Perşembe Akşamı Bisikletçileri...

Adana’da bisiklet yolu olmadığı için, yaya yolundan giden bisikletçilerin yeni  uyarı sözleri:

Taksi Taksi

Onlarla günün veya gecenin herhangi bir zamanında, yürüyüş yolunda, kaldırımda veya köprülerin üzerinde karşılaşabilirsiniz.
“Taksi taksi” sözünü duyar duymaz kenara çekilirsiniz. Bir arabanın çarpacağını düşünür, kendinizi korumaya alırsınız. Sonra yanınızdan hızla geçip giderler.
Adana’da bisiklet yolunun olmayışı, bisikletlerin yaya yolunu kullanması zorunluluğunu doğurmaktadır. Durum böyle olunca bisiklete binenlerin, karşılaştıklarında yayaları uyarması gerekir.
Eskiden Korna Çalarlardı...
Şimdi Taksi Diye Uyarıyorlar
Eskiden zil veya korna çalarlardı...

 

Sonra bundan vazgeçtiler. Önce “bisiklet” diye bağırdılar veya “çekilin yoldan” dediler. Ama bu biraz kabacaydı. “Değmesin” veya “Değmesin yağlıboya” sözünü de avam bulmuş olmalılar ki, yeni arayışlara gidildi.
“Taksi... Taksi...” sözcüğü tüm dillerde anlaşılabilir olması nedeniyle bisikletçiler tarafından kullanılır olmaya başlandı. Halep Kapalı Çarşısı’nda iş tutan eşekli taşıyıcıların bile,  dar  alanlarda insanlara çarpmamak için “Taksi, taksi” diye bağırıyor olmaları buna bir örnektir. Adana bu sözcüğe yeni bir şey ekledi... “Taksi” diye uyarınca yoldan çekilen insanlara “Mersi mersi” diye cevap vererek, teşekkür etmeyi ilave ettiler ve bu söyleyiş yaygınlaştı.

Perşembe Gecesi Bisikletçileri
Bisiklet Adana’nın bir gerçeğidir. Düz bir ova üzerine kurulmuş Adana’da bisiklete binilir. Bu nedenle perşembe akşamları toplanan “Perşembe Gecesi Bisikletçileri” kavramı bir ekol oldu. Etkinlik ilk defa, Tekin Güleken ve İbrahim Üzelbakır  tarafından organize edilmeye başlandı.
Güzergah, Stadyumda ki Bisiklet Fedarasyonu Binası’ndan Çevre Yolu’na, oradan Dilberler Sekisi’ne, Turgut Özal Bulvarı’na, BSK Metropark Hastanesine uzandı gitti... Arkasından göl kenarı, oradan Adnan Menderes Bulvarı ve  gecenin bir vakti geriye dönüş. Söz ve sohbet  bisiklet üzerine... Dillerde  ise; Nazım Usta’nın  bisiklet kültürüne en uygun şiiri...
“Atlılar atlılar kızıl atlılar,
Atları rüzgâr kanatlılar!”
Artık Perşembe Gecesi Bisikletçisi olupda yaşanmış bir gecenin karanlığında bile ışınım almamak, gölden ve sudan alınan pozitif enerji ile günlük yaşantıya devam etmemek mümkün mü?

Benim Güzergahım...
Adana’da pek çok insan işine bisikletle gider. Bisikletle işine giden insanlardan birisi de benim. Bilmeyenler için söyleyeyim Kuzey Adana’da otururum. Kuzey Adana  kaldırımlarından DSİ’ye kadar giderim. Burada yol engebeli bile olsa, ağaçların altından gitmenin zevkine varabilirsiniz. Kaldırımlardan atlayarak  Dilberler Sekisi’ne varacaksınız, ama yine de Adana’da bisiklete binmek zevklidir.
Dilberler Sekisi’nde iniş aşağıya doğruysanız, bisikletle gitmek çok rahattır. Ancak yine de parke taşlar kayganlığı arttırır, araçların yürüyüş yoluna çıkması sizi zorlar.
Dilber Kafe önünde yola tersten girmek zorunda kalacaksınız.
Karşı trafiği gözleyerek süratle kafenin oto parkına girmek, hızın getirdiği keyfi yaşamanıza neden olur ama eğer sabahları bu otopark yıkanıyorsa, yavaşlamanız gerekecek. Sonra yürüyüş yolu ikiye ayrılır. İyi havalarda göl kenarını, kötü havalarda yol kenarındakini tercih etmelisiniz. Her ikiside sizi Regülatör Köprüye taşıyacaktır. Regülatör havuzunun suyu neredeyse ayaklarınıza deyecek kadar yakındır. Malikanenizin devasa yüzme havuzunun kenarında zannedersiniz kendinizi.

Sazlar... İnsanlar... Ve Ördekler...
Karşı kıyıda ki ördekleri sazların arasında insanlarla cilveleşirken görürsünüz. Benliğinizi kaplayan dinginlik yazın sıcağında bile serin serin yüzünüze vuran rüzgar, temiz hava ve suyun yarattığı atmosfer birleşince artık her şeyden arınır iyi duyguların etkisi altına girersiniz.
Yürüyüş yolunuz Regülatör Köprü sonrasında bir petrol istasyonu ile kesilir. Yol, istasyonun arkasından geçer ancak bu yol yağışlı havalarda su ile doludur. Göletlerden geçmenin iki olumsuz yönü vardır. Ayağınız ıslanabilir... Bunun için bisiklete yarım pedal binmelisiniz. Suyun içinde ki cam ve çiviler ıslak ortamda daha delici olurlar... Daha dikkatli olmalısınız.
Su, göl ve dinginlik olumlu aura oluşturur. Öyle ki fotoğraf çekiminde görüntülediğimiz su dolu çukurların ertesi gün, işçiler tarafından tamir edileceğini fark edersiniz.
Ver Elini Devlet Hastanesi
Sonra karşınıza bir kavşak çıkar. Kavşak geçişinde yol yayalara ait olsa bile trafiğe dikkat etmelisiniz. Galeria’yı geçtikten sonra Merkez Park’ın kenarındaki su ve fiskiye birlikte hoş bir ikili oluştururlar. Merkez Park’ın içinden Seyhan Nehri’nin kenarına ve oradan Sabancı Cami’ye, en sonunda da Girne Köprüsü altından geçerek  Taşköprü’ye varırsınız. Osmanlı Vergi Memurları’nın köprüden geçen hayvanlardan aldığı vergiyi simgeleyen, ayyıldızın kenarından köprüye çıkarsınız. Artık Devlet Hastanesi bir atım mesafededir.
Ve tüm gücünüzle insanlara yardımcı olmaya hazırsınızdır. Bir doktor olarak çevrenize yaydığınız olumlu enerji, suda oluşan halkalar gibi yayılır.
İyi ki Adanalıyım...
İyi ki Adanadayım...
İyi ki bisiklete biniyorum...

 




Sayı 1 ( Mart - Nisan 2011 )

Bu yazı 5847 defa okundu.