Amerikalı Meslektaşlarım Beni Kıskansınlar Çünkü; Adana’da Çalışıyorum
İncirlik Hava Üssü Adana’ya kurulduğundan beri Amerikalılar ve Amerikan Konsolosluğu kentimizin bir parçası haline gelmiştir. Hatta günlük yaşantımızın içerisinde bile Amerikalı unsurları görebiliriz. Örneğin 50’li yaşın üzerindeki hemşehrilerimiz “Boş boşcular”ı veya “Amerikan Adası”nı hemen hatırlarlar. Bir kısmımızın apartmandan komşu olduğu Amerikalılar vardır. Hatta benim gibi belli yaştan sonra pratik İngilizce öğrenmeye çalışanlar Amerikalı öğretmenler bulmuştur.Türk Amerikan Derneği, Tarsus Amerikan Koleji Adana’nın markaları haline gelmiştir. İncirlik Kasabası ise neredeyse ABD’nin güneyindeki kasabalardan birinin ikizi oluvermiştir.
Dolayısıyla belli bir dozda da olsa Adana - Amerika karması diyebileceğimiz bir kaynaşma, etkileşme her zaman olmuştur. Amerikan konsolosları bu yüzden kent yaşamının içinde yer alan, bizden birileri gibi gelmiştir Adanalılara... Ve biz Adanalılar, ABD konsoloslarının günlük yaşamlarını nasıl sürdürdüklerini merak ederiz. Hatta bu merakımız ABD politikalarını öğrenmekten bile daha önemlidir. Çünkü ABD politikalarını zaten her gün bir yerlerden duyarız. Bu yüzden Daria Darnell sıradan bir günde ne yapar, Adana hakkında ne düşünür bunu öğrenmek için röportaj yaptık. Politikayı da başkalarına bıraktık...
Son sayınızda tarifini verdiğiniz pastayı yapmaya çalıştım. Fena olmadı...
Altınşehir Adana: Gelmenizin üzerinden bir süre geçti. Aslında geldiğinizden beri böyle bir sohbeti yapmak istiyorduk, daha önceki konsoloslar Adana’dan dostça ayrıldı. Çok iyi izlenimlerle gittiler. Dolayısıyla Adanalıların sizi de tanıması önemli diye düşünüyorum.
ABD Adana Konsolosu Daria Darnell: İlginize teşekkürler. Aslında ben de derginizle buluşmak istiyordum. Beğeni ile takip ediyorum. Örneğin son sayınızın yemek sayfasında yer alan pastayı yapmaya çalıştım, fena olmadı. Son sayınızda tarifini verdiğiniz pastayı yapmaya çalıştım. Fena olmadı...
AA: Bu tarifleri Nevcihan Çay’ın kendisi yaratıyor, onunla beraber mutfak konulu bir televizyon programı olsa çıkar mısınız?
DD: Çok iyi olur. Örneğin neden şükran günü yemeği olmasın? Güzel olur!
AA: Öncelikle sizi tanımak isteriz. ABD geniş bir yer, siz hangi bölgesindensiniz?
DD: Batı Virginia’da, Washington yakınlarında küçük bir kasabada doğdum.
AA: Diplomat olmak çocukluktan beri aklınızda mıydı? Yoksa bu isteğiniz sonradan mı oluştu?DD: Liseden beri diplomatlığı istiyordum. Çok erken karar verdim. Üniversiteden sonra gerçekleştirdim.
Üniversitede siyasi ve yabancı dil bölümlerinde, Fransızca, Rusça ve Siyaset okudum. İki fakülte okuma fırsatım oldu. İncirlik Hava Üssü Adana’ya kurulduğundan beri Amerikalılar ve Amerikan Konsolosluğu kentimizin bir parçası haline gelmiştir.
İncirlik Hava Üssü Adana’ya kurulduğundan beri Amerikalılar ve Amerikan Konsolosluğu kentimizin bir parçası haline gelmiştir.
AA: Adana’ya tayininiz çıktığında, şehre gelmeden önce nasıl bir yer hayal ettiniz?
DD: Bir önceki pozisyonumda Afganistan’dayken öncelikle Adana’yı seçtim, yani Adana birinci seçenekti. Daha önce hiç gelmemiştim. Ama çokça araştırma yaptım, Türkiye’de olmayı çok istiyordum. Adana kültürel, tarihi anlamda zenginliğe sahip bir yer, ayrıca küçük de olsa bir konsolosluğu yönetiyor olmak harika bir deneyim.
AA: Geldikten sonra düşündüğünüz Adana’yı mı buldunuz yoksa farklı bir kent mi gördünüz?
DD: Araştırma yapmış olmama rağmen ne beklemem gerektiğini bilmiyordum. Çünkü o güne kadar karşılaştığım Türkler İstanbul veya Ankara’dan. Adana’yı pek bilmiyorlardı. Bu yüzden tam bir fikir oluşturamamıştım ama Eric Green’in de( Bir önceki ABD konsolosu) burada olmaktan keyif aldığını öğrenmiştim. Kente geldiğimde keşifler yapmak çok eğlenceliydi, mesela baraj gölü olduğunu biliyordum ama bu kadar güzel olacağını ve evimde güzel bir manzaraya sahip olacağımı bilmiyordum. Altın Koza Film Festivali, Çukurova Senfoni Orkestrası olduğunu bilmiyordum.
