 25 bin diyenler de var. Ama sıkı durun Gobustan denilen mağaraların duvarlarında da resimler var. Üstelik yapılan karbon testleri bunların arasında 25 bin yıldan daha eski olanların bile olduğunu göstermiş. Yani Gobustan’ın ortaya çıkarılıp, tanıtılmasıyla dünya sanat ve turizm çevresinin ilgisi Avrupa’dan Bakü’ye çevrilecek.
Gobustan Bir BTC Projesi
İlgi Avrupa’dan Bakü’ye çevrilecek demekle Gobustan’ın yeri konusunda ipucu vermiş oldum herhalde. Daha açık söylemek gerekirse, Gobustan; Bakü’den yaklaşık 15-20 kilometre uzaklıkta, BTC Boru Hattı’nın hemen başladığı yerde. Bölgede çeşitli mağaralar bulunmakta. Mağaralarla birlikte de açık alanlar. Yapılan analizler buranın en az 25 bin yıldır var olduğunu ve son iki bin yıla kadar çeşitli kavimlerce bir tapınma yeri olarak kullanıldığını gösteriyor. Duvarlardaki resimler de inanç ve tecrübelerin gelecek nesillere aktarılması için yapılmış olsa gerek. Tam burada önemli bir şeyden bahsetmeliyim. Sizde böylece Gobustan ile konumuz hakkındaki ilintiyi öğrenmiş olacaksınız. Ve tabiî ki niye mutlu olduğumu da… 25 bin yıldır orada duran Gobustan Bölgesi’ni düzenleyip, bir müze haline getiren ve bu değeri dünyaya tanıtmaya çalışan kuruluş BTC’nin ta kendisi…
Bir sanayi kuruluşunun ana hedefi üretim yapıp para kazanmaktır. Bazen bu hedefe ulaşmak için yürütülen faaliyetler sırasında çevreye, kültürel ve tarihî değerlere zarar vermeyi kabul edilebilir yan etki olarak gören iş insanları da olabilir. Malum! Kazanılan ve kaybedilen arasındaki denge!.. Sorumluğu ilke edinen kuruluşlar ise bu dengeyi çoğu kez kaybedilebilecek değerleri korumak yönünde değiştirmeye çalışırlar. Daha da sorumlu olanlar, faaliyetleri içinde olmasa dahi sosyal sorumluluk projesi olarak çevreyi ve tarihî dokuyu koruyacak etkinlikler düzenlerler. Belki “kaba” kârlarından kaybediyorlarmış gibi görünseler de, her zaman kazandıkları daha fazla olanlardandır bu kuruluşlar. Sanayi kuruluşlarını incelerken bu üç örneğe de rastlamak mümkündür. Beni şaşırmaktan öte mutlu eden ise, bir Adana Kuruluşu olan, bölgemizin 4. Bereket nehri BTC’nin; manevî kazancını, kaba kârının üzerinde gören, çok sayıda ekolojik ve kültürel projeyle değerleri korumaya çalışan bir kuruluş olması. Yani BTC, Gobustan gibi tarihî değerleri koruma altına alan projelere destek verdiği gibi doğayı koruyan projelere de destek vermekte. Örnek isterseniz eğer gelin bizim Onur’un öyküsüne kulak verelim.
BTC; manevi kazancını, kaba karının üzerinde gören, çok sayıda ekolojik ve kültürel projeyle değerleri korumaya çalışan bir kuruluştur.
4 Milyon Yıllık Adanalılar
Onur’u ise, Göbustan’ın tersine borunun bu ucunda tanıdım. Yani hattın Akdeniz’e döküldüğü yerde. Yumurtalık’da… 4 milyon yıldır Yumurtalığın bu sahillerinde yaşayan, en eski Adanalılar ile haşırneşirken. 4 milyon yıldır bu sahilde yaşayan Adanalılar deyince tevatür zannetmeyin lütfen. Celonia mydas gerçekten de en eski Adanalı. Anlatayım efendim; Celonia Mydas, yörede balıkçıların Yeşil Deniz Kaplumbağası dedikleri dev gibi bir deniz kaplumbağası türü. Ama soyu neredeyse yok olmak üzere… Durumun vehametini bu kaplumbağa türünün yuva sayısını hepimizin çok yakından tanıdığı Caretta carettalar ile karşılaştırınca anlayacaksınız. Deniz kaplumbağalarının erkekleri büyük zorunluluk olmayınca karaya çıkmaz. Dişileri ise sadece yumurtalarını koymak üzere yuva yapmak için çıkarlar. Bilim insanları da kaplumbağa popülasyonunu ancak bu yuvaları sayarak ifade edebilirler. Bizlerin aman soyu tükeniyor diye alarma geçtiğimiz Carettaların maalesef 4000 yuvası kalmıştır. Ama daha da maalesef ki Celoniaların ise sadece ve sadece 1000 yuvası vardır. Yani demem o ki, soy tükenmişliğini kıstas alırsak Celonia, Caretta’ya göre 4 misli daha tehlikeli durumdadır.
Altıyüzü Adana’da
1000 yuva kalması dramatik. Ama daha da ilginç bir şey söyleyebilirim. Yeşil Deniz Kaplumbağası’na ait bu 1000 yuvanın yaklaşık 600’ü Adana sahillerinde, çoğu da BTC’nin denize ulaştığı yerde bulunmaktadır. (Geri kalan 400 yuva da Mersin, Samandağ ve Kıbrıs sahillerinde). Bugün sadece 1000 dişi kalmış bu hayvan tam 4 milyon yıldır Yumurtalık İlçemiz’de yaşamakta ve buraya yumurtlamaktadır (Böylece bu ilçemizin isminin nereden gelmiş olduğunu da öğreniyoruz) İşte Onur’un öyküsü tam burada başlıyor. Onur doktorasını tamamlamış bir genç biyolog. Bu genç bilim adamı yıllarca BTC’den aldığı parasal destekle Yumurtalık- Sugözü sahilinde yumurtlamaya gelen kaplumbağaları koruma çalışması yaptı. Onlar uğruna bir ara evlenmekden bile vazgeçerek ,küçük bir köyde yaşamayı seçti. BTC ise boru hattının buraya akması sonucu oluşacak sanayinin bu canlılara zarar verebileceği gerçeğini görerek, En Eski Adanalılar’ı koruma programları gerçekleştirdi. Sanayi bazen istenmese de, zorunluluklar nedeniyle çevreye veya kültürel mirasa zarar verme tehlikesi sınırına gelebilir. Ama sorumlulukla hareket edenler kazandıklarının bir kısmını bu tahribatı düzeltmeye harcıyarak, daha uzun süre kar etmeyi garanti altına alabilirler. BTC bu konuda iyi bir örnek bence… Ve mutluyum ki böyle bir kuruluş Adana’da faaliyet gösteriyor.
Haluk Uygur
Diğer Yazıları
Tüm Yazıları