Yeni Akımlar - Füzyon Kültür
Kulağımızın çok da yabancı olmadığı, daha çok mutfak dünyası için duymaya alışık olduğumuz fakat gün geçtikçe farklı sektörlere yayılan ve popülaritesini artırarak sürdüren füzyon kültürünü gözden geçirmek istedim.
Füzyon; kelime anlamıyla birleşme, kaynaşma demek, Füzyon Kültür ise; kültürlerin elementi olan her unsurun birbirleriyle iç içe geçmesi, kaynaşması ile yeni bir kültürün oluşması, yeni bir ürünün meydana gelmesi demek.
En sık duyduğumuz Füzyon Mutfağı; ulaşımın ucuzlaması, ithalatın kolaylaşması, iletişimin artması, kullanılan mutfak aletlerinin gelişmesi ve yer değiştirmesi, göçmen nüfusun artması, pişirme tekniklerinin farklı malzemelerle kullanılmasıyla ve en önemlisi insanların merak duygularının dürtülmesiyle meydana çıkmıştır.
Füzyon Mutfağı ilk olarak Avustralya’da başlamış ve yaygınlaşmıştır. (Kimi kaynağa göre ise Kaliforniya’da başlamıştır.) İtalyan, Fransız, İngiliz, Çin halkının Avustralya’ya göçü ile mutfakları arasında bir birleşme gerçekleşmiştir. Geleneksel
pişirme teknikleri, yeni malzemelerle harmanlanınca çok keyifli lezzetler ortaya çıkmıştır. Dünya mutfaklarının farklı özellikleri bir araya gelmiş, kaynaştırılmıştır. Asya Mutfağı, Uzak Doğu Mutfağı, Meksika Mutfağı, Çin Mutfağı birbirine güzel soslarla, değişik baharatlarla, farklı sebze ve et grubuyla kombin edilerek damakları şenlendirecek yemekler ortaya çıkmıştır.
Aslında Osmanlı mutfağı da füzyon bir mutfaktır. Yüzyıllar boyu Osmanlı topraklarında yaşamış birçok kültürün (Türk, Çerkez, Kürt, Arap, Ermeni, Yahudi, Balkan, Hristiyan, Acem vs.) hepsinden birer iz barındırır mutfağımızda. Ama pazarlamayı ve Avrupai havalı isimler koymayı pek beceremeyince yazık ki dünya mutfağında çok da tanınmamıştır.
Mesela “Adana Kebabı” da belki bir füzyon mutfağı ürünüdür. Fakat o bile hala şehir değiştirerek İstanbul, Ankara, İzmir gibi illerimizde pirinç ve/veya bulgur pilavı ile servis edilerek tekrar bir birleşmeye uğramıştır.
Bilindiği gibi Adana’da kebabın her çeşidi hiçbir zaman pilavla sunulmaz yanında pide, lavaş ekmek, közde pişirilmiş domates ve biberle servis yapılır.
ABD kökenli Hamburgeri, arasına taze nane, yerli marul, domates koyarak, kendi ekmeğini yaparak, Adana usulüne çevirebilmişizdir.
Lahmacunumuzun üzerine limon suyu ya da nar ekşisi yerine soya sosu döktün mü işte füzyon mutfağının Allah’ına gurban bizim tarz füzyon lahmacun :)
Ya da kuru fasulyeyi somon balığıyla pişirip de afili bir isim koydunuz mu işte krallara layık füzyon mutfak…
Hadi bir de kısırımızın içine kavun koyduk, vişne koyduk, yok beğenmedik avokado ya da ananas koyduk… yok beğenmedik mi hiç sorun değil bir de mangoyla deneyelim…
Dünya üzerindeki yiyeceklerin, mutfakların, yemeklerin, kombinasyonunu hesaplamak çok güç ve aynı zamanda dünyanın, kültürlerin değişimi de kaçınılmazken yapabileceğimiz sadece deneyimlemek ve değişik lezzetlerin keyfini çıkarmaktır.
Hali hazırda Türk mutfağı, pastacılık kültürü de füzyondan nasiplenmiştir. İletişimin artmasıyla özellikle internet kullanımının gelişmesiyle, özellikle bayanların yurt dışındaki pasta, mutfak ile ilgili blogları takip ederek yeni süsleme teknikleri öğrenmiş ve kendileri de internet sitesi hazırlamış ve hızlıca tüm ülkede yaygınlaşmıştır.