AA: Gölün içinde bir Amerikan Adası olduğunu biliyor musunuz?
DD: Hayır!
AA: Göl kenarından giderken şu an bir yol ile bağlı olan ada var. Adnan Menderes Adası. Çocukken buraya Amerikan Adası derdik, nedeni de Amerikalılar orada yüzerlerdi. Bu yüzden oranın adı Amerikan Adası kaldı. Eskiden Adana 150.000 nüfuslu iken 10.000 Amerikalı vardı, bizim yaşamımızda bugünden daha etkiliydiler, çok fazla şey öğrendik, hanımla beyin birlikte yüzmesini onlardan gördük...
DD: İnanamıyorum!( Gülüyor)
AA: Amerikan çarşısı olduğunu biliyor musunuz?
DD: Evet.
AA: Bir de “Boş boşcular” var. Hiç duydunuz mu?
DD: Hayır, duymadım.
AA: Eskiden Amerikalı dostlarımız evlerinde kullandıkları yiyecek maddelerinin boş şişelerini eskicilere satarlardı. Onlarda “boş şişe” anlamında “boş boş” diye bağırarak sokaklarda dolaşırdı. Örneğin aldığımız kola kutularından kumbara yapardık. Sizin dikkatinizi çekmek için bir yazar ve gazeteci köşesinde ne yazmalı?
DD: Tabi ki ulusal haberleri takip etmemiz lazım. Ankara, İstanbul gibi. Yerel basında da daha çok ekonomi ve politika konuları ilgi çekecektir. Tabiî ki kültürel gelişmeleri de takip ediyorum. “Sinema Müzesi”nin açılmasını ilginç ve önemli buluyorum. Festival haberlerini takip ediyorum. ABD’nin nasıl katkısı olabilir diye düşünüyorum.
AA: Şehrimizde de farklı kültürler bir arada yaşıyor. Sizin ülkenizde de... Adana halkı ile Amerikan halkının kaynaşması için neler yapmalı?
DD: Okullarda insanların bir araya gelmesi kaynaşmayı arttırıyor, kültürel aktiviteler çok yararlı. Bizim görevimiz ABD’nin kültürünü, Adanalı insanlara takdim edebilmek, bu yüzden de kullandığımız metodlar arasında müzik gruplarının, konuşmacıların buraya gelmesi var. Geçen hafta Trio Chicago & Friends müzik grubu geldi ve dört Güneydoğu Anadolu şehrine gitti. Bunları yaparken daha geniş kitleye ulaşmaya çalışıyoruz. Tabiî ki üniversiteleri de unutmuyoruz. Gaziantep, Çukurova, Çağ Üniversiteleri’nde değişim programlarımız var. Güneydoğu’daki öğrencilere şans vermek gerekli. Doktora yapmak isteyennlere burs sağlamak, Türklerin ABD’yi, ABD vatandaşının da Türkiye’yi tanımasını sağlamak en önemli görevimiz.
AA: Duvarınızda ebru sanatından resimler asılı. Biliyorsunuz ebru, Geleneksel Türk Sanatıdır. Başka bir ülkede ebruyu göremezsiniz. Bu bizden etkilendiğinizi gösteriyor.
DD: Elbette, tabi ki etkileniyorum. Mesela cumartesi, pazarları halk sebze pazarları var, ben de gidiyorum.
AA: Öyleyse bir deneyelim. Şeftali ne kadar biliyor musunuz?
DD: Ben Taşköprü’nün üzerinde 1 liraya aldım.
AA: Adana sizce maddi anlamda ucuz mu yoksa pahalı mı?
DD: Yerel taze meyveler gerçekten uygun fiyatlı. 1 lira şeftali çok uygun.
AA: Para biriktirebiliyor musunuz?
DD: Seyahati çok seviyorum en çok buna harcıyorum, Türkiye’de görülecek çok yer var. Biriktiriyor muyum bilmiyorum ama harcadığım yerler buna değiyor. Daha çok vaktim olsa daha çok gezebilsem.
AA: Görev dışı nerelere gittiniz?
DD: İzmir, Antalya, Konya, Trabzon, Kayseri, Kapadokya ve İstanbul’u çok sevdim.
AA: Örneğin Ankara’da görev yapmış olsaydınız Adana’ya gelir miydiniz?
DD: Ankara’dan arkadaşlarım Adana’ya gelmeyi seviyorlar, oradaki kış şartlarında buralara gelmeyi isterim, ben aralıkta buradaki açan portakal çiçeklerinin fotoğraflarını onlara gönderiyorum ki kıskansınlar...
Haluk Uygur
Diğer Yazıları
Tüm Yazıları