FRİG YOLU'NDAN KARACAOĞLAN SEVDA YOLU'NA

Dünyanın yaşayan en büyük hattatı: Etem Çalışkan. Aynı zamanda bir ressam, eski bir gazeteci ve 85 yaşında. Hala düşünmeye ve üretmeye devam ediyor. Bazen çalışma odasında yeni resimler, yeni tablolar yaptığına şahit oluyorum. Size neden Etem Çalışkan’ı anlatıyorum? 85 yaşındaki delikanlı bir Karacaoğlan aşığı. Karacaoğlan ile ilgili her yıl etkinlikler düzenlemek için yeni projeler üretiyor. Yıllardır söylediği ama bir türlü sonuç alamadığı ‘Karacaoğlan Sevda Yolu’ bunlardan biri. Biliyorsunuz, Karacaoğlan bir kıza sevdalanır ve onun aşkı uğruna Torosları karış karış gezer. İşte Etem Çalışkan da bu sevdanın izini rota olarak kabul edip bir yürüyüş parkuru yapmak istiyor.

‘Karacaoğlan Sevda Yolu’ iki parkurdan oluşuyor. Birinci parkur, Tufanbeyli hizasından başlayıp, Saimbeyli, Feke, Kozan, Akören, Aladağ, Karaisalı ve Pozantı şeklinde devam eden “Aladağlar Parkuru” (buna Adana Torosları diyebiliriz). İkincisi ise, Mersin sahiline tepeden bakan “Taşlık Kilikya Parkuru”.
Bu yolda, bir çok antik kentten geçerek, köylerde mola verebilir, birçok önemli tarihi yapıya şahitlik edebilirsiniz.
Yapılabilir mi? Neden Olmasın. İşte size Anadolu'nun bir başka yerinde yapılan güzel bir örnek: Frig Yolu

 

Frig Yolu ile Gizemli Frigya’yı keşfedin…

DSC01458


Frig Yolu projesi mimarı Hüseyin Sarı’ yı, ilk olarak TFSF' nin yönetiminde çalışkan bir fotoğrafçı olarak tanıdım. Öğrendim ki, fotoğrafçılık; içinde bu kadar bulunmasına rağmen en az verdiği uğraşlardan biri. O bir bilim insanı, aynı zamanda gezgin
ve dağcı. Sürekli kendini geliştiren ve üreten biri.

Hüseyin Sarı çocukluğunda, Diyarbakır’ın sıcağından uzaklaşmak için Güneydoğu Toroslarının üzerinde kurulu köyünü çevreleyen dağların zirvelerini ve bu zirvelerin arkasında neler olduğunu hep merak edermiş. Dağların tetiklediği bu merak, daha sonraları O' nu sadece zirveleri yoklayan bir dağcı yapmamış; aynı zamanda bilim insanı olmasına da neden olmuş.

Zaman geçirmek için köyündeki dağlara çıkışını saymazsak bir spor olarak dağcılıkla üniversitede tanışmış ve ülkemizdeki birçok zirveye öğrencilik yıllarında çıkmış. Üniversitede, dağcılık ve diğer sosyal uğraşlarına ayırdığı zaman, derslerine ayırdığı zamandan daha fazla olsa da hedef edindiği akademisyenliğe ilk adımını Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği Bölümü'ne girerek yapmış. Ardından devlet bursu kazanarak eğitimine yurt dışında devam etmiş.DSC03997

Amerika’daki 7 yıllık eğitimi sırasında doğa yürüyüşleri yapma imkanı bulmuş ve birçok ulusal parkı dolaşmış. Uzun yürüyüş yolu kavramı ile ilk kez Amerika’da tanışmış ve 3500 km uzunluğu ile dünyanın sayılı rotalarından biri olan Appalachian Trail’in kısa bir bölümünü tesadüfen yürümüş. 2001 yılında yurda döndükten sonra daha önce çıkmadığı yeni zirvelere çıkmış. Ülkemiz için yeni olan Likya ve St. Paul gibi uzun yürüyüş yollarını yürümüş.

