Çukurova'nın İlk Müslümanı

‘Adanamızın yetiştirdiği mümtaz insanlardan birisi olan hocamız bir sohbetimiz sırasında  ‘ Adana'nın ilk Müslümanı kim olabilir, bu konu araştırılabilir mi?’ diye sordu. Bu  benim cevaplayamayacağım kadar büyük, taşıyamayacağım kadar ağır bir soru gibi görünüyordu. Almış olduğum tıp tarihi ve arkeoloji eğitimi ile elbette Çukurova’ya islamiyetin gelmesi hak dininin kabulü konusunda söyleyecek sözlerim vardı. Ancak böyle  bir soru nasıl cevaplanabilir? Yanlış yapmaktan Allahıma sığınırım.’
Elimde kutsal kitabımız Kuranı Kerim, Meali ve Tefsirleri, bunun dışında Hıristiyan kaynakları vardı. 
 
İslam inancına göre Peygamberimiz Hz. Muhammet (SAV) 'ten de önce Hak Dinine inanan , Allahın dostları vardı. Bir anlamda ilk Müslümanın Hz. Adem olduğuna inanılmaktadır.  Bu durumda Adana'nın ilk Müslümanı aramada, baskılar nedeniyle görünürde  hıristiyan olan ancak gerçekte anlamda  hak dinine inanmış olabilecekleri konusunda bir öngörüde bulundum.

 
Elimizdeki hıristiyan kaynaklara bakacak olursa; Jacobus de Voragine 13. Yy’da  iki epitoma dayanarak yazmış olduğu Legenda aurea ‘ da mucizeleri olan iki insandan bahseder.  Arap ve islam kaynaklarının da tanıdığı bu kişiler Kızma ve Danyan’dır.  Yumurtalıklı  iki kardeştirler. Kızma hekim, Danyan eczacıdır. Kızma ve Danyan yaptıkları sağlık hizmetleri karşılığı kesinlikle para kabul etmemektedirler.  Bu nedenle gümüşsüz doktor ‘İatros unargentos-Ανάργυρο-’ olarak bilinmektedirler. Allahın verdiği yetenekleri karşılıksız Allah yolunda kullanılmalıdır.
 
Yaptıkları hizmet ve toplum tarafından sevilmeleri dönemin iktidarı tarafından  tehlike olarak görülmelerine neden olur ve kafaları kesilerek öldürülürler. Belki de bu nedenle Yumurtalık Çukurova bölgesinin hırstiyanlığı en son benimseyen kenti olmuştur.
 Kızma ve Danyal’ın ilk Müslümanlar olabilecekleri konusunda elimizdeki islami kaynaklar, Yasin suresi, surenin yorumları, Antakya’da Arap kültüründe Kızma ve Danyan, Kızma ve Danyan’ın Mızraklı’daki türbesi ve yaygın halk inançlarıdır.

 

İslami Kaynakların İrdelenmesi

Yasin suresinde iki ulu kişinin dağ tarafından inançlarını yaymak için Antakya’ya geldiklerini, ilk kez Habib Neccar’ın oğlunu iyileştirdiklerini, daha sonra insanları hak dinine davet ettikleri  belirtilmektedir. 
 
İslam alimleri Yasin sûresinde anlatılan olayın Antakya'da geçtiği konusunda hemfikirler, ancak yorumlar farklılık göstermektedir.  Katâde ve ekibi , bunlar, Havarilerden olup Hz. İsâ’nın göğe kaldırılışı sırasında gönderildiler. Buna göre "biz gönderdik" buyurulması, Hz. İsa tarafından gönderildiği ve Allah Teâlâ'nın emriyle olduğundan dolayı olmuş oluyor’ denmektedir.. Bazıları bu ikisinin Yuhanna ile Pavlus olduğunu "Biz (o peygamberleri) bir üçüncüsü ile destekledik." Bu üçüncüsünün de Şem'unussafâ olduğunu söylemişlerdir. Ancak çoğunlukla  İslam alimleri genellikle ayetlerde bahsedilen Antakyalı şahsın Habib-i Neccar olduğu rivayetini anlatırken ihtiyatlı bir dil kullanmayı tercih etmekteler. Diyanet İşleri Başkanlığı da Yayınları'nın 'Kur'an Yolu' adlı tefsirinin IV. cildinin 483. sayfasında şöyle denilmektedir: "Kur'an-ı Kerim'de ve sahih hadislerde burada sözü edilen şehrin neresi ve gönderilen elçilerin kimler olduğuna dair bilgi bulunmamaktadır. Tefsirlerde söz konusu yerleşim merkezinin Antakya ve gönderilen elçilerin ise Hz. İsa'nın havarileri olduğu belirtilir; buna göre karye halkı da (13. Ayet ‘ Vadrib lehüm meselen ashabel karyeh iz caehel murselunashabül ‘) diye geçiyor. Ashabel Karyeh’in  Romalılar olmaktadır. Fakat 14. ayette elçilerin Allah tarafından gönderildiği ifade edildiğine göre bunların Hz. İsa tarafından yollanan havariler şeklinde anlaşılması isabetli olmaz. Kaldı ki, Yeni Ahid'de Antakya'ya gittiği belirtilen Barnabas, Petrus ve Paul'ün oraya gidişleri İsa'nın semaya urûcundan sonra olmuştur, yani bunlar onun tarafından da gönderilmiş değildirler. Öte yandan havariler Antakya'da herhangi bir direnişle karşılaşmamış, bu yerin halkı Hz. İsa'ya inanmakta gecikmemiş ve şehir bir müddet sonra Hıristiyanlığın belli başlı merkezlerinden biri olmuştur. Öyleyse bahsedilen kişiler bu zatlar değildir.  Elçilerin isimleri, Allah tarafından mı Hz. İsa tarafından mı gönderildikleri ve karşılaştıkları muamele hususunda müfessirlerin verdikleri bilgiler birbirlerini tutmamaktadır..."
 
