Bundan on yıl öncesinde gitmiş olmamıza rağmen, Beyoğlu’nun karmaşık sokakları arasında hemen buluyoruz Orhan Kemal Müzesi’ni. Tarihî binadan içeri heyecanla giriyoruz. Müze birinci katta çok küçük bir dairede kurulmuş. Odalarına ustanın özel eşyaları özenle yerleştirilmiş; eski kitaplar, kahve fincanları, özel eşyalar... Buram buram Orhan Kemal kokuyor. Tabiîki fotoğrafçı olarak bizleri en çok Orhan Kemal’in duvarda asılı duran fotoğrafları etkiliyor. Bazı büyük sanatçının yaşarken çekilmiş az sayıda fotoğrafı varken, Orhan Kemal’in çok sayıda, üstelik çok kaliteli fotoğraflarının olduğunu görüp seviniyoruz. Çünkü Ara Güler, üstadın arkadaşıymış ve onu bol bol fotoğraflamış.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın

Orhan Kemal Müzesi’ni gezdiğini belirtiyor

ve ekliyor; “Orhan Kemal’i sevdiğini gözlerinin

içinin gülmesinden anlıyordunuz.”

Müzeyi dolaştıktan sonra, müzenin altındaki, kitap satışlarınında yapıldığı, küçük çayevinde sıcacık bir ortam karşılıyor bizleri. Orhan Kemal’in İkbal Kahvesinde hissediyoruz kendimizi ve havanın soğukluğunu unutmuş bir şekilde sohbete dalıyoruz Işık Öğütçü ile…

Size uzun uzun Orhan Kemal’i anlatmaya gerek yok. Ama oğlunun sizlere anlatacakları var…

Abdülkadir Kemali’nin torunu, hemşerimiz Orhan Kemal’in dört çocuğundan en küçüğüdür Işık Öğütçü. Asıl mesleği Kimya Mühendisliği’dir.  Babasının adını yaşatmak ve onu yeni kuşaklara tanıtmak amacıyla 2000 yılında Orhan Kemal Müzesi’ni kurmuş. Amacı bereketli topraklar üzerinde yetişmiş; Yaşar Kemal, Abidin Dino gibi üstatlarla bir arada bulunmuş olan babasını, sadece Türkiye’de değil yurtdışında da tanıtmak.

Işık Öğütçü; Orhan Kemal’in edebiyat yolculuğunu araştırmış; “Yazmak Doludizgin”, “Abdülkadir Kemali Bey’in Anıları”, “Önemli Not!” isimli üç kitap yazmış. Ayrıca babasıyla ilgili CD / VCD hazırlamış. Orhan Kemal’e ait “Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl” ve “Arkadaş Islıkları” yapıtlarını tiyatroya uyarlamış.

Oğul Işık Öğütçü,

2014 yılında Orhan Kemal’in doğumunun 100. yılının anısına yapılacak bir çok çalışmanın hazırlığı

içerisinde.

100. Yaş günü heyecanı…

Şimdilerde Işık Öğütçü farklı bir heyecan içerisinde. Çünkü Orhan Kemal’in 2014 yılında, doğumunun 100. yılını kutlamak üzere bir takım çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmaları kapsamında birçok hazırlığı da aynı anda yürüttüğünü söylemeden geçmemek lâzım. Bunlardan bir tanesi; Ahmet Ümit ile kendisinin editörlüğünü üstlendiği, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından çıkarılacak, “Orhan Kemal - Anma ve Armağan Kitabı”. Kitapta, çeşitli edebiyatçı ve akademisyenlerden Orhan Kemal ile ilgili değerlendirme yazıları istenilmiş, toplanılan yazılar görsel verilerle desteklenerek zenginleştirilmiş.

Bir Kitap Hazırlığı...

Ayrıca “Orhan Kemal Zamana Karşı - Röportajlar ve Eleştiriler” isminde bir kitap hazırlığının içinde olan Işık Öğütçü, bu kitapta;  1949 yılında çıkan Orhan Kemal’in ilk kitabının eleştirisi de dâhil olmak üzere 1970 Eylül ayına kadar onunla ilgili seçme eleştiri yazıları ve üstatla yapılan röportajları derlemekte. Böylelikle edebiyat tarihine damga vurmuş yazarın düşünce dünyasını anlamanın daha kolay olacağını söylüyor.

