Bahailik Üzerine
Bahai İnancının Oluşumu
Bahai inancı; soylu bir aileden gelen, Bab’ın inananı olan ve tarihe Hz. Bahaullah olarak geçen Mirza Hüseyin Ali (1817-1892) tarafından İran’da kurulmuş. Arapça´da adı “Tanrı’nın Nuru” anlamına gelen Bahaullah, Bahailiğin üç önemli isminden birincisi olan Bab’ın (Arapça’da “kapı”) öğretilerinden oluşan Babilik’in bazı görüşlerini benimsemiş.
Bahaullah, Bab’tan sonra kendini yeni bir dini lider olarak açıkladıktan sonra İran hükümeti bu akımı durdurmaya çalışmış ve kendisini sürgüne göndermiş. Bahaullah’ın bundan sonraki yaşamı tamamen sürgünde geçmiş. Bu dönem, 40 yıllık bir mahkumiyetin ve Tahran’dan Bağdat’a İstanbul’a, Edirne’ye ve sonra da Akka’da ölümüne kadar uzanan bir dönemi olmuş. Sürgün yılları boyunca Hz. Bahaullah, öğretilerini açıklamaya devam etmiş ve bu çağın problemlerini çözmek için gerekli olan ruhani ve sosyal öğretiler getirdiğini savunmuş.
Bahai Dini İnanç ve İbadetlerinin Özellikleri
Bahai inancı, ilanından itibaren bağımsız bir dini inanç olarak ortaya çıkmış. Bahailik, Allah’a, kitaplarına, peygamberlerine, kıyamete ve Hz. Bahaullah’a imanı emretmiş diye bilgi veriyorlar. Bahailer, Bahailik için insan yaşamının amacının Allah’ı tanımak, O’na tapmak ve sürekli ilerleyen uygarlığı desteklemek olduğunu söylüyorlar. Bahailik alemin birliğini sağlama ve dünya barışının temelleri oluşturma gayreti içerisindeymiş. Bahai öğretilerini anlatan kitap ise Hz. Babaullah’ın yazdığı içinde yasa, ibadet, evlilik vb. konuları açıklayan “Kitab-ı Akdes”.
Bahai takviminde her yıl her biri 19 gün süren 19 ay bulunuyor. Bahailer son ay yani yılda 19 gün oruç tutuyorlar. Bahai takvimindeki her ayın ilk günündeki 19 Gün Ziyafeti’nde Bahailer, dua etmek, kutsal metinleri okumak, toplum işlerini tartışmak ve birbirleriyle dostluk etmek için toplanıyorlar. Bahailik aile kurumuna önem verip ve tek eşli evliliği emrediyor. Evlenirken anne ve babanın rızasını almak gibi geleneksel kurallara uymak zorunlu. Alkol ve uyuşturucu kullanımı kesinlikle yasaklanmış. Bahai’ler herhangi bir siyasi ve politik düşünceyi savunmuyor veya tavır almıyorlar. Yaşadıkları toplumun siyasi ve geleneksel kurallarını yorumlamaksızın kabul ediyorlar. Tanrı’yı anmak ve ibadet etmek için kurulmuş olan Bahai mabetleri tüm insanların kullanımına açık. İçlerinde herhangi bir dini ayin, tören yapılmıyor ve din adamı bulunmuyor. Bahai mabetlerinde tüm insanlar hangi inançtan olurlarsa olsunlar Tanrı’yı uygun bir şekilde anabiliyorlar.
'Bahai takviminde her yıl her biri 19 gün süren 19 ay bulunur. Birden fazla evlenmek, alkol ve uyuşturucu kullanımı kesinlikle yasaklanmıştır.'
