İskender’in Adanası…

3_Ya_cami_kuatma_altndaKahvaltım sırasında bir telgraf aldım….
“Yolları altından olan şehrimi bana geri verin…”
Kimin şehri, ne şehri, kimden aldık kime vereceğiz?
Zil çalar… Kapımda çocuksu yüzüyle İskender durmaktadır…
“Darius geride bıraktığımız yaralı askerlerimizi İssos’ta öldürüyor. Kocana söylesen de yaralılarımızı hastaneye alsa.”
Demek ki İskender İssos savaşını bırakıp benimle konuşmaya gelmiş…
Aramızda yer sorunundan daha önemlisi zaman sorunu var, sanırım.
Seninle de kimlik sorunumuz olduğu kesin,  geçen yazında İstanbul’un İskender’i varsa Adana’nın Aşil’i var demişsin, Adana’nın İskender’i de var. Doğuyla batıyı birleştiren İskender değil mi? Sırf bu nedenle Persli kızlarla evlenmedim mi?
Adana’ya geldim de, nedir bu gördüklerim, nedir bu Adana’nın hali. Bıraktığımda böyle miydi? Nerede su yollarım, tiyatrom, agoram, Seyhan üzerine yaptırdığım ahşap köprü, ne yaptınız eserlerime! Izgara planlı şehrim nerede ?.. Nerede Seyhan’a parelel giden caddelerim, biz o caddelerin yönünü belirlemek için bir yıl boyunca rüzgarın estiği yönleri kaydedip, yeni caddeleri ona göre yapmıştık, ne yaptınız onlara?
Taş köprünün altından çok sular aktı. Su Yolu’nun Tepebağ ucu, eski adliye karşısındaki iş hanının temelinde, diğer ucu nerede Allah bilir. Kalenin temelleri Tepebağ’da, kazacağız inşallah. Sonra ben yalnızca Elife kızı İpek’im, ne yapmış olabilirim ki?


İskenderin Bugüne Dilekleri
- Şehirden tüm şehirliler sorumludur. En fazla sorumlu olanlar da sorumluluklarını bilmeyenlerdir…
- Malum şehrin nüfusu artıyor, insanların evlere, iş yerlerine gereksinimi var sonra bütçe kısıtlı…
Peki siz vergi toplamıyor musunuz?
- Topluyoruz da az toplayabiliyoruz, kimse vermek istemiyor. Yolları daha fazla genişletemiyoruz. Binaların etrafını açıp geniş alanlar oluşturamıyoruz. Herkes evinin parasını misliyle istiyor. Başkanlarımız da müteahitliğe devam ediyor…

4Kaldrmsz_ehir_ve_ulucami- Bak güzel evladım. Bisiklet yollarını kaldırımların iç yüzüne yap. Dükkan sahiplerinin, işportacıların kaldırımları işgalini, bisikletlilere engelletirsin böylece zabıta da rahata kavuşmuş olur. Yol boyunca uzanan bisiklet yolları da arabaların, yol kenarına park yapmasını engeller. Böylece vatandaş vatandaşı denetlemiş olur.
- Genişleteceğin yıkım yapacağın yerlerde eğer dükkanı alamıyorsan, bir arka sokaktaki dükkanı daha ucuza al öndekiyle arkadakini takas et.
- Otobüslerinin egzozlarını havaya kaldır, kimsenin yüzüne gaz püskürmesin.
- Aslında park yerleri için ideali yer altına uzanan otoparklardır, ancak yüksek maliyetli diyorsan gökyüzüne uzanan otoparklar yap, sokakları arabalardan temizle.
- Atatürk Evi, Bebekli Kilise, Yağ Cami, Yeni Cami çevresindeki binaları kamulaştır, şehrinin pırlantaları açığa çaksın. Şenlikler düzenle insanlar Adanalı olmaktan gurur duysun ve şöyle desinler ‘Başka Adana Yok’
- Bölgenizde her on kilometre de bir mozaik zemin var. Ayrıca Dörtyol civarında, Abidinpaşa ve Tepebağ’da sırf benim dönemimde resmi binaların tabanında 8 mozaik var. Bunları çıkart, kamu binalarının iç mekanlarını bunlarla süsle, hem mozaikleri kurtarırsın hem de yeni müzeler için parayı nereden bulacağım diye tasalanmazsın…

 

 

 

 

 

 

5_Yeni_Camide_Kuatma_Altnda

- Gitmeden son bir sorum daha olacak, yolları nasıl “altın”dan yapacağız ?
Elife kızı İpek, burada kastedilen, şehrinizin ticaret ve sanayi ile zenginleşeceğidir. Organize sanayinize sahip çıkın, çevre illere kaptırdığınız avantajları siyaset ile geri alın.
- Belediye başkanları benim dönemimde de zenginleşiyorlardı. Öncelikle müteahitlik yapmalarını, makama geldiklerinden sonra zenginleşmelerini yasakladım. Bu sorun önemli bir sorundu, nasıl çözüm bulacağımı net bilemiyordum. Ancak benden sonra Osmanlılar daha radikal bir çözüm buldu. Yöneticiler ölümlerinden sonra sahip oldukları tüm mülklerini devlete geri vereceklerdir, diğer sorunların çözümünde de kendine güven... Türk yaratıcı zekasına haksızlık yapma….




Sayı 11 (Kasım - Aralık 2012)

Bu yazı 5193 defa okundu.