Bu yürüyüşlerden en sıradışı olanı, çocukluğu ile ilintili olsa gerek. Adıyaman Nemrut’dan köyüne kadar Torosların üzerinden yaptığı yürüyüş. Bu yürüyüşü tek başıma yapmış olması bir yana daha önce yürünmemiş ve hiç bilmediği güzergahlardan yürüyerek ve ancak köyünden gördüğü dağların arkasından köye gelmek; O' nun için müthiş bir deneyim olsa gerek. Bu etkinliğini köyde sonlandırmamış, soluğu Elazığ’da almış.

Yürümeyi çok seven Hüseyin Sarı, yürüyüşlerini kaleme alarak başkaları ile paylaşmayı bir sosyal sorumluluk olarak görüyor. İşte hayata geçirdiği Frig Yolu projesi de bu sorumluluk duygusu ile gerçekleştirdiği projelerden biri. Bu bölgede yaptığı yürüyüşler sırasında bölgeden çok

DSC06328

 etkilenmiş. Frigya’ yı doğa severler ile tanıştırmanın farkındalık yaratacağını, bölgeyi tehdit eden unsurlara karşı güçlü bir kamuoyu oluşturacağını düşünüyor.

Frig Yolu Projesi' ni bir de O' nun ağzından dinlemek üzere ben sordum, O yanıtladı...


- Hayata geçirdiğiniz Frig Yolu Projesi hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

Frig Yolu, Afyonkarahisar, Eskişehir ve Kütahya il sınırlarında kalan Frig Vadileri’ni yürüyerek ve bisikletle keşfetmek isteyen doğaseverler için oluşturulmuş, uluslararası standartlarda işaretlenmiş 506 km uzunluğunda uzun yürüyüş ve bisiklet yoludur.

Yolun temasını, bölgedeki farklı medeniyetler tarafından kullanılmış ve bazı bölümleri günümüze kadar kalmış antik yollar ve Frig eserleri oluşturur. Antik yolların yanısıra, Frigya’nın doğası, jeoloji, kültür ve tarihi eserler de olabildiğince rotaya dahil edilmiştir. Kısacaca Frig Yolu,  efsanelere konu olmuş Kral Midas’ın yaşadığı Gizemli Frigya’yı bir Frigyalı gibi günümüzde keşfetmeye olanak sağlayan uzun soluklu bir kültür yoludur.

 

- Yol hakkında biraz daha teknik bilgi verebilir misiniz?DSC08000

Geniş bir coğrafyaya yayılan Frig Vadileri’nin tamamını keşfedebilmek için yürüyüş yolu 3 noktadan başlayarak Frig Vadileri’ne nüfuz eder ve Friglerin dini merkezi Yazılıkaya Midas Anıtı’nda birleşir. Bu üç ana rotanın her biri, Afyonkarahisar, Eskişehir ve Kütahya illerine dağılmış Frig Vadilerin’ndeki Friglerin izlerini sürer. Ana rotalara ek olarak alternatif ve bağlantı yolları da oluşturulmuştur. 506 km uzunluğundaki yolun tamamı uluslararası Grande Randonne tarzında kırmızı-beyaz renklerle işaretlenmiştir. Bu işaretlerin sıklığı, 20-200 m arasında değişmektedir. İşaretlerin yanı sıra, yol üstündeki köy ve önemli noktalara yürüyüşcüleri bilgilendirecek yön levhaları dikilmiştir. Bölgenin coğrafik özelliğinden dolayı yolu yürümek oldukça kolaydır ve neredeyse yolun %95’i bisikletle geçmeye uygundur. Rotanın tamamında su sorunu yoktur ve çadır kurmaya elverişli bir çok alan olduğu gibi yol üstündeki köylerde de konaklama yapılabilir.

