ŞİİR DAMLASI; BADEM ÇİÇEKLERİNE AĞIT
Sanat ve edebiyat böylesi bir şey işte dostlar; Yıllar öncesinde yazdıklarınızı karıştırırken – okurken fark edersiniz ki, bugün için yazılmış sanki. Ya da ülkemizin, yaşadıklarımızın tekrarı diye de yorumlayabilirsiniz ne yazık ki… 2009 yılında yazdığım bu dizelere bakıyorum da; bugün de otursam ancak bunları yazabilirim herhalde diye düşünüyorum. Ve sevgili dostlar, öylesine korkuyorum ki ülkemden ve yaşadıklarımızdan; gelecekte bu dizeleri bile yazabileceğimizden emin değilim artık. Kendime ne denli telkinde bulunsam da, ‘’Sol göğsümün altındaki cevahiri karartmamaya çabalasam da…’’ ; ÜRKÜYORUM ve TİTRİYORUM. Çünkü kanıksama ve aymazlık bulutları tüm kentlerimizi boğuyor artık…
BADEM ÇİÇEKLERİNE AĞIT
Karabasan uykularını
bölerken
-sabah baskınları-
kan damlıyorsa yorgun düşlerine
ve
suskunluk
ve
aymazlık
nemli bir bulut gibi çökerse ovalara;
Badem çiçeğinden de
ürkek umutların
incinmesin sakın…
Kapılar kırılmış,
kitaplar yırtılmış
ve
suskunsa kuytularda
şimdi bütün şarkılar;
Bir küçük çiğ tanesi
düşerse yüreğine
sakın üşüme !...
Suçluluk
ve
pişmanlık dağdan da büyük
yıkılırken
yorgun omuzlarımıza;
Sen
ergûvanlara savur
bütün sitemini…
Metin Bahçivan
17 Mart 2009 / Mersin
Bir gün bu şiirleri de yazamamak korkusu ne kötü bir şey. Umarım her şey iyi olacaktır. Şairin oğlu Haluk'a söylediği gibi, "Elbet bir gün sabah olacaktır." Umarım olacaktır. Emeğinize sağlık.