Bahai Dünya Toplumu’nun Belirgin Bazı Özellikleri
Bahailik bütün dinlerin birliğini ve insanların evrensel kardeşliğini savunan geniş kapsamlı bir öğreti. İbadetten çok toplum ahlakı üzerinde duruyorlar. Onlara göre hangi toplumdan, hangi inançtan, hangi soydan olursa olsun bütün insanların birbirine yardımcı olmaları, karşılık ve çıkar gözetmeden bir yardımlaşma eylemi içinde bulunmaları gerekiyor. İnsanın kaçınması gereken en önemli eğilim ise bencillik.
Bahailer görüşlerini şöyle özetliyor;
Allah birdir, tüm dinlerin temeli birdir, insanlık alemi birdir. Din bilim ve akıl ile uyum içinde olmalıdır. Batıl itikatlar terk edilmelidir. Irksal, dinsel, etnik taassuplar terk edilmelidir. Kadın ve erkek eşittir. Bahailer, etnik köken, din, ırk veya sınıf ayrımı yapmadan, toplumsal barış ve huzur için çalışırlar. Eğitim zorunludur ve evrensel eğitim hedeflenir. Özellikle kız çocuklarının eğitimine öncelik verilir. Aşırı zenginlik ve yoksulluk kaldırılmalıdır. Uluslar arası ortak bir dil olmalıdır. Bahailer, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, hükümete karşı tam bir sadakat ve itaat gösterirler. Bahailer için dürüstlük, doğruluk ve çalışkanlık son derece önemlidir. Diğer dinlerin inananlarıyla dostça yaşamanın önemine inanırlar.
19. yüzyılda başlayan Bahai İnancı dünyanın her yerine yayılmıştır. Türkiye’de yaklaşık on bin ve dünyanın hemen hemen her ülkesinde çeşitli kültür ve geçmişe sahip toplam beş milyondan fazla Bahai bulunmaktadır. Altınşehir Adana Dergisi olarak Adana’da yaşayan Bahai inancına mensup Canan Laroya ve Cevdet Gülalp ile Bahai inancı üzerine konuştuk.
Bahailiği, Bahailer Anlatıyor
Altınşehir Adana: Bahailik Nedir? Babaullah Kimdir? Mevcut diğer dinlerden farklılıklarınız nelerdir?
Cevdet Gülalp: Bahailik, amacı dünyadaki tüm ırkları ve tüm insanları evrensel bir amaçta ve müşterek bir dinde birleştirmek olan bağımsız bir dini inançtır. Bu inancın ana fikri, tüm insanlığın tek bir aile olduğu ve barış içinde küresel bir toplum halinde birleşme zamanının artık geldiğidir. Bu nedenle, dünyada mevcut herhangi bir dinin mezhebi, tarikatı veya bir reform hareketi olarak düşünülmemelidir. Aslında bütün ilahi dinlerin temeli birdir. Hepsi bulundukları dönemin insanlarına ve medeniyetine manevi olarak kılavuzluk ederler. Aralarındaki farklılıklar tamamen zamanın değişen şartlarına ve ihtiyaçlarına cevap veren yeni ruhani prensipler olmalarıdır. Hz. Bahaullah ise bu elçiler silsilesinin en yeni halkası olduğunu ilan eden, içinde bulunduğumuz çağa göre yeni ruhani ve sosyal öğretiler getiren ve bu öğretilerin insanların barış içinde yeni bir dünya kurmalarını sağlayacağına inanan büyük bir şahsiyettir.
A.A.: Bahai inancını kabul ettikten sonra yaşamınızda veya yaşama bakışınızda ne gibi değişiklikler oldu?
