Öteki Kıyıdan Selam Var

1998 yılında , tam da ” Kardak Krizi” nin düÅŸmanlık tohumları saçtığı yıllarda birkaç kez gitmiÅŸtim Yunanistan’a… Orada iki ÅŸeye çok ÅŸaşırmıştım. Birincisi; üst düzeyde “it dalaşı” diye tabir eden vuruÅŸmalar devam ederken bile sıradan Yunan halkının Türkiye’den geldiÄŸimizi duyunca çok sıcak davranmış olmalarıydı. Halbuki devletleri; aÅŸağılamak için, bizi gümrükte arabamızın üzerine su sıkarak karşılamıştı.

Çok zengin olduÄŸu söylenen Yunanistan’ın altı boÅŸ bir ekonomiye sahip olduÄŸunu hissedince de ÅŸaşırmıştım. En büyük fabrikaları bira veya kurÅŸun kalem üretenleriydi. Ama her taraf üzerinde 12 yıldız bulunan mavi tabeladan geçilmiyordu. Yani ,eÄŸer varsa, zenginliklerinin üretimden deÄŸil; Avrupa BirliÄŸi yardımları ile olduÄŸu açıktı. O yıllar birçok kiÅŸi bu yardımların karşılıksız olduÄŸunu sanarak bir taraftan “Avrupa’nın şımarık çocuÄŸu” muhabbeti yapıyor, öbür taraftan Avrupa BirliÄŸi’ne gıpta ile bakıyordu.

Benim fotoÄŸraflarım ise iÅŸin hiç de böyle olmadığı inancındaydı halbuki. Hatta “Az Gittik Uz Gittik” isimli kitabımda üretim yapmayan Yunanistan’ın 10 yıl içinde iflas edeceÄŸi kehanetinde bulunmuÅŸtum.

O yıllar bana bu kehaneti yaptıran fotoÄŸrafları “Öteki Kıyıdan Selam Var” adıyla sergilediÄŸimde de askeri görevli olduÄŸunu söyleyen bazı sivil insanlar sergiden fotoÄŸraf indirmeye teÅŸebbüs etmiÅŸti. Yani bir nevi onlar da üzerimize su sıkıyorlardı.

Ve geldik bugüne… O sergideki fotoÄŸraflar ÅŸimdi bana daha anlamlı geliyor. FotoÄŸraftaki insanlar bize ne kadar benziyor deÄŸil mi?

 



Sayı 7 (Mart - Nisan 2012)

Bu yazı 5532 defa okundu.