Sadece Türkiye’nin değil... Dünya’nın İlk Organ Nakli Adana’da Yapıldı

lokman222

Adana’lı İki Lokman


Kıskan Ankara, övünme Antalya, ilk transplantasyon Adana’da yapıldı...


Geçtiğimiz günlerde Antalya’da yapılan bacak ve yüz transplantasyonları Ankara’yı da harekete geçirmiş ve dünyada ilkleri yapmaya çalışmışlardı. Ankara’daki Üniversite, İsminin A harfinden sonradan gelmesi nedeniyle izni geç aldıkları yoksa daha önce bu operasyonu yapacakları konusunda değerli açıklamalarda bulundular.


Operasyonların olumsuzluklarla sonuçlanması, sonuçlarını tartışılır hale getirdi. Yüz nakli için gerekli endikasyonun olmadığı, ilgili üniversitede etik bölümü olmasına rağmen, işlerine karışıldığı için bakanlığın uyarılarına rağmen etik kurul oluşturulmadığı, bakanlıktan tek bir bacak nakli için izin alınıp dört operasyon yapıldığı gibi iddialar gündeme geldi. Üniversitenin değerli hocaları eğer hasta rıza göstermişse istenen herhangi bir operasyonun yapılabilmesinin etik olduğu konusunda görüş bildirince, etik değerlere duyarlı olduklarını ilk ağızdan öğrenmiş olduk.


Ankara ve Antalya organ transplantasyonunda ilk olduklarını, etik değerleri her şeyin üzerinde tuttuklarını iddia etmekteler. Halbuki Alfabetik sıralamada Ankara ve Antalya isimlerinden önce Adana ismi gelir. Yani bu transplantasyonlar ve etik değerlendirmede ilk olma Adana’nın kaderidir...

lokman333


Milatdan sonra 3. yy’da, Adana Yumurtalıklı iki Lokman bacak transplantasyonunu yaptılar. Yani Ankara ve Antalya’dan 1750 yıl önce. Kaynaklar, çok açık, bilgiler iki epitoma dayanmakta. Jean de Mailly ve Bartholomew’e dayanarak 1275 yılında Jacobus de Voragin tarafından resimli bir kitap haline getirilmiş.


Roma İmparatoru Diocletianus, kendi ününü gölgeleyen bu iki hekimi ölüme mahkûm eder.


Söyle kitap aç bana içindekileri...
Yumurtalıklı iki lokman birisi cerrah diğeri bitkisel ilaçların piri. İsimleri Cosma ve Damian. Bir gün ayaklarındaki yaralar nedeniyle acı çeken bir hastaları yanlarına gelir. Ayağın alınması gerekmektedir. Çeşitli bitkilerle hastayı uyuturlar. Kesilen ayağın yerine o gün ölmüş olan Etopya’lı bir zencinin ayağını takarlar. Hasta uyandığında ağrısının bittiğini ayağını hissettiğini ancak ayağın kendine ait olmadığını görür. Büyük ün kazanırlar, ancak ün sorunları, kıskançlıkları ve belayı birlikte getirir. Dönemin Roma imparatoru Diocletianus kendi ününü gölgeleyen bu iki hekimi sapkın olmakla suçlayarak ölüme mahkûm eder. Halbuki asıl sapkın imparatordur.


Ölüm Yolu...
Boğulmaları için ayaklarına taş bağlanıp suya atılırlar, boğulmazlar.
Bir manga askerin karşısına geçirilir; oklar atılır; oklar havada dönmekte, atan askerleri yaralamaktadır.
Altlarında ateş yakılır; ateş onları yakmamakta çevreye dağılmakta, yakanları yakmaya çalışmaktadır.
Bu iki hekimi nasıl öldüreceklerdir? Sonra toplanırlar, danışırlar. Pagan rahipler, kafalar kesilirse öleceklerine hükmederler.
Sonunda kafaları kesilir, ancak kesilen kafalar, Allah’ın adını haykırmakta ve dualar okumaktadır.

lokman444


“O yaşlı kadından aldığım üç yumurta yalnızca onu memnun etmek içindi. Almamam onu aşağılamak olurdu. Zaten yumurtaları fakirlere vermiştim ama sen beni dinlemedin.”


Etik Kaygılar ve Değerler de İlk Önce Adana’da Gündeme Gelmiştir...
Etik değerlerin işlerini aksatacağına inanan Ankara gurubu, üniversitelerinin bünyesinde bulunan etik bölümü çalıştırmazken, Adana’lı iki Lokman etik kaygılar nedeniyle birbirlerine küsmüşlerdir.

lokman111


Bu iki hekim halk hekimidir. Hastalardan para almazlar ve hediye kabul etmezlerdi. Yaradanın kendilerine verdiği özellikleri, yetenekleri geri vermenin yolu onları halka ücretsiz sunmaktır. Allah’tan ücretsiz alınan, halka ücretsiz verilmelidir. Sağlık hizmeti ücretsiz sunulmalıdır. Kendilerine “gümüşsüz doktor” denmesinin nedeni de budur... Bir gün tıbbî ilaçlar yapan kardeş, yaşlı bir kadından üç yumurta kabul eder. Durumdan haberdar olan cerrah, kardeşine sitem eder ve bir vasiyette bulunur. “Madem ki üç yumurta kabul ettin, benim cenazeme gelme ve benim yanıma gömülme.” Yumurtalık sikkelerinde görülen yumurta motifleri olasılıkla bu olaya atıfta bulunmaktadır.


Bahse konu üç yumurtanın bulunduğu en güzel sikke I. Philippus’un karısı Otacilia Severa için basılmıştır. İçinde üç yumurta bulunan bir kase (Phiale) ve aralarında iki yılan resmedilmektedir. Kardeşlerin beraberce öldürülmeleri sonunda vasiyetin nasıl yerine getirileceği sorununu gündeme getiririlir. Mecburen sevenleri cerrah kardeşi başka bir yere bir deveyle taşımaya karar verirler. Tam deveye yükleyecekleri sırada deve dile gelir ve eczacı kardeş adıyla konuşur “O yaşlı kadından aldığım üç yumurta yalnızca onu memnun etmek içindi. Almamam onu aşağılamak olurdu. Zaten yumurtaları fakirlere vermiştim ama sen beni dinlemedin.” Sevenleri mucizeyi büyük bir şaşkınlıkla izler. Kardeşlerin yan yana gömülmesine karar verilir. Halep yakınlarındaki Cyrrus kentine gömülürler. Reçeteleri yüzlerce yıl sağaltım amaçlı kullanılır. Fıtık ameliyatlarının ve Sıtma hastalığının piri kabul edilirler…




Sayı 9 (Temmuz - Ağustos 2012)

Bu yazı 18621 defa okundu.