İncir Yaprağından Tangaya, Moda

Bebir bebirlikten sıfır bedene,
Şalvardan mini eteğe  uzanan bir garip öykü

 

Moda nedir? diye sorsak sanırım en basit yalın karşılığı “güncel olan” diye gelir karşılığı.
Moda deyince ilk aklımıza gelen kıyafet olsa da her yaşam alanında moda kavramına derinden dalabiliriz keyifle.
Yiyecek, içecek, kıyafet, sanat, takı, saç, araba, ev, dekorasyon, meslek, zayıflık-şişmanlık, seyahat, tatil, düğün-dernek, restaurant-cafe, alışveriş, hobi, cenaze, sünnet, okul, eğlence, oyun, spor  ve daha birçok konuda  moda olan kavramları sayabiliriz.
Mevsimlere, ülkelere, şehirlere, zamana göre değişir, döner dolaşır başımızın üzerinde bazen yavaş bazen hızla.
Ayrıca gençler yani “teenager”lar arasındaki moda ayrı, orta yaş grubu ayrı, genç  kalmak isteyenlerinki de ayrı… Bu devirde böyle bir ayrılık gayrılık da gözlenmekte.
Şimdi dalma zamanı  bu sayfadan  güzel Adana’mızdaki  her telden güncellere, modalara:
• Hala şükür ki memleketime gelmeyen derin sıcaklar öncesi,  sabah ve akşam yürüyüşleri,
• Ziyapaşa Bulvarındaki cafelerde kısa-uzun buluşmalar ve kılık kıyafet modasına yakın bakış,
• İnternet alışverişine ek, yeni açılan Optimum’a meraklı gidişler,
• Bir zamanlar şöyle hafif toplu, etli butlu yani Adana’ca deyişle bebir bebir  hatunların yerini alan sıfır beden eti kemiğine yapışmış hatunlar ve bunu temin etmek için diyetisyene gitme ve  zayıflama merkezlerini doldurmak,
• Pazar sabahları açık büfe kahvaltılarında, göle karşı  uzun buluşmalar,
• Fotoğraf  ve dans kurslarına gitmeler, dünyaya başkaca bakma isteği,
• Mini tezgahlarda erikler, çilekler,
• Yüksek topuklarla yürüyememek,
• Kulağında cep telefonu, önünde laptop, karşında oturan arkadaşınla sohbet etmek!
• Köpeklerini dolaştıranların, birbirine giren köpeklerini ayırma çabaları,
• “Berber-Kuaför” tabelalarının hızla “Hair Designer”, “Saç Stilisti”ne dönüşmesi,
• Sokaklarda, dükkan önlerinde canlı müzik,
• Uçuş uçuş pudra pembesi mavisi gömlekler, bluzlar,
• Hafta sonları deniz ve yayla evlerine gitmek, okul ve sınav bitişlerinden sonra Adana’yı 3 aylığına terk etmek,
Ama memleketimde hiç modası geçmeyen kebap yemeler, hala midemizde, burnumuzda, damağımızda güncel…
Havamız ve modamız bahar gibi olsun.
Sıcacık Pamuk Adanama
Sıcacık sevgilerimle

 

Yazı: İlkay Zehra Ülbeği




Sayı 3 ( Temmuz - Ağustos 2011 )

Bu yazı 4811 defa okundu.