Yaş Yetmiş, ...

“Gençlik ilkbahar gibidir Yaşlılık ise kışa benzer Öyle bir kış ki, arkasından Bahar gelmez…’’ Firdevsî  (934-1020 / İran )

 

goethe

Firdevsî’nin bu güzel sözünü, yıllar öncesinde bir dergide ilk okuduğumda çok etkilenmiş ve hüzünlenmiştim (orta yaş sendromu!). Aradan yıllar geçince bizim kötü deyimlerimizden birine takıldım yine; “Yaş yetmiş, iş bit-miş…’’ Son 50 yılda, tüm dünyada insanın ortalama yaşam süresi ve kalitesi ciddi biçimde artıyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler grubunda, yaşlı nüfusun oranı önemli biçimde artarken; yaşlı nüfusun yaşamını kolaylaştıracak mekanizmalar ve dinamikleri acilen oluşturmamız gerektiğine ait ayrıntılı bir çalışma, National Geographic -Türkiye dergisinin Mayıs sayısında yer aldı. Buna göre; Türkiye’de ömür, 20 yılda tam 10 yıl uzadı. 12 yıllık çalışmaya göre; insanlarımız 50’li yaşlarda iş yaşamından koparken, beraberinde sosyal yaralar başlıyor. Hobilerimiz, kendimiz için uğraşılarımız yoksa yaşam tam bir yük haline geliyor. Yani kısacası dostlar; yaşlanmak kaçınılmaz ama ihtiyarlıktan nasıl kaçarız, bu süreci nasıl geciktiririz diye sorgulamak gerekiyor. Bunun en iyi yolu da aktif üretimden geçiyor, yani yaşımız kaç olursa olsun üretime devam. Özellikle düşünsel boyuttaki üretim (sanat-edebiyat) insanı daha diri tutuyor.

 

Yaşlanmak kaçınılmaz ama ihtiyarlıktan nasıl kaçarız, bu süreci nasıl geciktiririz diye sorgulamak gerekiyor.

 

Peki, ülkemizde ve dünyada; ileri yaştaki bilim, sanat ve edebiyat insanları ne yapmışlar diye merak ettim ve belirli bir kronolojik dizine gerek duymadan sıraladım. Eminim ki, sizler de şaşıracaksınız bunca örneği görünce ve hep birlikte yüksek sesle haykıracaksınız; “Yaş yetmiş ama daha iş bitmemiş…’’

 

mimarsinan

Mimar Sinan: Anadolu’nun yetiştirdiği en büyük mimar olan Mimar Sinan, ustalık eserim dediği Selimiye Camii’ni 7 yılda tamamlamıştır (1575 ). Büyük Usta, dünyaca ünlü bu muhteşem eserini bitirdiğinde tam 86 yaşındaydı. Vefat ettiği güne değin (1588 / 99 yaşında) aktif çalıştı ve üretimde bulundu. Yaşamı boyunca 92 camii, 52 mescit, 55 medrese, 5 su yolu, 8 köprü, 20 Kervansaray, 36 saray, 8 mahzen ve 48 hamam olmak üzere; toplam 375 esere imza atmıştır. Hem uzun (99 yıl) hem de bunca verimli bir yaşam çok az kişiye nasip olur herhalde.

 

Johann Wolfgang Von Goethe: Alman edebiyatçı ve doğa bilimcisi Johann Wolfgang Von Goethe (1749-1832), yaşamı boyunca sürekli üretmiş ve yayınlar çıkarmıştır. En ünlü eseri “Faust’’un 1. cildini 1808 yılında (59 yaşında) yayınlayan Gothe; 2. cildini 1832 yılında tam 83 yaşındayken yayınlar. Ölümü esnasında son sözü; “Biraz daha ışık lütfen…” olur.

 

Müşfik Kenter: 15 Ağustos 2012 tarihinde vefat eden büyük usta Müşfik Kenter (1932) 80 yaşına karşın; tiyatro, dizi ve seslendirmelere devam ediyordu. Bu sezon, eşi Kadriye Kenter’le birlikte oynadıkları “Aşk Mektupları’’ adlı oyunun aynı zamanda yönetmenliğini üstlenmişti. Onlarca tiyatro oyununda oyuncu ve yönetmen olarak yer almasının yanı sıra ödüllü filmlerde de rol aldı. Seslendirme alanında unutulmaz bir yeri olan sanatçı 80 yaşında vefatına değin aktif olarak çalışıyor, üretiyordu.

