Modern Fotoğrafın Öncüsü Tina Modotti

ATHENA’NIN TORUNLARI

“Sanat Tarihine Damgasını Vuran Kadın Sanatçılar” yazı dizisinin bu sayıdaki konuğu, siyasi görüşünü sanatıyla ifade eden bir kadın fotoğrafçı:Self_Portreit_3 Tina Modotti.

Fotoğraf çekmeye başladığı ilk yıllarda toplumsal sorunları fotoğraf ile nasıl ifade edeceğini bilemediği endişesi yaşarken, sonraki yıllarda bunu başarıyla gerçekleştirmiş ve hatta “Meksika’daki ilk devrimci fotoğraf sergisi”ni açan sanatçı olmuştur.

Ona fotoğrafı öğreten, sevgilisi, ünlü fotoğrafçı Edward Weston’a o yıllarda çıplak fotoğraf verecek kadar cesur, inandığı devrim uğruna fotoğraf hariç her şeyini, kimliğini dahi feda edecek kadar fanatik, yaşadığı zorluklarla dolu hayatın sonunda ayakta kalabilecek kadar güçlü bir kadın. Devrimi fotoğraflayan kadın ve modern fotoğrafın öncüsü Tina Modotti.

 

Tina, 1896 yılında İtalya’da dünyaya geliyor. Asıl adı “Assuntina”. Yani “Küçük Asunta”. Annesinin adı olan Asunta’dan türetilmiş bir isim. Fakat hayat boyu Tina olarak anılıyor. Tina altı çocuğun ikincisi. Marangozluk yaparak kalabalık ailesini geçindirmeye çalışan baba Modotti, işsizlik sebebiyle, ailesini ilerleyen yıllarda yanına aldırmak üzere Avrupa’da bırakarak, ABD’ye göç ediyor. Tina, küçük yaşlarda çalışma hayatına atılıyor, Avrupa’da kalan ailesine maddî destek sağlamak için. Bu yüzden üç senelik okul eğitimini geri dönmemek üzere bırakıyor ve 12 yaşındayken, bir fabrikada çalışmaya başlıyor. 16 yaşında ise babasının yanına ABD’ye gidiyor.

Bu göçle beraber Tina için yurtsuzluk dönemi başlamış oluyor. Hayatı boyunca ABD, Meksika, Hollanda, Almanya, bir dönem Moskova ve tekrar Meksika olmak üzere ülkeden ülkeye savrulup duruyor Tina Modotti.

ABD’de geçen ilk gençlik yıllarında önce terzilik, modellik, tiyatro oyunculuğu ve sonra etkileyici güzelliği sebebiyle Hollywood’da sessiz film döneminde başrol oyunculuğu yapıyor. 22 yaşında evlendiği Richey, çok yönlü bir sanatçı. Ressam, yazar, şair. İki sene süren mutlu bir evlilik döneminden sonra resmi olarak ayrılmasalar bile duygusal olarak Tina ve Richey’in yolları ayrılıyor. Tina 26 yaşına geldiğinde ise, Meksika’da tek başına yaşamaya başlayan kocası Richey’i, yakalandığı bir hastalıktan ötürü kaybediyor.

 

Tina, kendini sanatsal olarak ifade edeceği fotoğrafı ile siyasî görüşünü birleştirerek, sanat tarihine “devrimci fotoğrafçı” olarak damgasını vurur.

 mayisayitina

 

Fotoğrafçı Edward Weston hayatının dönüm noktası oluyor...

 

Dönüm Noktası Olan İki Başlangıç

Bu dönem belki de Tina için hayatının bir dönüm noktası. Bu yıllarda, Tina’nın hayatını sonuna kadar değiştirecek iki önemli başlangıç oluyor. Birincisi, ünlü fotoğrafçı Edward Weston ile tanışıyor ve fotoğraf öğrenmeye başlıyor. İkincisi ise Edward Weston ile beraber, o yıllar devrimci entelektüellerin bir araya geldiği, sanat ve kültür Rönesanssının yaşandığı Meksika’ya taşınıyor. Tina’nın kısa hayatının geri kalanı, bu iki olay üzerine kuruluyor. Kendini sanatsal olarak ifade edeceği fotoğrafı ile siyasî görüşünü birleştirerek, sanat tarihine “devrimci fotoğrafçı” olarak damgasını vurur.

Tina, sanatsal olarak hayatının en verimli yıllarını, çok sevdiği, aşığı olduğu Meksika’da geçiriyor. Edward Weston ile hem duygusal hem de meslekî bir beraberlik yaşamaya başlıyorlar, ilerleyen yıllarda duygusal ve meslekî beraberlikleri bitse bile, dostlukları hiç bitmiyor ve Tina bir mektubunda Edward’a şöyle yazıyor duygularını; “Beni, sadece hayatımı kazanmama yardım eden değil, aynı zamanda coşku içinde yaptığım mesleğimle sen tanıştırdın. Bana, kendimi sanatsal olarak ifade edebileceğim en iyi yöntem olan fotoğrafçılığı sen öğrettin. Kalbim, teşekkür duygularıyla dopdolu olarak, benden kalkıp sana doğru yolculuğa çıkıyor”.

 

1925 yılında çektiği “Güller” isimli fotoğrafı, 1991 senesinde yapılan bir açık arttırmada, o dönemde açık arttırmayla satılan bir fotoğraf için rekor bir fiyat olan 165 bin dolara alıcı bulur.

 

Olgunluk Dönemi

Edward, ABD’ye döndükten sonra Meksika’da bir fotoğraf stüdyosu açan Tina, para kazanmak için yaptığı portre fotoğrafçılığının yanı sıra, manevî tatmin için yaptığı sanatsal fotoğrafçılık alanında bir çok eser bırakıyor geriye. 1925 yılında çektiği “Güller” isimli fotoğrafı, 1991 senesinde yapılan bir açık arttırmada, o dönemde açık arttırmayla satılan bir fotoğraf için rekor bir fiyat olan 165 bin dolara alıcı buluyor.

Yine en ünlü fotoğraflarından biri olan “Orak ve Çekiç” sanatı ile siyasî görüşünü birleştirdiği bir fotoğraftır.

Komünistlerin yayın organı olan “El Machete Gazetesi’ni Okuyan Köylüler” fotoğrafı, Tina’nın çok aktif olarak Meksika’daki komünist parti çalışmalarının içinde olduğu yıllara ait.

Ayrıca grafik yönü ağır basan bir seri fotoğraf, “Güller” fotoğrafının da dahil olduğu çiçek serisi fotoğrafları ve Meksika’daki yerel yaşamı anlattığı belgesel nitelikli fotoğraflar, Tina’nın Meksika’da geçirdiği, sanatsal olarak verimli olduğu yıllara ait.Orak_ve_eki

 

Kimliksiz Bir Veda

Hayatının geri kalanı, komünist rejimi kurma çalışmaları içinde Moskova’dan Almanya’ya, ABD’den Hollanda’ya savrularak, bazen ajan olarak, bazen de sürgüne gönderilerek geçiyor. Devrimci sevgilisi gözlerinin önünde kurşunlanıyor, cinayetle suçlanıyor, hapse atılıyor. Nihayet, kimliksiz olarak döndüğü, takma bir isimle yaşamak zorunda bırakıldığı Meksika’da 46 yaşında kalp rahatsızlığı sonucu hayata gözlerini kapatıyor. Ana vatanı İtalya’dan çok uzakta, çok sevdiği Meksika’da, Meksico City’yi tepeden gören Dolores mezarlığında yatıyor.




Sayı 8 (Mayıs - Haziran 2012)

Bu yazı 5049 defa okundu.