Kültür yollarına yeni olanlar için vurgulamakta fayda var; diğer kültür yollarında olduğu gibi Frig Yolu da, sadece var olan antik, patika veya orman yolları birleştirilerek

DSC07677

 oluşturulmuştur; herhangi bir şekilde yol yeniden yapılmamıştır. Doğaya karşı fazlasıyla duyarlıyız, görüntü kirliliğine meydan vermemek için patika işaretleri de gerektiği kadar yapılmıştır.

 

- Ülkemizde başka yürüyüş yolu/yolları var mı?

Evet var ve bunların sayısı her geçen gün artıyor. Türkiye’de, Frig Yolu’nun yanısıra 17 tane uzun yürüyüş yolu bulununmaktadır. Antalya’daki Likya ve Antalya’da başlayıp Yalvaç’da(Isparta) biten St. Paul Yolu ülkemizin ilk uzun yürüyüş yollarındandır.

 

- Bu işe nasıl başladınız, Yürüyüş Yolu fikri nasıl oluştu?

Frig Yolu fikri, Yazılıkaya’ya yaptığım bir kültür gezisi sırasında aklıma düştü; Bu gezide Frigya’nın atmosferinden çok etkilenmiştim. Bu fikrimi, birlikte yürüyüş yaptığım arkadaşlarım, Songül Sonal ve Naci Beytekin ile paylaştım, onlar da bu fikre sıcak baktılar. Ardından, yaklaşık iki yıl boyunca birlikte Frig Vadileri’nde keşif yürüyüşlerinde bulunduk, bu keşif yürüyüşlerimizin sonucunda bir güzergah belirledik. Daha sonra bu fikrimizi projelendirerek kurumsal destek bulmak amacı ile, o tarihlerde yeni kurulan Afyonkarahisar, Eskişehir ve Kütahya valiliklerinin kurduğu Frigya Kültürel Mirasını Koruma ve Kalkınma Birliği’ne (FRİGKÜM) sunduk. Birlik, bu projeye sıcak baktı ve desteklemeye karar verdi.DSC06374

 

- Siz bir fizikçisiniz; yürüyüş yolu ise biraz rekreasyon ve arkeoloji bilgisi gerektirir, bu eksikliği nasıl kapattınız?

Frig Yolu’nun teması antik yollar olsa da, bu çalışma tümüyle antik yollara odaklanan ve yolları ortaya çıkarmayı amaç edinen akademik bir çalışma değildir. Böyle bir amaçla oluşturulacak yürüyüş yolunda yürümek oldukça sıkıcı olabilir, çünkü bölgedeki birçok antik yol tahrip edilmiş veya üstüne yeni yollar yapılmış durumdadır. Antik yol güzergahı diye insanları asfalt yollardan yürütmek mantıklı olmadığı gibi keyifsizdir de. Yürüyüş yolu, yolun asıl teması ile birlikte yürümeyi de keyifli kılacak bölgenin doğal, jeolojik, kültürel tarihi vb gibi birçok parametresini içerirecek şekilde oluşturulduğunda hem yürüyüşe bir anlam ve amaç katılmış olur hem de yürüyüş keyifli hale getirilerek daha fazla kişinin yürümesi sağlanabilir.

Bölgede var olan antik yolları, yürüyüş tecrübemizi kullanarak diğer özgün değerlerle birlikte harmanlayarak olabildiğince keyifli bir güzergah oluşturduğumuzu düşünüyorum. Projeyi hayata geçirirken, Frigya konusunda uzmanı akademisyen ve arkeolog danışmanlarımızın fikirlerinden olabildiğince faydalandık.