Mesela; “Şeker Hamuru(pudra şekeri ile yapılan ve renklendirilebilen bir çeşit süsleme hamuru)”, “Royal Icing(yumurta akıyla yapılan bir krema)” kremayla süslenmiş, rengârenk pastalar, kurabiyeler, çikolatalar önce göze sonra damaklarımıza hitap etmekteler artık. Aynı zamanda bu ürünlerde kullanılan yenilebilir gıda boyalarının, çeşit çeşit aromaların ithalatı ile Türk pasta ve kurabiyeleriyle birleşince bu dünyamızda neşeli, keyifli, canlı hale gelmiştir.
Ülkemizde füzyon mutfağını uygulayan birçok mutfak şefimiz de bulunmakta ve Uluslararası Füzyon Mutfak Olimpiyatlarına katılmaktadırlar. Yenilikçi Türk Mutfağını benimseyen insanlar çoğaldıkça bu mutfağa Gastronomik hatta Moleküler Gastronomik yaklaşımlarda artarak devam edecektir.
Modada, Dekorasyonda, Otel tarzında, Fitness de, Müzikte yeni trend artık füzyon:
Amerikanvari bir taytın üzerine Hint motifli bir tunik giydiğinizde alın size füzyon moda.
Uzakdoğu motifleri ve renkleriyle, modern kesimleri birleştirdiğinizde değişik bir stil elde edildi.
Geleneksel bir koltuk-kanepe ile pop-art bir tablo, ya da halı kullandığınızda, modern koltuk takımınızı etnik motifli bir kumaşla kapladığınızda, minimalist salonunuzun penceresine Japon perdesi döşediğinizde alın size füzyon dekorasyon.
Spor salonları iki veya üç farklı sporu bir araya getirerek füzyon sporu oluşturuyor. Kuvvet egzersizleriyle birlikte kalp ve damar sağlığına yönelik egzersizleri; denge ile esneme egzersizlerini; boks ile yogayı bile birleştiriyorlar. Bu füzyon spor tekniği eğlenerek, sıkılmadan forma girmenize yardımcı oluyor.
Müzik türlerinde de artık sınırlar ortadan kalkmış, birbirleriyle iç içe geçmiş durumdalar.
Tekno ile caz, funk, soul ve reggae gibi müzik tarzları birleştirilerek yeni bir akım ortaya çıkmıştır.
Ülkemizde Klasik Türk Sanat Müziği, senfoniye uyarlanıp, senfonik bir şekilde icra edilmektedir. Hem de çok başarılı bir şekilde, kulakları mest edecek tınılar ortaya çıkarak kulaklarımıza ziyafet çekmektedir.
Aslında Türk Batı Müziği de füzyon bir müziktir. Batı Kültürünün melodilerine Türkçe sözler yazarak füzyon bir müzik geliştirilmiştir. Aynı şey Arabesk müzik dediğimiz Arap-Türk karışımı tınılar için de söylenebilir.
Geçmişle gelecek arasında da füzyon olabiliyor; Adına da “Nostalji” deniyor… Eski bir şarkıya, yenilikçi bir yaklaşımla yeni bir düzenlemeyle, senfonik bir söyleyişle füzyonize etmiş olabiliyorsunuz.
Eski bir eşyayı geliştirerek, yeni özellikler ekleyerek tekrar kullanıma alabiliyoruz. Mesela: plakçalarlar, eski tip telefonlar vs.
Kıtalar arası, ülkeler arası, şehirlerarası, geçmişle şimdi arası füzyon dedik, kim bilir kısa bir süre sonra gezegenler arası füzyon kültüründen bahsetmeye başlayacağız.
Yaratıcılığımız ve hayallerimiz olduğu müddetçe füzyona açık, rengârenk bir dünyamız hep var olacak.
Dünya küreselleştikçe, kültür alışverişi devam ettikçe, yediğimiz, içtiğimiz, dinlediğimiz, giydiğimiz, kullandığımız, yaptığımız her şey birleşerek, gelişerek, değişerek ortaya karışık bir kültür yumağı ortaya çıkıyor.
Bize düşen; kendi geleneklerimizi unutmadan yenilikçi olmanın, yeni ufuklara yelken açmanın, damaklarımızda, kulaklarımızda, gözlerimizde coşmasının keyfine varmaktır diyerek hepinize çok mutlu, tekliğin ve birliğin tadına varabileceğiniz keyifli günler dilerim.
İlkay Zehra Ülbeği
Diğer Yazıları
Tüm Yazıları