Dehanın Öldürdüğü Bir Dahi Daha; VINCENT VAN GOGH

37 Senelik Kısacık Bir ÖmürOtoportre

 

Sadece 37 yaşında daha. Dehasının zirvesinde. Nihayet yaptığı resimlerden tatmin olmaya baÅŸlamışken. Paris yakınlarında bir köyün sarı tarlaları. En sevdiÄŸi ve resimlerinde en çok kullandığı renk sarı. Sarı tarlanın ortasında silahını cebinden çıkarıyor. ‘Çaresizim’ diye mırıldanıyor kendi kendine, ‘çıkış yolu göremiyorum’ . Kalbine dayıyor silahı ve tetiÄŸi çekiyor. Sadece 37 yaşında daha. Dehasının zirvesinde.

 

Bir Ölünün Ayak Ä°zlerinden Gitmek

 

1852 yılında Hollanda’nın güneyinde, bir rahibin evinde bir oÄŸlan çocuÄŸu ölü doÄŸuyor. Adı Vincent. Bir sene sonra aynı gün anne Van Gogh bir oÄŸlan çocuÄŸu daha dünyaya getiriyor. Onun adı da Vincent. Rahip olan baba, ölen ilk çocuÄŸunun adını veriyor ikinci oÄŸlan çocuÄŸuna da. VINCENT VAN GOGH. Ve Vincent her gün babasının kilisesine yürürken, üzerinde kendi adının yazdığı mezar taşının önünden geçiyor.

 

Theo’ya Yazılan 600 Mektup

 

Altı kardeÅŸin en büyüÄŸü Vincent.  Dört yaÅŸ küçük kardeÅŸi Theo ile aralarındaki kardeÅŸlik bağı çok kuvvetli. Vincent, kardeÅŸi Theo’ya hayatı boyunca 600 mektup yazıyor. Yalnızlığını anlatan, yapacağı resimlerin taslaklarını anlatan, reddedildiÄŸi kadınları anlatan,  para isteyen ve Theo’dan her ay mektuplarla düzenli olarak hayatı boyunca gelen parayı kabul etmek zorunda kaldığı için nasıl mahcup olduÄŸunu anlatan mektuplar. Üzücü mektuplar, hep ‘Bana inancını kaybetme Theo’ diye biten, çaresizliÄŸini anlatan, hayata tutunamadığını anlatan, gelen paranın büyük kısmını resim malzemeleri ve modellere harcadığı için yaÅŸadığı maddi zorlukları, para sıkıntısı yüzünden beslenemediÄŸi için yakalandığı bedensel rahatsızlıkları anlatan mektuplar. 
Vincent’in ölümünden sonra bu mektuplar kitap halinde yayınlanıyor.

 

Vincent’in Kadınları

 

Vincent, hayat ve para konusunda baÅŸarısız olduÄŸu kadar, kadınlar konusunda da baÅŸarısız. Aşık olduÄŸu ve hayatını birleÅŸtirmek istediÄŸi kadınlar tarafından ısrarla reddediliyor. Yalnızlığı hiç sevmese de, yalnız kalmak istemese de hayatının çok büyük bölümü yalnızlık içinde geçiyor. 
30’lu yaÅŸlarında bir dönem, acıdığı için evine aldığı Sien isimli çocuklu bir kadınla aile özlemini gideriyor fakat, kardeÅŸi Theo’nun bu kiÅŸiyi onaylamaması nedeniyle Sien’den ayrılmazsa maddi yardıma son vereceÄŸi endiÅŸesi taşıyor. Zaten bir süre sonra onu terk eden Sien oluyor.

 

Vincent ve Paul GouguinKzl_zm_Ba

 

Vincent, Paris’te tanıştığı ressam Paul Gouguin ile baÅŸlarda güzel bir dostluk kuruyor. Onu, Fransa’nın güneyinde bulunan, yaÅŸadığı Arles kasabasındaki evine uzun süreliÄŸine davet ediyor. Niyeti, güzel bir dostluk içinde beraber üretmek. Ve hatta uzun vadede birkaç ressam dost daha davet edip, evini ressamlar birliÄŸi atölyesine dönüÅŸtürmek. 
Fakat Gouguin ile dostluÄŸu kısa süre sonra çekilmez bir birlikteliÄŸe dönüyor. Gouguen, evden ayrılmak istediÄŸini söyleyince, Vincent ilk ciddi psikolojik krizlerinden birini geçirerek kulağını kesiyor.

 

Akıl Hastanesi Yılları

 

Vincent, ömrünün son yılında,  intiharından bir sene önce, kendi arzusuyla akıl hastanesine yatırılıyor. Hastanede yattığı sürece çok sayıda kriz geçiriyor. Daha sonra hastaneden çıkıp, bir doktorun özel bakıcılığı altında kalmak için Auvers’e gider. Ä°ki ay sonra, bir Temmuz günü silah ile kendini kalbinden vurur. Kendini öldürmeden dört ay önce ilk tablosu satılmıştır. Kızıl Üzüm Bağı adlı yaÄŸlıboya tablo, Brüksel’de 400 franga satılır.




Sayı 16 (Eylül - Ekim) 2013

Bu yazı 4281 defa okundu.