Seyhan Vadisi Adana Ve Yeşil Alan Eksilten Zihniyet

Seyhan Vadisi Adana Ve Yeşil Alan Eksilten Zihniyet

 

 Zamanın örtüsünü kaldırıp baktığımızda Adana’nın tarihin derinliklerinden geldiğini görürüz.

 

Bin yıllar önce şimdi Çukurova’nın bulunduğu topraklar Akdeniz’in suları altındaymış. Bir zaman gelmiş yer hareketleri sonucunda deniz çekilmiş bir çöküntü havzası ortaya çıkmış.

İşte nehirler bu aşamada devreye girmişler; Seyhan, Ceyhan, Berdan ve küçüklü büyüklü dereler, uzun, çok uzun yıllar boyunca kimi zaman doğu-batı, kimi zamanda kuzey-güney yönlerinde akmış çöküntü havzasını doldurmuşlar.

Çukurova böyle oluşmuş.

Çöküntü havzası artık bereketin yeşereceği bir ovadır.

 

Adana, Seyhan Kıyılarına Kuruluyor

 

İnsanlar tarih boyunca; iklimi sıcak, toprağı cömert Çukurova’ya koşmuşlar. O topraklar üzerinde Altın Şehir Adana’yı Seyhan Nehri kıyılarında kurmuşlar. Kurulduğu çağdan günümüze bu şehirde; gönlü duygu denizi, çabuk öfkelenen, kolay ağlayan sıcak kanlı insanlar yaşamaktadır.

* * *

Çukurova kuzeyde Toroslar’a yaslanır. Dağlardan yeşili kuşanarak ovaya iner...Yamaçlarından sellenerek akan sular dereler, ırmaklar, nehirler oluşturarak Akdeniz’e koşarlar.

Çukurova Güneş’i altın ışıklar saçar...Toprağı da farklıdır; güneşi, suyu ve yeşili harman eder Çukurova toprağı, bereketi oluşturur.

* * *

Dağlardan inen suları taşıyan nehirlerin en görkemlisi Seyhan, en delileri de Ceyhan ve Berdan’dır.

Seyhan, barajlarla dizginlenmiştir.

Suları bozbulanık değildir; mavi pırıltılar saçar.

Kent merkezinin orta yerinden geçer.

Mavi Seyhan, lacivert bir bulut gibi uzanan Akdeniz’le güneyde buluşur.

Suların dalga dalga köpürdüğü Akdeniz kıyılarında altın kumlu sahiller uzanır. Tarih ve doğa iç içedir Adana’da.

 

Adana’da Yeşil Alanlar Tehdit Altında

Rüzgar alan bir bölgededir...

Altı da üstü de sudur Adana’nın...

Yeşili kuşanmış, havası temiz, ulaşımı çile üretmeyen, ekonomisi istihdam üreten, velhasıl; yaşanması kolay insanı mutlu bir kent olmak için her imkanı var Adana’nın.

 

Bu imkanlar var da niçin gerçekleştirilmez?

Adana’da kent ulaşımı neden çile üretiyor?

Niçin havası kirli şehrimizin?

 

Neden Seyhan Vadisi sahillerinde yemyeşil kordon boyları uzanmıyor da beton binalar yükseliyor?

 

Bu soruların cevapları, çilemizin de sebepleridir.

Bir kaç örneği paylaşalım:

 

Şehir Stadı yıkılacak...

Peki, yerine ne yapılacak?

 

Adana Şehir Stadı yıkıldıktan sonra yerine ne yapılacak biliyor musunuz?

AVM ve Rezidans...Şifre gibi oldu, açalım:

Yani konut ve Alış Veriş Merkezi yapacaklar.

Daha çok araç ve insan yığacaklar oraya, daha da bunalacak şehrimiz merkezinde.

 

Kim verdi bu imar kararını? “

Söyleyelim:

Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı verdi bu kararı.

