Roma'daki Çukurovalılar

-Söyle esin perim, Kaliopem, Zeus’un kızı,peresia2

Say bana Roma’daki saygın Çukurovalılar'ı…

 

-Başta gelen Lokmanlar'dır… Yumurtalıklı…

Hani ilk ayağı ilk ayağa takmışlardı da

Büyük ün kazanmışlardı.

Üstelik para kabul etmezlerdi, fakir fukara garip gurabadan,

Bu nedenle ‘”Gümüşsüz Doktor “ denmişti de, halkın sevgisinde

İmparator Diocletianus’u geçmişlerdi de sonlarını hazırlamışlardı.

Katl kararı çıkmıştı bir kez. Ancak

Ateş yakmadı, ok batmadı tenlerine, su boğmayı reddetti.

İmparator da kafalarını koparmıştı…

Romalılar'sa kıymetlerini bilerek Lokmanlar'ın, hemen Collosium’un yakınında

mitra2

Vespasian kütüphanesi'ni yapmışlar Lokman Basilikası

Büyük onur kazanmış Roma…


 

Sonra güzel Peresia Artemis Rahibeleri gelir…

Kastabala’da ateşin üzerinde yürüyüp çıplak ayakla

Dağlara koşan çıplak ayakla…

Bahtlarını çizerler çıplak ayakla…

 

Sonra Mitra Rahipleri'ni unutma…

Babil'den gelmişlerdi de hani…

Kırmızı elbiseleri, sivri külah ve pabuçlarıyla

Kastabala'da boğa keserlerdi Mitra adına…

İnanç merkezi olmuştu da Kastabala

Çok kişi toplamışlardı çevrelerine…

isis2

Çok kişi, çok para demekti öğrenmişti 

Kral Tarkondiomos da El üzerinde tutmuştu onları…

 

Güveoloğlu'ndan Filippina kızı İsodora

Adana'nın bayındırlığı için çalışmıştı da

Düşman Selevkoslar bile takdir etmişler

Heykelini dikmişlerdi

Ptolemaios olmasına rağmen…

 

Sonra Yumurtalık Asklepeion’un banisi Hipokrat

Kos’lu olsa da

Fahri hemşehrimizdir bizim.

Kollosium'da karşıladı beni..

Yaşam kısa, sanat uzun, fırsatlar geçici derken

‘Kötülere zanaatımı öğretme dedi ‘

 

Sonra bir köle kız Kolosium çıkışında yolcu etti beni

Elinde kupa içinde Melis…

Canım Melis, karlı Melis..

Keçi peyniri, bal, yumurta…Gustatio yani

Ekin vermez denize karşı

Geniş ağızlıklı sağraklarda

hipokrat2


Karıştırıp dinlendirmiş köle kız

Bahtından buruk tat koymuş sağrağa…

Çukurova’dan tutsak edilip satılıvermiş Roma’ya

Ayağındaki demir halkalar, boynunda demir tasma…

“Sizden ricam var “dedi yavaşça

“Annem Misis’te oturur köprünün yanındadır evi…

Kızın Laudacia iyidir hoştur, hanım olmuştur Roma’da

Altın kolye, altın bilezik, altın yüzük..

Önünde yiyeceği, arkasında yemediği.”

 

Ey Nemesis, kanlı katil.

Doymadın mı dünyaları yıkmaya dağıtmaya..

Yetmiyor mu gücün Sezarlar'a İskenderler'e

Ne istedin bir annenin tek kızından… Bir babanın sevgisinden

Ve bir çocuğun annesinden…

Tantolus’un tartorosu'na gidesin…..

 

 

 

 

zincir2




Sayı 12(Ocak - Şubat 2013)

Bu yazı 4821 defa okundu.