Güzel Adanamın Güzel Mekanları; Pandora

Pandora'nın Kutusu

Antik Yunan efsanesine göre Zeus kendisinden ateşi çalıp insanlara veren Prometheus'a öfkelenir ve onu cezalandırmak ister.İnsanoğlunun gördüğü en güzel yaratığı yaratır.Tanrılar topluluğunu toplayarak her birinin ona özel bir yetenek vermesini ister.Özel güçlerinden dolayı da ‘herşey bahşedilmiş’ anlamına gelen Pandora adını verir. Pandora Zeus’un kapalı bir kutuya koyduğu çeyizle beraber dünyaya gönderilir. Prometheus’un kardeşi Epimetheus ile evlenir. Bu çeyiz kutusunun asla açılmaması gerekmektedir.Merakını yenemeyen Pandora kutuyu açar ve kutunun içindeki tüm kötülükler dünyaya yayılmaya başlar.Son anda kutuyu kapatır.Kutunun içinde kalan sadece insanların içindeki umuttur.

 
Bu efsane ile bağlantılı olarak sizleri Adana’da pek çok ilki yaşatan, elli yıldan uzun süredir varlığını sürdüren, içinde kutudaki güzel mücevherleri saklayan, bulunduğu sokağa adını veren küçük bir mağazaya götüreceğiz;Pandora.
Pandora Mağazası’nın öyküsünü biz sorduk sahibi Faruk Ballı yanıtladı.
 
 

İlkleri Getiren Mağaza

Altınşehir Adana Dergisi(AAD): Neden Pandora?
Faruk Ballı: Eskiden İncirlik’ten dolayı  Amerikalılar çok gelirlerdi.Pandora’nın mücevher kutusu demek olduğunu onlardan öğrendim.Bu ismi koymamızı da onlar önerdiler.

ADD: Mağazanızı kaç yılında açtınız?
Faruk Ballı: 1962 yılında açtık.Elli yılın üzerinde bir mazimiz var.

ADD:  İlk açtığınız yer neresi?
Faruk Ballı: Bu sokakta Terlikçi Şevket var, orası önceden bizimdi.İlk orada açtık mağazayı.

ADD: Şu anki yerinize ne zaman taşındınız?
Faruk Ballı: Sekiz yıl oldu.

ADD: O yıllarda Adana'da sizin tarzınızda başka mağazalar var mıydı?
Faruk Ballı: Yoktu.Bu tarz bir mağazayı ilk biz açtık.

ADD: Bir ilk olmanız çok güzel.Yıllarca da çizginizi koruyabildiniz.Çizginizi korumanızı, kalıcılığınızı neye  borçlusunuz?
Faruk Ballı: Müşterinin itimatına borçluyuz.Güven sağlamışız.

ADD: Adana'da belli bir yaşın üzerinde olan kadınların kulaklarını deldirdiği mekandır Pandora. Kulak delme işini de ilk siz mi getirdiniz acaba?
Faruk Ballı: İlk biz getirdik.Evvela elle kulak delme şeklinde başladık.Sonra tabancalar çıkmaya başladı.Tabanca ile delmeye başladık.

ADD: Eskiden her kulağa bir delik delinirdi.Şimdiki gençler farklılık istiyorlar.Kulaklarını daha çok nasıl deldirmeyi tercih ediyorlar?
Faruk Ballı: Fırdolayı deldiriyorlar.Dört tane hatta dokuz tane delik deldiren bile oluyor.

ADD: Bebekleri de kulak deldirmeye getiriyorlar mı?
Faruk Ballı: Getiriyorlar.Herkes delemiyor ama biz üç dört aylık bebeklerin kulağını deliyoruz.Eskiden gelen bir tecrübemiz var.

 
ADD: Takılarınızı nasıl temin ediyorsunuz?
Faruk Ballı: Kendimizin  yaptığı takılar da vardı ama daha çok İstanbul'dan getiriyorduk.
Şimdi artık ithal ürünler de var.Çin'den, Tayland'dan, Kore'den.

ADD: Müşterilerinizden sipariş alarak onların istedikleri takıları da yapıyor musunuz?
Faruk Ballı: Sipariş alıyoruz ama kendimiz yapmıyoruz, yaptırıyoruz.

ADD: Siz de bu işin zanaat kısmı da var mı?
Faruk Ballı: Ben kuyumcu çırağıydım.Okula giderken daha dokuz yaşında çıraklık yapmaya başladım ve orada öğrendim.