Merkez’den yani Ankara’dan verildi karar.

Hem de, Adanalıya sormadan...

Oysa Adana’nın bir kent meydanı yok...

Altın Koza Festivali var; Kültür Sarayı yok...

Kent Merkezi’nde ise; oto-park yetmezliği yaşamı boğuyor:

Üç şeritli caddeler tek şeride indi...Ana caddelerin kaldırımları ve yol kenarları oto-park oldu...İnsanlar caddeüzerinde şaşkın ve can güvenliği riski altında koşuşturuyorlar...

 

Hal böyleyken...

Kent merkezinde yer altı-yer üstü katlı otopark, meydan ve yeşil alan projelendirilerek değerlendirilebilecek bir imkân doğuyor...O imkan Şehir Stadı kalkınca, merkezde kazanılacak, 44.000 metre karelik alandır...Merkezi Yönetim işte o alana, “ Oraya AVM ve rezidans yaptıracağım “ deyip el koyuyor!?

 

Adana’daki acil ihtiyaç bu mudur?

AVM eksikliği sıkıntısı mı yaşanıyor Adana’da?

Hayır...Her yer AVM oldu, fazlası var, eksiği yok...

Konut alanı mı yok? Hayır fazlası onun da fazlası var eksiği yok...

 

Buna karşın Adanalının toplanacağı, kentin simgesi işlevi görecek bir meydanı yok. Merkezinde aktif yeşil alanı az.

Otoparkı ise, “ Hiç yok “ denecek kadar eksik.

 

Şehir Stadı arazisi niçin eksiklerin tamamlanması için değerlendirilmiyor?

 

Şehir Stadı kalktıktan sonra kazanılacak araziye;

Hem çok katlı bölge otoparkı,

Hem Kent Meydanı, hem de yeşil alan düzenlemesi projelendirilebilir.

 

Açın proje yarışmasını...

Görün bakın oluyor mu-olmuyor mu?

Her şeyden önce

Adanalıya bir sorun bakalım, ne istiyor...

Çünkü bu şehirde onlar ve onların çocukları torunları yaşayacaklar...

 

Değerli okurlarım garip, izaha muhtaç ve şehrin ve Adanalıların geleceğini çalan imar kararları bunlarla da sınırlı değil...

Bakınız Seyhan Nehri kıyılarında neler oluyor:

 

Uyan Adanalı...

Seyhan Vadisi’ne Beton Taarruzu Var.

 

Değerli okurlarım, Adana kent merkezi aktif yeşil alan yoksuluydu.

Sadece Atatürk, Ulus ve İnönü Parkları vardı; onlar da işgâl altındaydı.

Seyhan Vadisi’ndeki rekreasyon çalışmalarıyla; Merkez, Kuvayı Milliye, Zübeyde Hanım Parkları Adana’ya kazandırıldı...Çoban Dede, Doğal Park , Hayal Park, Yedi Pınar, Altın Koza Parkları’yla şehrimizin park ve bahçe zenginliği artırıldı.

Atatürk, İnönü ve Ulus Parkları, işgaller kaldırılarak, yeniden kazanıldı.

Belediyelerimiz iyi bir yola girmişlerdi.

Sonuç da iyi olmuştu; artık Adana aktif yeşil alan açığını kapatmaya koyulan bir kent olmuştu.

 

Yeşil Alan Eksilten İmar Kararları başlıyor

Mavi akan Seyhan, Adana’yı özel yapan güzelliktir.

Bu imkân “ İç Göl “ düzenlemesiyle çok doğru kullanılmış, Kent merkezinde mavi ile yeşilin buluştuğu bir güzellik yaratılmıştır.

 

Mavi Seyhan’ın kıyılarına zaten yeşilden başkası yakışır mı?

 

Yakışmaz, yakışmasına da...