Ayetlerin doğru ve gerçek olduğuna inandığımıza göre bu yorum şöyle olmalıdır.  Ashabel Karyeh pagan Romalı  Antakya halkı değil, hırstiyan Romalı Antakya halkıdır. Bu davet Hırstiyanlığa daveti değil,  Antakya halkının islamiyetin tebliğinden üç asır önce İ.S 3. Yy’da Hak dinine islamiyete davettir.
 
Yasini Şerifin 21. Ayetinde, Antakya’ya gelen bu iki zat için . Burada Kuran Arapçasıyla‘ İttebiu mel  la yes’elüküm ecrav vehüm mühtedun – "Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar hidayete ermişlerdir."denmektedir. Gerek Ahdi Atik’de, gerekse  Ahdi Cedid’te  sizden hiçbir ücret istemeyen  ifadesi kullanılmamıştır. la yes’elüküm tanımlaması  Kutsal kitabımız Kuranı Kerimde Yasini Şerifin 21 Ayeti dışında başka bir yerde kullanılmamıştır. ‘ Bu ifadenin kutsal kitabımız Kuranı Kerimin nazil oluşundan dört yüz yıl önce hastalarından para kabul etmeyen ünvanına sahip bu iki hekim için kullanılması ( Yerleşik Arap kültüründe de Kızma ve Danyal için eski Arapçayla‘la yukbel umlet elfidda kızma danyan’- Kızma ve Danyan’a  ücret  vermeyin denmektedir.)  direk Kızma ve Danyan’a göndermedir.  Kızma ve Danyan’ın Antakya’ya geldikleri  vakit Antakya halkı tarafından tanındığını  20. Ayet göstermektedir. 20. Ayette’ O sırada şehrin ta ucundan bir adam koşarak geldi ve: "Ey kavmim! Uyun o elçilere!"’ denmesi de bu iki zatın Antakya şehrinin ta öbür ucunda bile iyi tanındığını göstermektedir.
 
Antakya’nın Hak dinini ilk kabul ledeni Habib Neccar’ın inancı nedeniyle kafasının kesildiği ve Allahın adını zikrederek Silpius ‘Antakya-Habib Neccar’ dağından, mezarının bulunduğu camiye kadar kafanın  geldiğine inanılır. Benzer şekilde Kızma ve Danyan’ın kafaları kesildiği vakit bir süre Allahın adını zikrettiklerine inanılmakta, hırstiyan kaynaklar da bu olayı resimlemektedir.
Kızma ve Danyan’ın türbesinin İslami motiflerle hazırlanmış olması ve türbede Kuranı Kerimlerin varlığı, Kızma ve Danyanın yaşamış olduğu Yumurtalığın Hırstiyanlığı Çukurova’da en son benimseyen kent oluşu Kızma ve Danyan’ın İ.S. 3. Yy’da Müslüman olduklarının bir diğer kanıtıdır.
 
Peygamberimizden önce Müslümanlık var mıydı? Peygamberimizin Müslümanlığı tebliğinden önce de Hak dini-Müslümanlık vardı. Evrenin oluşumunun büyük patlamayla olduğunu ileri sürenler bu dönemde zaman ve mekanın iç içe geçtiğini, zamanın öncesinin ve sonrasının birbirine karıştığını bilirler. Kuranı Kerimde öldükten sonra cennete giden şahıslardan bahsedilmektedir. Burada zamanda bir atlama söz konusudur. Kızma ve Damyan örneğinde olduğu gibi  İslamiyet  tebliğinden öncede insanlara ulaştırılmıştır.

Kızma ve Danyan Hıristiyan mıydı ? 

Bu soruya bir örnekle cevap verelim.  Endülüste Müslüman devletin yıkılmasından sonra Müslüman ve Yahudilere hırstiyan olmaları aksi takdirde ülkeyi terketmeleri söylenmişti. Bir grup inanan dilleriyle hırstiyan olduklarını söyledikleri halde kalben hak dinini kabul etmekteydiler. Gizli din taşıdıklarından şüphe edilen müslüman ve yahudiler  engizisyon ekiplerince sıkı takip edilmekteydiler. Müslümanları geceleri  aldıkları güsül apdesti sırasında kullandıkları su miktarından tespit ediyorlardı. Ağır yaptırımlarına rağmen inançlarını sürdürdüler, hak dinini çocuklarına da öğrettiler.  Beş nesil sonra baskıların azalmasıyla Müslümanım diyebildiler ve  Granada da Müslüman mahallesini kurdular.  
Peki Kızma’mı Danyan’mı  ilk Müslüman olmuştur diye sorarsanız. Yumurtalıklı Kızma ilk Müslümandır. Kızma kardeşine tedavi ettiği bir  hastadan üç yumurta aldığı için küsmüş, kardeşlikten red etmiş  ve mezarına gelmemesini vasiyet etmesi bir Müslüman disiplinini göstermektedir. Eğer varsayımlarımız doğruysa Adananın ilk Müslümanı Yumurtalıklı Kızma’dır.


 



Sayı 23 (Kasım - Aralık 2014)

Bu yazı 5028 defa okundu.