POSEYDON BİR GÜN
Günlerden bir gün Poseydon Baba,
Bulunduğu yerden sıkılıp da
Bırakır Yumurtalık'taki evini
Akdeniz sahillerini dolaşmaktır amacı.
Bronz dingilli arabalar, dalgaların üzerinde
Ayakları ıslanmadan giden Hippocamplar,
Rüzgar gibi ilerlerken sahillerde,
Kurnaz Romalılar davet ederler yemeğe,
Denizler tanrısı olsa da Poseydon,
İnce peynirle sağraklarda karılmış melis,
Olimposdan getirilmiş kar ile soğutulmuş..
Yanında kuş üzümü, kuş inciri kuş beyni,
Avanta yemek, avanta içmek ve işret,
Hayal ederken,
Ayağının altındaki kum katılaşmış birden,
Cin fikirlidir bu Romalılar,
Volkan külü, kireç kum derken
Pozalano'yu icat edivermişler.
Ayağından çakmışlar toprağa
Artık esirdir Poseydon Baba Roma’ya
Roma da para kazanmak istemektedir uludan
Ancak önce değişmiş ismi olmuş Neptun birden,
Satılıvermiş Hippocamplar Circus Maxima’ya
Kırk takla öne, kırk arkaya,
Her takla beş denar, kırk takla beş yüz
Derken yaşlanırken Neptün,
İnsafa gelir Roma, aslında,
Neptün para kazanamamaktadır, fazla masraflıdır Hippocamplar,
Beklenmedikleri anda salıverilir doğaya
Aşçılık, işçilik, hizmetçilik ..
Cenevizliler, Venedikliler, Pizzalıllar derken Neptün,
Gelir sarayının bulunduğu şehre,
‘İnce sütünlü geniş havuzlu sarayım nerede?…
Neden gecikti hizmetkarlarım?
Sarayımın denizi niye bu kadar yosunlu, neden temizlenmediler?
Düzelteyim taşını yosununu derken bir ses
“Hop hemşehrim nereye?” Ellediğin yer benimdir.
Neptünün değil, Nedimindir . Tapusu
Taşın benimdir, toprağında hatta soluduğun havada
Ya ben yani biz ben ve Hippocamp'ım
Yaşlandın dönemini bitirdin gayri
Madem ki yerin yok yer yüzünde,
üstelik 2 B avantasından da yararlanamıyorsun
Sen bir gezegen ol Neptün Baba gök yüzünde
Atlarına gelince…
Söylerim Aşkına, Hippocamp'ına
Yer bulsun beyninde dönüversin şaşkına,
Üstten emirler, alttan veriler,
Dosyala arşivle biriktir geri ver
O günden bu yana dostlar Neptün gezegendir,
Hippocampus limbik sistemidir hepimizin,
Oryantasyon desoryantasyon alzhaimer…
Belasıdır, başımızın Hippocamp'usumuzun
(18 Mayıs 2012 de kaybettiğimiz Dr Aşkın Karadayı anısına)
Bir konu iki bakış;
Nergis Echo’nun aşkına cevap vermez ve ölümüne neden olur, ancak cezalandırılır ve o da ölür. Nergisin ölümüne tüm canlı mahlukat üzülür. En çok nehir perileri üzülür. Dostlar şöyle der ‘ Herhalde içimizde Nergisi en çok sevenler nehir perileriydi’ Perilerse ‘ , O öyle değil , her sabah sularımızla yüzünü yıkardı ve biz onun gözlerinde kendi güzelliğimizi görürdük, biz şimdi kendimizi nasıl göreceğiz diye üzülüyoruz’….
Konuların farklı tarafları olabileceği antik dönemlerde de bilinmekteydi. Plutarkhos’un ‘Parelel Hayatlar’ kitabı ünlüleri beraber anlatır. İskender ile Jul Sezar birlikte anılarak farklı bakış açıları ele alınmıştı. Biz de Neptünü iki ayrı açıdan değerlendirdik…
Mehmet Kobaner
Diğer Yazıları
Tüm Yazıları