 

Sokağa Adını Veren Mekan

ADD: Sakıncası yoksa yaşınızı sorabilir miyiz?
Faruk Ballı: 1936 doğumluyum.

ADD: Oldukça uzun bir süredir bu işin içindesiniz. Bize ilk yıllarınızla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Faruk Ballı: Elli iki, elli üç senedir bu sokaktayız.Biz geldiğimiz zaman bu sokakta in cin top oynuyordu.Hiç kimse yoktu.İlk biz açtık mağazayı.

ADD: Sokakta açılan ilk mağaza da sizsiniz o zaman.Çok güzel.Peki sizin adınızdan dolayı mı sokağa Pandora dendi?
Faruk Ballı: Evet, öyle oldu.

ADD: Sokağın resmi adı Pandora değil, bu isim halk arasında mı kullanılıyor?
Faruk Ballı: Resmi adı Ramazanoğlu Caddesi ama herkes Pandora Sokağı diyor.
Ben İstanbul'dan gelince taksiye biniyorum.Pandora Sokağa gideceğim diyorum.Getiriyorlar.

ADD: Aslında güzel olan da bu.Halk sizi o kadar sevmiş ve benimsemiş ki bu sokağa Pandora adını vermiş.Öyle ki Pandora Sokağı dediniz mi herkes biliyor.
 

Titizlik Önemli

ADD: Faruk Bey  hergün işe geliyor musunuz?
Faruk Ballı: Hergün sabah saat sekizde işe gelirim.Mağazayı süpürürüm.Dışarıları da süpürüyorum.Sonra çocuklar geliyor.Paspas ve cam silme işleri başlıyor.
Bizde cam silmeler çok önemli .

ADD: Bu işten önce başka bir işle uğraştınız mı?
Faruk Ballı: 1955'te İncirlik’e girdim.Kulüp müdürlüğü yaptım.Sonrasında askere gittim.Dönüşte de bu işe başladım.

 
ADD: Eşiniz de işlerinizde yardımcı oluyor mu?
Faruk Ballı: Eşim 1935 doğumlu.Önceleri o da mağzaya gelerek bana destek olurdu ama şimdi rahatsızlığı nedeniyle gelemiyor.Çalışmak için değil ama ben yalnız çalıstığım için dışarı çıktığım zamanlarda destek  olmak için gelirdi.

ADD: Çocuğunuz var mı?
Faruk Ballı: 1960 doğumlu bir kızım, 1970 doğumlu bir oğlum ve 1972 doğumlu bir kızım  var.

ADD: Çocuklarınız  mağaza ile ilgileniyorlar mı?
Faruk Ballı: Bir torunum benimle birlikte çalısıyor.Bankada çalışıyordu ama ben yanıma aldım.O da bu işleri öğrendi.

ADD: O zaman aileden birinin işinizi devam ettirme olasılığı var.
Faruk Ballı:   Mağazayı torunum  Cenk Okuyaz’a devredeceğim.

ADD: Eskiden hediye almak isteyenler özellikle de öğrenciler hep size gelirdi.
Günümüzde çok çeşitli mağazalar acıldı.Bu durum size olumsuz olarak yansıyor mu?

Faruk Ballı:  Yansımıyor .Bizi bilen geliyor.Ayrıca kulak deldirmek için, tamir için de bize geliyorlar, 
ADD: Tamir için gelen takıları özel olarak tek tek kutuladığınızı ve ince ince yazılarla üzerine sahiplerinin isimlerini yazdığınızı gördük.Üstelik hepsi itinayla çekmeceye yerleştirilmiş. Bu özenli yaklaşım işinizde ne kadar titiz olduğunuzun da bir göstergesi.
 
 
ADD: Mağazanızda başka neler satıyordunuz?
Faruk Ballı:   Eskiden oyuncak, bakır, pirinç, gümüş vardı.Amerikalılar alıyorlardı.Havlu bornoz bile satardık.Şimdi çesitleri azalttık.Bujiteri, gümüş ve bir miktar altın var.Artık insanlar eskisi kadar altın takmıyorlar.Müşteriler daha çok gümüş alıyorlar.Hem de ucuz oluyor.
 

Umut

Pandora’ya yolunuz düşerse küçük de olsa birşeyler almadan çıkmayın.O sizin kutudan çıkardığınız umudunuz olacaktır.
 
 
 



Sayı 24 (Ocak - Şubat 2015)

Bu yazı 67450 defa okundu.