 

- Kültür Yolu kavramı ülkemiz için yeni bir kavram sanırım, sizce bu kavram yeterince biliniyor mu?DSC08889

Anadolu, tarih boyunca barındırdığı çeşitli ve çok büyük medeniyetlerin sonucu kültür yolları konusunda da çok zengin bir mirasa sahip. Ancak bu yolları değerlendirilip turizme açma konusunda çok geç kalmışız. Bunda bir parça, insanlarımızın yürüme kültürüne ve doğa sporlarına karşı ilgisizliğinin etkisi olduğunu düşünüyorum. Yani sizi yürüken gören biri yürümenize pek anlam veremiyor; dolayısı ile başka şeylere, örneğin hazine avcılığına yorabiliyorlar. Ama iyi haber, 1998 yılında uluslararası anlamda ilk yolumuz olan Likya Yolu’nun açılmasının ardından bu alanda çok hızlı yol katettik ve şu anda kültür rotalarını amaç edinen ve merkezi Antalya’da bulunan bir dernek bile var: Kültür Rotaları Derneği. Bu süreç içersinde kültür yolu kavramını hem yöneticilerle hem de rota üstündeki yaşayan yerel halkla tanıştırmak zaman aldı; Birçok gönüllü rota yapımcısı sayesinde şimdi yerel yönetimler bu kültürel değerlerimizin farkında ve artık farklı bakıyorlar.

 

- Peki, ilgili kamu kurumlarının bu konuya bakışı nasıl?

İstenilen seviyede olmasa da en azından kültür yolu artık bir turizm kulvarı olarak kabul edilmekte. Ancak bu alanda istenilen seviyeye gelebilmemiz ve sürdürülebililiği sağlamamız için hala önümüzde çok ciddi yasal boşluklar var. Örneğin bir sit alanı gibi yürüyüş yolunun tamamını kayıt altına alacak ve koruyacak yasal mevzuat yok! Yani bir kültür yolunun geçtiği güzergah üstüne Orman Bakanlığı, belediye veya Özel İdare yapı yapabilir, araziyi istediği şekilde değiştirebiliyor; böyle olunca da bütün emekler boşa gidebiliyor. Kültür Rotaları Derneği’nin gündemindeki konulardan biri ve belki en önemlisi ilgili kurumlarla kültür yollarını koruma altına alacak yasal mevzuat oluşturma girişimidir.

 

- Frig Yolu’nu yürümek isteyen biri öncelikle ne yapmalı, bir rehber kitap var mı?DSC08991

Frig Yolu’nun ayrıntılı bilgilerini içeren Türkçe ve İngilizce rehber kitaplar var. Kitap, yolun GPS verilerini ve yolun tamamını gösteren 4 parçadan oluşan ayrıntılı haritaları içeriyor. Kitapta rota ayrıntılarının yanısıra, yürüyüşçülerin kendi yürüyüş planlarını yapmalarına yardımcı olacak değişik zorlukta ve sürelerde yürüyüş seçenekleri verilmektedir. Yol ile ilgili güncel bilgilere ise yolun resmi web sayfasından www.frigyolu.com ulaşılabilir.

 

- Frig Yolu çok uzun, bu yolu herkes yürüyebilir mi?

Frig Yolu, uzun olmasına rağmen yürümesi oldukça kolay güzergahları içerir. 506 km uzunluğundaki yolu tek seferde yürümek tabii ki zor olabilir, özellikle fazla yürüyüş deneyimi olmayanlar için ürkütücü görünebilir. Birçok kişinin algıladığı gibi yolun tamamını bir kerede yürümek gerekmez, zamana yayılabilir veya sadece belli bir kısmı yürünebilir. Rehber kitapta,  günübirlik yürüyüşler de dahil değişik seçenekte yürüyüş planları bulunmaktadır.

 

- Frig Yolu’nu ülkemizdeki diğer kültür yollarıdan ayıran önemli özellikler nelerdir?

Frig Yolu, Frig Vadilerinin sunduğu sıradışı tarihi, jeolojik, kültürel ve doğal güzellikleri keşfetmeye olanak sağlar. Birçok kültür yolu benzer çeşitte tatlar sunsa da Frig Vadileri gizemlidir ve beklendiğinden daha fazlasını sunar; yolun bir bölümünde 3000 yıl öncesine gidersiniz, bir bölümünde kendinizi bir Çerkez köyünde bulabilir, bir başka bölümünde ise yürüyüşünüze geyikler eşlik edebilir.  Frig Yolu ayrıca, konumundan dolayı yakınında bulunan diğer kültür yolları için bir köprü konumundadır da.  Frig Yolu, ara bağlantı yollarının yapılması ile Hitit Yolu, St. Paul ve Evliya Çelebi yollarını birbirine bağlayabilecek özelliktedir.