C.G.: Bahai inancını kabul etmek dünya sorunlarına kişisel, bölgesel, ulasal yönden bakmanın yanı sıra evrensel açıdan da bakmamızı sağladı. Bütün ırkları, cinsiyetleri, inançları kucaklayan insanlığın birliği ve dünya barışı vizyonuyla yaşamı anlamamız ve dünya insanlarına karşı duyduğumuz sevgi ve hizmet anlayışı kendi ruhani gelişimimizin temel dayanak noktasını oluşturur. Yüreğimizde tüm dünya insanlarını sevgiyle kucaklama potansiyelini besleriz. Bu nedenle ruhani yönden sürekli bir gelişim içinde oluruz. Artık içinde yaşadığımız dünyayı genelde daha iyi algılayabiliyoruz ve geleceğe daha olumlu ve umutla bakabiliyoruz. Kişisel çabalarımızla Bahai öğretilerine uygun yaşamaya çalıştıkça hem özel hem de profesyonel ilişkilerimizin gelişme gösterdiğini gözlemliyoruz. Evet Bahai inancını kabul ettikten sonra yaşamımızda çok derin değişiklikler olmuştur.
'Bahailik, amacı dünyadaki tüm ırkları ve tüm insanları evrensel bir amaçta ve müşterek bir dinde birleştirmek olan bağımsız bir dini inançtır.'
A.A.: Cemaat yapınızdan biraz bahseder misiniz?
C.G.: Bahai toplumunda her ırktan, etnikten, kültürden insanlar vardır. Bahai öğretileri kılavuzluğunda çeşitlilik içinde birlik duygusu temel bakış açısıdır. Bizler ırkların ve inançların birliğine inanırız ve tüm ırklar ve inançlara sevgi ve hoşgörü ile yaklaşırız, çünkü insanlık ailesini tek bir Tanrı yaratmıştır ve bütün dinler ilhamını tek bir Tanrıdan alır. Asıl amaç hangi inançtan olursa olsun birlikte daha iyi bir dünya için çalışmaktır.
A.A.: Bahailik insanlara veya insanlığa ne vaat etmektedir?
C.G.: Bahailer ve dostları daha iyi bir dünya kurmak için Hz. Bahaullah’ın getirdiği öğretileri hayata geçirmeye çalışırlar. İnsanlığın birliğini kurabilmek için yoğun olarak sosyal bir çalışma çabası gösterirler. Ruhani doğalarının farkına varıp geliştirmek ve çevrelerini olumlu yönde değiştirmek amacıyla her yaştaki bireyleri güçlendirmek için eğitim aktivitelerine katılırlar. Bu etkinliklerin ana fikri sosyal açıdan farklı katılımcılar arasında hayatlarımıza ve toplumumuza nasıl katkıda bulunabileceğimizi araştıran gerçek dostluk bağlarını kurmaktır. Bahailer insanoğlunun “kıymetli mücevherlerle dolu bir maden” olduğuna ve sahip olduğumuz değerleri görünür kılmamızı sağlayabilecek şeyin yalnızca eksiksiz bir eğitim (akademik, mesleki, fiziksel olanların yanı sıra ruhani eğitim) olduğuna inanırlar. Gerçek değerimizi keşfederek toplumlarımıza yardımcı olabilecek hale geliriz. Bu aktivitelere katılmak için Bahai olma zorunluluğu yoktur. Daha iyi bir dünya kurmak için çeşitli toplantılar yaparız. Bu toplantılar; dua toplantıları, çocuklara ruhani ve ahlaki eğitim toplantıları, gençlerin daha güçlü bir ahlaki kimlik oluşturmaları için toplantılar ve çalışma çemberleri dediğimiz toplumların gelişmesine yardımcı olacak etkinliklerin başlatılması ve sürdürülebilmesi için düşünüş, anlayış, ruhani iç görüş ve diğer becerilerin geliştirilmesine yardımcı olan toplantılardır.
Tüm bu çalışma alanları doğrultusunda Bahailer, içinde bulunduğu toplumun ihtiyaçları ve kapasiteleri doğrultusunda toplumun diğer fertleriyle birlikte samimiyetle hareket ederek, sorunları anlamaya ve birlikte çözüm aramaya her daim hazırdırlar ve hayatlarının önemli önceliklerinden biri de topluma hizmet etmek için çaba sarf etmektir.
Ali İhsan Ökten
Diğer Yazıları
Tüm Yazıları