EDİTÖR: Kongre Merkezimiz İçin Adana'yı Göreve Çağırıyoruz

Adana ülkemizin en önemli kentlerinden biri... Günümüzde yapılan bazı istatiksel değerlere bakınca eskiye göre gerilediğini görsek de bu böyle. Gerileme ise hem göreceli hem de geçici.
Bunu Toroslar gibi bir bereket alanından akarak çok verimli bir toprak yaratan üç yüksek debili nehrin merkezinde kurulmuş olmasına bakarak söylüyorum. Ülkenin mevduat birikimi en yüksek şehirlerinden biri olmasına dayanarak, sanayi geleneği ve bilgi birikimine güvenerek iddia ediyorum.
 
Kültür ve sanat alanında ise durum daha başka. Gerilemeyi işaret eden diğer etkenlerin aksine, Adana kültür ve sanat alanında hızla ileri gidiyor. Bu alanda İstanbul'dan sonra ikinci kenttir Adana. Bu tespitimi de açılan sergiler, sergilere katılan izleyicilerin sayısı, Senfoni Orkestrası'nın performansı ve yapılan 5 ayrı festivale dayanarak yapıyorum.
Ancak bu alandaki tek olumsuz kriterimiz sanat mekanlarının artışındaki düşük hız. Altınoran'ın kendi imkanlarıyla açtığı galeriden başka kuzey Adana'da bir sergi salonu yok. Çukurova Senfoni Orkestrası 1938 yılında Halkevi olarak yapılan salonu, Şehir Tiyatrosu, Büyükşehir Belediye Meclisi ve etkinlik yapan diğer sivil toplum kuruluşları ile birlikte kullanıyor.
 
Halbuki Altınkoza Film Festivali gibi ülke çapında etkinliklerin yapıldığı, biri dünyanın ilk 500 üniversitesinin içinde olan üç üniversitenin çeşitli kongreler yaptığı bir kent Adana. Ve böylesine  büyük organizasyonlara cevap verecek mekanlara, bir kongre merkezine ihtiyacı var.
Ama şans mı saymalı yoksa şanssızlık mı bilemeyiz, kentimizde Çukurova Üniversitesi'ne ait ülkenin en kapasiteli kongre merkezlerinden biri bulunmakta. Ne var ki (bir önceki dönemde yapılırken) yapılan mimari hatalar nedeniyle bu görkemli bina kullanılamıyor.
1400 kişilik bir salon, kocaman bir balo alanı, 20 kadar küçük salon, çok sayıda sergi alanı, hatta müze olabilecek boşluklar, kafeterya ve restoran alanları, odalar, odalar ve odalar.
Gelin görün ki mimari hata nedeniyle binanın bir günlük masrafı öyle yüksek ki, bugünkü haliyle üniversite bunun altından kalkamıyor.
Yani Adana'nın acilen bir kongre merkezine ihtiyacı var... Ve üniversitede bir merkez bulunuyor... Ama işletilmeden orada yatıyor.
Buna “Su akar, Adanalı bakar” demekten başka çare yok.
 
Umuyoruz ki üniversitesi, belediyesi. valiliği ve sivil toplumu ile herkes el ele verir ve bir değerimizi daha ayağa kaldırabiliriz. 
Biz Altınoran olarak bu işe soyunmayı görev biliyoruz. Adana’ya Güç Verenler Platformu da bizi destekliyor.
Su akacak... Adanalı bakmayacak, ondan yararlanacak! Sevgili hemşerilerimiz! Hadi kendinizi gösterin artık!



Sayı 22 (Eylül - Ekim 2014)

Bu yazı 4470 defa okundu.