Şimdi o kıyılar betonlaşma tehdidi altında! Betonlaşmaya, yeşili koruyup-çoğaltması gerekenler yol açıyor. Büyükşehir’in yöneticileri ucundan kenarından diyerek yeşil alan eksiltiyorlar.

 

İmar Cinayeti ve Şehir Plâncısı

Ulaş Çetinkaya’nın Çığlığı

 

Değerli okurlarım, Seyhan kıyılarındaki araziler Büyükşehir mülkiyetindedir. O yeşil alanlar, Büyükşehir’in izah edilemez imar tadilatı ile rant hırsına ve betona kurban verilmeye başlandı:

 

Merkez Camii, Galleria, Mimar Sinan ile başlatılmıştı betonlaşma yanlışı... “ 5 yıldızlı oteldir, şehrimize lazım, yapılsın “ denilerek genişletildi.

Son duyduğumuz ürpertici imar cinayeti ise,

Gençlik Merkezi “ kılıfına sarılarak yapılmış. Söylentiye göre istek yine Merkezi Yönetim’den gelmiş. Başka yer yokmuş gibi Seyhan kıyısından 30.000 metre karelik yeşil alan daha koparılıp betonlaşmaya açılmış.

 

Sivil Toplum Kuruluşları bu karara tepki gösterdiler:

Şehir Plâncıları Odası Başkanı Ulaş Çetinkaya adeta çığlık attı:

Şehir Stadı yıkılacak oraya yapın Gençlik Merkezi’ni” diyor,

yer de gösteriyor...

Haber, Hürriyet’in Çukurova ekinde sürmanşetti.

İlgililer ise, kulaklarının üstüne yatıverdiler...

Gelin düşündürücü soruları birlikte soralım:

 

Sayın Zihni Aldırmaz hani ortak akıldı!? “

 

Yeşil alanı betonlaşmaya açan imar tadilatını Büyükşehir Meclisi, 14 Şubat 2013 tarihinde 40 sayılı kararla almış...

 

Şehir Stadı arazisine konut ve AVM imarı veren

Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri,

 

Seyhan kıyılarına betonlaşma izni veren,

Büyükşehir Başkan v. Sn Zihni Aldırmaz ve Meclis Üyeleri...

 

Kime sordunuz?..

Ey Adanalı, Seyhan kıyısına betonlaşma izni vereceğiz rızanız var mı, dediniz mi? “

 

Hayır...Danışmadınız...Belki aklınıza bile getirmediniz bu gereği.

Halka kapalı bir operasyonla yeşil alana kıyıverdiniz!

 

Ortak akıl sloganıyla Adanalıların aylardır beynini yıkayan

Sayın Zihni Aldırmaz...

Kimlerle tartıştın bu imar tadilatını?

Mesela, Kent Konseyi Genel Kurulu’nu tüm bileşenlerinin katılımını sağlayarak toplayıp, görüş ve önerilerini aldınız mı? “

 

Almadınız...

Kafadarlarınızla birlikte ” Biz yaptık, oldu! “ dediniz!

 

Peki bu anlayış nasıl oluyorda ortak akılla hareket etme oluyor?!

Katılım platformlarını işletmeden ortak akıl olur mu!?

Kent Konseyi, yeşil alana betonlaşma izni veren imar kararını görüşmeyecekse; niye var?

 

Uyan Adanalı!

 

Seyhan Vadisi kıyıları, rant hırsına beton saldırısına teslimi olursa, bunun sonu nereye varır biliyor musunuz:

Seyhan Nehri kanalizasyona, kıyıları da beton ormanına döner!..

 

Nehir’le Şehir arasına insan doymazlığının ördüğü iç karartan duvarlar girer!..

Böylece kent merkezindeki son soluk alma alanınızı da yitirmiş, çocuklarımızın geleceğini çaldırmış olursunuz!..

Karşı çıkılmazsa olacağı budur...

 





Sayı 18 (Ocak - Şubat 2014)

Bu yazı 6368 defa okundu.