Yurt içinde çeşitli illerde  Orhan Kemal adına düzenlenen konferanslarda anlatmış olduğu üstadın hayat hikâyesini, anılarını oğlunun gözünden yazmak gibi bir başka projesi var. Ayrıca babasına ait fotoğrafların yer aldığı 300 fotoğraftan oluşan bir albüm çıkarmak üzere hazırlıklarına devam ediyor.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın Orhan Kemal Müzesi’ni gezdiğini belirtiyor ve ekliyor; “Orhan Kemal’i sevdiğini gözlerinin içinin gülmesinden anlıyordunuz.”

Çukurova Üniversitesi’nin adı

Çukurova Orhan Kemal Üniversitesi olarak değiştirilemez mi?

Veya yeni kurulacak bir üniversiteye Orhan Kemal ismi verilemez mi?

Orhan Kemal Müzesi çok daha büyük bir yeri hak ediyor...

En büyük isteğinin Orhan Kemal Müzesi’ni daha büyük bir mekâna taşımak olduğunu öğreniyoruz. Mevcut olan müzenin sergileme alanının kısıtlı olması ve toplantı salonunun olmamasının sorun olduğunu düşünen Işık Bey’in yeni bir mekân arayışı içinde olduğunu belirtmeliyiz.

2014 yılı için kendisinin yapmış olduğu hazırlıkları öğrendikten sonra hemşerileri biz Adanalılardan beklentilerini soruyoruz. O da tüm yurtta yapılması gerekenleri dile getiriyor; Meselâ diyor, Devlet Tiyatroları’nda her yıl dönüşümlü olarak Orhan Kemal’in kaleme aldığı

oyunların sergilenmesi, şiirlerinin bestelenerek Devlet Çoksesli Korosu tarafından seslendirilmesi anlamlı olmaz mı? Milli Eğitim Bakanlığı okul kütüphanelerinde Orhan Kemal kitaplarını set halinde bulundurarak, Orhan Kemal Kitapları Okuma Kampanyası düzenleyemez mi?

Babasının doğup, büyüdüğü kent olan Adana’dan, biz hemşerilerinden de beklentileri var tabiîki... Bir zamanlar Türk sinemasına şekil veren Adanalı sinemacılar Orhan Kemal ile ilgili bir belgesel film hazırlayamaz mı? Altın Koza Film Festivali’nin ismi Altın Koza - Orhan Kemal Film Festivali olarak değiştirilemez mi? Festivalde her yıl Orhan Kemal ile ilgili bir şeylerin gösterilmesi bir hayal mi?

Çukurova Üniversitesi’ni adının yanına Orhan Kemal’i eklesek?

Adana’da sanatın gelişmesini sağlayan, sanata destek veren yöneticilerden de beklentisi var Işık Öğütçü’nün. Orhan Kemal adına bir kültür merkezinin açılması sağlanamaz mı? Çukurova Üniversitesi’nin adı Çukurova Orhan Kemal Üniversitesi olarak değiştirilemez mi? Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı her yıl ortaklaşa okullar arası “Orhan Kemal Şiir veya Öykü” yarışması düzenleyemez mi?

Bu arada kendi hedeflerinden birinin de, Türkiye’de paneller yaparak, Orhan Kemal adını büyütmenin olduğunu öğreniyoruz.

Işık Bey’in, Adana Sinema Müzesi’nden de bir isteği var. Orhan Kemal’in ünlü kahramanı olan Murtaza’nın oyuncağı yapılması için tasarım siparişi verilmesi veya yarışmasının düzenlenmesini istiyor.

Artık ayrılma zamanı gelmişti. Hüzün kaplıyor içimizi ve soruyoruz birbirimize:

Işık Öğütçü çok şey mi istiyor? Bizce hayır. Çünkü Orhan Kemal çok daha fazlasını hak ediyor.