 

Yıldız Kenter: Türk tiyatro ve sinema sanatçısı Yıldız Kenter (1928/İstanbul) 84 yaşına karşın aktif sanat hayatı ve öğretim üyeliğine devam ediyor. Oyuncu ve yönetmen olarak kariyerini sürdüren duayen sanatçı, en son 2007 yılında rol aldığı sinema filmi “Beyaz Melek’’de 79 yaşındaydı. Devlet Sanatçısı ünvanlı Yıldız Kenter, 1960 yılında kardeşi Müşfik Kenter’le kurduğu “Kent Oyuncuları” adlı tiyatrolarında oyuncu ve yönetmen olarak çalışmaya devam ediyor. Halen süren “Kraliçe Lear” adlı oyunda oyuncu ve yönetmen olarak görev alıyor.

 

YldzveMusfikKenter

Manoel de Oliveira: Portekiz asıllı Manoel de Oliveira (14 Aralık 1908) Dünyanın en yaşlı film yönetmenidir. 1931 yılında film çekmeye başlayan Manoel, en son 2007 yılında “O Enigma” adlı filmini çektiğinde 99 yaşındaydı. 30. Uluslararası İstanbul Film  Festivalinde (2011)  “O Estranho caso de Angélica’’ (Angelica’nın Tuhaf  Vakası) adlı filmi gösterildi.

 

Michelangelo Buonarroti: Michelangelo Buonarroti (6 Mart 1475-18 Şubat 1564) ünlü İtalyan Rönesans dönemi ressam, heykeltraş, mimar ve şairi. Heykel alanında en ünlü eseri olan “Davud (David)”u bitirdiğinde henüz 26 yaşındadır. Beş buçuk metreküplük bir mermer bloktan çıkaracağı eser için genç dahi; mermer kütlenin  yanına bir baraka inşa ederek, yardımcısız bir şekilde, çoğu zaman geceli gündüzlü çalışarak Rönesans sanatının harikalarından biri olarak kabul edilen David’i yaratır. Yaşlılıkta hastalığına karşın; öldüğü güne değin aktif çalışmaya, üretmeye devam eder. Michelangelo 72 yaşındayken Papa III. Paul tarafından Hıristiyanlığın en önemli kilisesi olan Roma’daki San Pietro’nun (San Peter) başmimarlığına atandı. 89 yaşında vefatına değin bu görevini sürdürdü.

 

Gabriel Garcia Marquez (6 Mart 1928): Kolombiyalı yazar, romancı, düşünür. Yüzyıllık Yalnızlık (1967), Başkan Babamızın Sonbaharı (1975), Kırmızı Pazartesi (1981), Kolera Günlerinde Aşk (1985) adlı ünlü romanları Türkçeye de çevrilen yazar, 1982 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü kazandı. 2004 yılında “Benim Hüzünlü Orospularım’’ adlı eseri yazdığında 76 yaşındaydı. Halen Meksika’da yaşayan 84 yaşındaki yazar üretmeye devam ediyor. Özellikle G. Amerika’nın farklı ülkelerindeki yazarlarla bir araya gelerek düşünce platformu oluşturup, manifestolar hazırlıyor.

 

GabrielGarciaMarquez

Alfred Hitchcock (1899-1980): İngiltere doğumlu, Amerikan gerilim filmleri yönetmeni. Alfred Hitchcock tüm zamanların en iyi yönetmenlerinden biri kabul edilir. Ünlü yönetmen birçok klasikleşmiş filme imza attı (“Kuşlar’’, “Psycho’’ vs). Son filmini ise 1976 yılında, 77 yaşındayken çekmiştir (“Family Plot’’).

 

Ara Güler (16 Ağustos 1928/İstanbul): Türkiye’nin uluslararası alanda en iyi tanınan fotoğraf sanatçısı(ya da kendi deyimiyle “Foto Muhabiri’’), 84 yaşına karşın halen aktif çalışmaya devam ediyor. Özellikle dünya çapında tanınmış bilim, sanat, edebiyat ve siyaset adamlarının portreleriyle biliniyor (Aşık Veysel, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Picasso, Salvador Dali, Alfred Hitchcock, Mahatma Gandhi, W. Churchill, Nazım hikmet vs). 84 yaşındaki usta; her daim yanında taşıdığı makinasıyla, dinamizm ve heyecanını diri tutarak üretmeye devam ediyor. Yakın bir tarihte, bir siyasi toplantı sonrasında katılımcıların portrelerini çekerek tarihe not düştü.