 

- Yolu yürüyeceklere önerileriniz nelerdir?Frigya-1

Frig Yolu’nda bilinçli ve güvenli bir yürüyüş yapabilmek için rehber kitap edinmekte fayda var. Rehber kitap, sadece rotaların ayrıntılı tariflerini ve kamp alanlarını içermiyor aynı zamanada güzergah boyunca görülebilecek eserler hakkında da bilgiler veriyor.

Bölge oldukça renkli, uygun mevsimde gidilirse beyaz ve mor çiçekli haşhaş tarlalarının arasından veya önemli bir sulak alan olan Balıkdamı’nda kuşlar arasından yürünebilir, dolayısı ile fotoğraf makinası almalarını ve belli noktalarda kamp kurup Vadilerin çeşitli tatlarını solumaları farklı bir deneyim kazandıracaktır.

 

- Frig Yolu’nun geleceğini nasıl görüyorsunuz?

İşin zor kısmının yolu tamamladıktan sonra başladığını söylemek abartı olmaz sanırım. Yolu yapmak belli bir özveri istiyor tamam, bu iş çok zor değil; yapılan işlerin boşa gitmemesi için yolun sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekir. Bu konuda özellikle Kültür-Turizm Bakanlığı’na ve yerel idarelere çok iş düşüyor; yolun tescil edilmesi ve koruma altına alınması gerekir. Bu yasal düzenlemelerin ardından sistemli bir şekilde güzergah üstündeki yerel halkın eğitilmesi, yoldan fayda sağlayacak şekilde pratik bilgilerle donatılmaları gerekiyor. Yolun sürdürebilirliğini belirleyen en önemli faktör kanımca yerel halkın yola sahip çıkmasıdır.

 

- Peki sürdürülebilirlik konusunda neler yapılabilir?DSC09158

Frig Yolu’nun oluşturduğu alt yapı üzereine inşa edilecek yeni projelerle rota üstündeki köylerdeki yerel halkın, sahip olduğu el becerilerini ve kültürel değerlerini kullanarak yolun paydaşlarından biri olmaları sağlanabilir. Bunun için istekli olan köylülere evlerinin bir odasını veya bahçelerini konaklama amaçlı nasıl kullanabilecekleri, turistlerin basit ihtiyaçlarını nasıl karşılayabileceklerinin pratik şekilde öğretilmesi gerekir. Rotayı yürüyen turist sayısındaki artış ile birlkte köylülerin sunacakları hizmetlerin artacağını; sunulan hizmetlerin artması ile turist sayısının da artacağını öngörmek zor değil; bu ikisi birbirinin tetikleyecek olgular ve süreçte yerel idarelerin katalizör görevi görmesi gerekir.

 

huseyinsari.net.tr


Frig Yolu Projesi, Hüseyin Sarı’ nın yaptığı en güzel iş. Bu yolu ilk duyduğumda dağlara aşık olan biri olarak çok heyecanlanmış ve kıskanmıştım.Projeyi çok büyük bir özveri ile tamamladı, kitapçığını da hazırladı. Kısacası; O en zor kısmını başardı. Bize düşen görev ise bu yola sahip çıkmak, tüm ülkeye yayarak sürdürülebilirliğini sağlamak.

Sevgili Hüseyin Sarı’ ya bu güzel projeyi ülkemiz turizmine kazandırdığı için ne kadar teşekkür etsek az. Darısı bizim ‘Karacaoğlan Sevda Yolu’ muzun başına olsun diyerek şimdiden tüm destekçilere teşekkür ediyorum.




Sayı 16 (Eylül - Ekim) 2013

Bu yazı 5148 defa okundu.