Adana Ulucami’nin Meşhur Hat Levhalarının İçler Acısı Hali..

Ulucami’de ki ünlü hattat Mehmet Şefik Efendi’ye ait altın sıvama levhalar nasıl restore edildi?

Hepimiz biliriz ki Adana’mızın tarihi dokusunun göz bebeği olan Ulucami aynı adla anılan Ulucami Mahallesi’nin orta kısımlarında yer alan eser oluşu, aynı zamanda Adana’nın en büyük tarihi cami ve yapısı oluşu bakımından da önem taşımaktadır. Selçuklu, Memlûk ve Osmanlılar devrine ait mimarî karakterleri üzerinde toplayan bu eserin üç ayrı kitabesinden; ilk defa 1513 yıllarında Ramazanoğlu Halil Bey tarafından inşasına başlandığı, 1541 yılında Halil Bey’in oğlu Piri Mehmet Paşa tarafından bitirilerek ibadete açıldığı  anlaşılmaktadır. Esas binanın batı tarafındaki giriş kısmının karakter itibariyle, Ramazanoğlu Halil Bey’in yaptırdığı yapıdan farklı görünüşte olması ve inşa tekniği itibariyle de daha önceki devrin özelliğini göstermesi bakımından, binanın tarihini daha eskilere götürmek mümkün görünmektedir. Giriş kapısının üzerinde, kademeli bir sistemle yukarı doğru sivrilen stalâktitli konik çatının, Selçuklu mimarisi karakterinde yapılmış olması, XVI. yüzyılda küçük bir beylik halinde bulunan Ramazanoğulları’nın burada, önce küçük bir mescit yaptırdığı fakat daha sonra Beyliğin büyümesi ve mescidin ihtiyaca kifayet etmemesi sebebi ile bunun yanına bugünkü esas binanın yapılmış olduğu sanılmaktadır.

Restorasyonu Hattat Şefik Efendi’yi tanıyan ve takip eden bir usta yapmalıydı!


Restorasyon Çok Önemli...
Tarihi dokularımız, değerlerimiz restore edilirken veya küçük de olsa tadilat yapılacağı zaman uzman ekipler tarafından gerçekleştirilir. Bu uzman ekip, bünyesinde sanatçı danışmanlar kurulu bulundurur. Öylesine bir tadilat yapılmaz. Çinicisi, ahşap oymacısı, hattatı, kalem işi sanatkarı,  v.b.  gibi üstadlara gerekli olduğu konularda danışılır; çağına, dönemine ve tarzına uygun, tekniğine uygun olarak doğru malzemelerle  tadilat gerçekleştirilir.

 

Mücevherlerimiz
Çıraklara Emanet Edilmemeli
Hele bu onarım işi ciddi bilgi gerektiriyorsa acemi çıraklara, işi bilmeyen cahil kişilere bırakılamaz. Burada üzerinde durmak istediğim konu Ulu Cami’de bulunan meşhur Hattat Mehmet Şefik Efendi’nin Zerendud (Altın sıvama) Hüsn-i Hat levhaları. Çok önceleri Adanalı hattat Ahmet Fatih Andı Bey’den duymuştum; bu levhaların acemi ellere, bir tabelacıya teslim edilerek mahvedildiğini. Çok sonraları gördüğümde içim cız etmişti. Hüsn-i Hat sanatının dünyadaki tartışmasız en önemli isimlerinden birisi olan, şuan İstanbul’da yaşamını ve sanatını sürdüren, hat hocam Adanalı Hattat Davut Bektaş Bey ile Ulu Cami’yi ziyaretimizde hocam levhaları görünce derinden bir ah çekip: “Kim, nasıl, hangi zihniyet bunu bu hale getirdi?” diye söylendi.

 

Tabelacının Sahte Altını
Levhaların özelliği, orjinal yazının yeşil zemin üzerine gerçek altın ile yazılması; ama daha sonraları tadilatı yapan kişi eline rastgele bir fırçayı alır, sahte imitasyon altını da kafasına göre yapıştırır olur size yenilenmiş onarılmış bir levha..!
Evet! O güzelim sanat eseri hat levhaları Hüsn-i hattan anlamayan, onarım  bilgisi olmayan, tablo restore işinden zerre kadar anlamayan bir şahsın elinden çıkarsa doğuracağı sonuç sanat katliamıdır. Dahası bu güzelim camide tahrip edilen meşhur çinileri hiç yazmayalım; canımız daha çok yanacak...
Biz hattatlar, tezhipçiler biliriz ki gerçek altın çok zahmetli bir şekilde ezilerek ve  belli  işlemlerden geçirilerek kullanılır, ama zamanla da kararmaya başlar, kararan altını veya parlatmak istediğimiz altını mühre ile (akik taşı) mührelediğimiz zaman altın kendi orjinal parlaklığına kavuşur.
Genelde 23 ayar (karat) veya 24 ayar saf altın kulanılır. Bu   altın  levhalar zamanla kararınca, restorasyonu bilinçsiz kişiler yaparsa o güzelim altın yazının üzerinden, soba yaldızı boyası veya sahte varak altın sürülüverir. Bari hattın gerçek anatomisini bozmadan yapsa bu işi bir nebze anlayışla karşılarım ama o güzelim Şefik Efendi’nin levhalarındaki muhteşem yazıları mahvetmekle ayrı bir suç işlemiştir.


Sanata Kör Bakmak
Belki de bu durum, geleneksel sanatlardan fazla nasibini almamış bir şehir olduğumuz için dikkatimizi çekmemiştir. Bu ve benzeri durumlarla çok sık karşılaşmamızın klasik sanatlarımıza kör ve şaşı bakmamızla bir alakası var mıdır düşünmek gerek.

 

Levhalar Ustaya Yakışır Şekilde
Restore Edilmeli
Bu bahsi geçen hat levhalarının ciddi bir ustaya; bilhassa hat sanatına vakıf olmuş, o devrin yazılarının ustası, Hattat Şefik Efendi’nin yazılarını takip eden bir usta  tarafından aslına uygun olarak, bilhassa zerendut (altın) ile yaptırılması gerekmektedir. Umudumuz o dur ki bundan sonra bize ait değerlerin bilinçsiz kişiler tarafından tahribatını önlemek ve doğru olarak korumak, bu sanat bilincini gelecek kuşaklarımıza doğru alarak aktarmak ve öğretmek bizlerin görevi olmalıdır.

 

Yazı ve Fotoğraf: Mesut Dikel




Sayı 3 ( Temmuz - Ağustos 2011 )

Bu yazı 7300 defa okundu.