 

Muhsin Ertuğrul: Türk Tiyatrosunun batılı anlamda kurucusu olarak kabul edilen Muhsin Ertuğrul (1892-1979); sinema alanında ilk önemli katkıları gerçekleştirmiş, 1922-1939 yılları arasında Türkiye’de film yapan tek kişi olarak kalmıştır. 1927 yılında Belediye Başkanının talebiyle Darülbedayi’nin (İstanbul Şehir Tiyatrosu) genel sanat yönetmenliğini üstlendi. 1949’da Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’ne getirilinceye kadar sürdürdüğü çalışmalarla kuruma bir şehir tiyatrosu kimliği kazandırdı. Sahne çalışmalarını düzen altına alan yönetmenikler hazırladı ve uygulamaya koydu. 1928’de Darülbedayi sanatçılarıyla başarılı bir Kahire turnesi yaptı. 1954’te ikinci kez Devlet Tiyatrosu Genel Müdürlüğü’ne getirilince Küçük Tiyatro ve Oda Tiyatrosu’nu açtı (1955). İzmir ve Bursa’da Devlet Tiyatrosu, Adana’da Şehir Tiyatrosu açılmasında emeği geçti (1957). 1958-1966 yılları arasında İstanbul  Şehir Tiyatroları’nda baş yönetmenlik yaptı. 23 Aralık - 12 Ocak 1970 tarihleri arasında 60. sanat yılını büyük programlarla kutlayan Muhsin Ertuğrul’a 23 Ekim 1971’de Kültür Bakanı Talât Halman’ın çabasıyla Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir sanatçıya verilen Devlet Kültür Armağanı takdim edildi. 1974 yılında 82 yaşındaki Muhsin Ertuğrul, Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği’ne atandı. 1975 yılında, 83 yaşındayken, “İnsan ve Tiyatro Üzerine Gördüklerim’’ adlı kitabını yayınladı.

 

MuhsinErtugrul

Jean Lamarck: Büyük Fransız doğa bilimcisi Jean Baptiste Lamarck (1744-1829), İngiliz bilim adamı Charles Darwin’in doğduğu yıl “Philosophie Zoologique’’ adlı ünlü yapıtını yayımlamıştı. Bu yapıtında bazı evrim kurallarını açıklamıştır. Paris’te tıp eğitimi görürken, bir yandan da botanik alanında incelemeler yaptı ve 1778’de Fransa’nın doğal bitki örtüsüne ilişkin değerli çalışmalarını yayımlayınca, Fransız Bilimler Akademisi’ne seçildi. 1788’de Paris Botanik Bahçesi’nde göreve seçildi. Beş yıl sonra bu kuruluş Ulusal Doğa Tarihi Müzesi adıyla yeniden örgütlendiğinde zooloji bölümünün yöneticiliğine atanan Lamarck, o tarihten sonra bütün ilgisini zoolojiye yöneltti. Bu bilim dalındaki çalışmalarına 50 yaşından sonra başlamasına ve gözlerinin neredeyse körlük derecesinde bozulmuş olmasına karşın böcekler ile solucanlar konusunda en yetkili kişi olarak tanındı. Ömrünün son yıllarına doğru da omurgasız hayvanlar biyolojisinin en önemli yapıtlarından birini yayımladı (“Omurgasız Hayvanların Doğal Tarihi’’ 1826 / 82 yaşında).

 

Taha Toros: Türk Kültür tarihi araştırmacısı, yazar Taha Toros (1912 Adana-26 Ocak 2012 İstanbul); “Geçmişte Türkiye-Polonya İlişkileri (1983)’’, “Fikret Mualla (1986)’’, “Kahvenin Öyküsü (1998)’’, “Türk Edebiyatından 6 portre (1998)’’,  adlı bilinen kitaplarının yanı sıra yüzlerce makale, binlerce gazete ve kitaptan oluşan bir arşive sahipti. 100 yaşında vefat eden araştırmacı yazar; son dönemine değin düşünme, araştırma ve üretimden kopmadı. Son kitabı “Nazım Hikmet” 2005 yılında yayımlandığında 93 yaşındaydı. 70 yılı aşkın bir süredir araştıran Taha Toros, arşiv sevdasını “Mazi Cenneti- 1’’ adlı kitabında şu cümlelerle özetler: “Arşiv oluşturmak, özellikle ülkemizde nadir yetişen biyograf olmak, bibliyografyada uzmanlık kazanabilmek, yararına yürekten inandığım, kültür zenginliklerindendir. Yaşamım boyunca bunu yapmaya çalıştım. Aslında bu konularla ölesiye uğraşmak, tedavisi mümkün olmayan bir hastalık gibidir. Bugün kanserin bile tedavisi mümkün. Ama “arşiv” hastalığının tedavisi yok!. Ne diyelim, Tanrı, bu türden hastalığa yakalananları kurtarmasın!”

 

taha-toros

Clinton Eastwood Jr (31 Mayıs 1930, San Francisco): ABD’li sinema oyuncusu, yönetmen, yapımcı, besteci. Eastwood’un asıl çıkışı, 1964 yapımı “A Fistful Of Dol-lars’’ ve takiben 1965 yapımı “For a Few Dollars More’’ filmi ile olmuştur. 1966 yılında, aynı serinin son filmi “The Good, The Bad And The Ugly’’ ile Eastwood, ar-tık dünya çapında tanınan bir aktör haline gelmiştir. 1980’li yıllarda, iyi yapımlarda oynamış olmasına rağmen, önceki yıl-lar kadar büyük çıkışlar yapamadı. Ama 1990’ların başında, gerek yönettiği, ge-rekse oynadığı filmlerle sinema dünyasına yeni sürprizler kazandırdı. 1992’de yönet-tiği ve oynadığı “Unforgiven’’ adlı film ile en iyi yönetmen Oscar’ını kazandı ve en iyi aktör ödülüne aday gösterildi. Eastwo-od bugüne kadar, 60’dan fazla film ve TV yapımında oynamış, 35 film yönetmiş, 25 filmin yapımcılığını üstlenmiş, 10 filmin müziklerini bestelemiş ve soundtrack’le-rine imza atmıştır. 82 yaşındaki sanatçı; 2012 yılında “J. Edgar’’ adlı filmin yönet-menliğini ve yapımcılığını üstlenerek aktif sanat yaşamına devam etmektedir.

 

Yaşar Kemal, 89 yaşında olmasına rağmen aktif biçimde edebiyat ve düşünce alanında üretimini sürdürüyor.

Yasarkemal

 

Yaşar Kemal: Türk romancı, senaryo ve öykü yazarı Yaşar Kemal (Kemal Sadık Göğceli/1923 Gökçedam/Osmaniye); Türk edebiyatının en önde gelen kalemle-rinden biridir. İlk öykü kitabı “Sarı Sıcak’’ta da yer alan “Bebek Öyküsü’’ ile ilk roma-nı “İnce Memed’’, Cumhuriyet’te tefrika edildi. “İnce Memed’’ yaklaşık kırk dile çevrilerek yayımlandı ve kitaplarının yurt-dışındaki baskısı yüz kırkı aşmıştır. Yaşar Kemal pek çok yapıtında Anadolu’nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. Doğduğu, büyüdüğü Çukurova; yazın ve düşün alanındaki gelişimine temel oluş-turmuştur. PEN Yazarlar Derneği üyesi-dir. Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday göste-rilen ilk Türk yazardır. 22 öykü, roman, 6 röportaj, 10 deneme derleme, 4 destansı roman yazan yazar’ın birçok öykü ve ro-manı tiyatro ve sinema’da yer almıştır. Bugüne değin 40’ın üzerinde ulusal ve uluslararası ödül kazanan yazarımız; 89 yaşında olmasına rağmen, aktif biçimde edebiyat ve düşünce alanında üretimini sürdürüyor. Siyasal duruşuyla da topluma öncülük yapan yazarın son kitabı “Binbir Çiçekli Bahçe”, 2009 yılında, 87 yaşında yayınlanmıştır.




Sayı 10 (Eylül - Ekim 2012)

Bu yazı 5076 defa okundu.