Güzel Adanamın Güzel Mekanları: Köy Sofrası
Yerel kültürlerimize sahip çıkmalıyız
Kültür kelimesi geniş anlamda bilgiyi, sanatı, ahlaki değerleri, gelenek ve görenekleri, insanın yaşadığı toplumdan kazandığı alışkanlıkları, atalarından kalan maddi manevi tüm değerleri kapsar. Küreselleşme ile beraber tüm dünya ülkeleri birbirlerini ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel açıdan etkilemektedirler. Kültürel kavramlar çağın gereklerine göre değişime uğramakta, milli kültürler yerel kültürlere dönüşmektedir.
İşte tam da bu noktada yerel kültürlerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Yöresel yemeklerimiz de bu kültürel değerlerimizden bir tanesi. Onların devamlılığını sağlamalı ve gelecek kuşaklarımıza aktarmalıyız.
Köy Sofrası, Adana’da yöresel yemeklerimize canı gönülden sahiplenen bir mekan. Biz de bu sayımızda Köy Sofrası’nın sahibi Cabbar Özcan ile bir röportaj gerçekleştirdik..
İşletmenin mimarı Zehra Hanım
Altınşehir Adana Dergisi (AAD): Köy Sofrası nasıl kuruldu?
Cabbar Özcan: Biz aslında çiftçiyiz. Çoluk çocuğu everdik ve emekli olduk. Ben 72 yaşındayım. Boş durmayı hayatta sevmem. Boş gezen adamı da sevmem. Bizim işletmemizin mimarı benim hanımım Zehra Hanım’dır. O köy düğünlerinde yemek yapardı. Çok güzel yemek yaptığı için böyle bir yer açalım dedi. Bu işe başlayalı on sekiz sene oldu. Başlangıçta küçük bir yer açtık ve yanına da bir yardımcı bulduk. Yerimiz ve mutfağımız çok küçüktü ama on sene orada kaldık.. Köy Sofrası’nı on bir sene beraber işlettik. Rahatsızlandığı için o artık işe gelemiyor.
ADD: Sizin yemeklerinizin özelliği nedir?
Cabbar Özcan: Şehir dışından gelen birine Adana’da ne yenir dediğiniz zaman kebap diyor. Oysa bizim nenelerimiz, analarımız belki elli çeşit yemek yaparlardı.
Ben bunu hep dile getiriyorum. Adana için bir şeyler yapmaya, bu konuda öncülük etmeye çalışıyorum.
Hepsi de emek isteyen yemekler
ADD: En çok tercih edilen yemeğiniz hangisi?
Cabbar Özcan: Biz asortik yemek bilmeyiz. Adana yemekleri yaparız. Hepsi de çok tercih ediliyor. Analı kızlı, içli köfte, güvec, yaprak sarmamız çok güzel oluyor. Kuzu incik, nohutlu tereyağlı dövme pilavı, mercimekli bulgur pilavı yapıyoruz. Haftada bir sefer Perşembe günleri mumbar çıkıyor. Ev paçamız var. Doğal sütlü kereviz çorbası, acabekli ve nohutlu kara çorba yapıyoruz. Kışın kaz dolması ve boş (kaburga) dolması yapıyoruz. Hepsi de emek isteyen yemekler.
ADD: Sizce yemeklerinizi lezzetli yapan nedir?
Cabbar Özcan: Anam güzel yemek yapardı. Biz evlendikten sonra yedi sene aynı evde beraber oturduk. Zehra Hanım on sekiz yaşındaydı. Anam ögretti ona yemek yapmayı ama istediğin kadar bil el marifeti olmazsa olmaz.
Ayrıca biz köyde doğal beslenirdik. Elimizden geldiği kadar işletmemizde de doğal yemekler yapmaya çalışıyoruz. Mesela köyden hergün taze süt gelir ve yoğurdu biz kendimiz çalarız. Yemeklerimizi özel imalethanemizde yaparız.
Biz yedirmeyi içirmeyi seviyoruz
ADD: Marka tesciliniz var mı?
Cabbar Özcan: Adana’da bir markayız ama marka tescilimiz yok. Aydın’ın bir kasabasında küçük bir işletme bu ismi almış. Bu nedenle bizim başvurumuz geri döndü.
ADD: Çocuklarınız sizin işinize ilgi duyuyorlar mı?
Cabbar Özcan: Maalesef duymuyorlar. Benim dört çocuğum var. En büyükleri erkek ve elektrik mühendisi. Bursa’da fabrikası var. O bana sen gel fabrikada otur artık kendini yorma diyor. Kızlarımın da hepsinin işi gücü iyi. Biz bu işe çok emek verdik ve belli bir yere geldik. Üzerine kata kata işimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Elemanlarımızın hepsi eski ve deneyimli. Herşey para değil. Müşterilerimin zevkle yemeklerimizi yemesi benim çok hoşuma gidiyor. Onların memnun kalıp misafirlerini de buraya getirmesi bizi gururlandırıyor. Biz yedirmeyi içirmeyi seviyoruz.
Dünya gıda üzerine yoğunlaşıyor
ADD: Yemek kültürü tüm dünyada hızla yayılıyor bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Cabbar Özcan: Dünya gıda üzerine yoğunlaşıyor Eskiden turizm otelcilik önemli iken artık insanlar uçağa biniyor ve yemek yemeye Adana’ya, Antep’e, Konya’ya gidiyorlar. Nerede daha iyi yemek var nasıl yerim onu düşünüyorlar. Biz de çeşitli televizyonlarda yaptığımız röportajlarda hepsinin üstüne basa basa Adana’mızın yemeğinin sadece kebap olmadığını, kendine has yemeklerimizin olduğunu vurguluyoruz.
ADD: Adana ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Cabbar Özcan: Bız Adana’lıyız. Karataş köyüden geldik ,.Ben on sene kendi köyümde muhtarlık yaptım. Biz misafirperver ve ekmeğimizi paylaşan insanlarız. Dünyada böyle bir ırk var mıdır acaba? Başka ülkelerde bırak sana ekmeğini vermeyi selam vermezler. Cenab-ı Allah bize bu özelliği vermiş. Her zaman söylerim; biz vicdanlı, merhametli, ekmeğini, sofrasını paylaşan insanlarız. Adana’lılığımla iftihar ediyorum. Ne yazık ki Adana’lılar olarak bir avuç kadar kaldık. Birbirimize sahip çıkmamız lazım.
Adana için bir şey yapmaya çalışıyorum
Cabbar Özcan: İstanbul’da turizm ve yemek üzerine büyük bir tesis kuruluyormuş. Dünyanın çeşitli yerlerinden gelenlerin tüm yörelerimizin yemeklerini bulacakları bir mekan olacakmış. Her vilayetten yöresel yemek firmalarına kiraya verecekler veya satacaklarmış. Genel müdürü beni aradı ve oraya gelmem için çok ısrar etti. Sen bana Istanbul’u da bağışlasan ben gelmem dedim. Bizim en büyük şanssızlığımız sahibimizin olmaması. Adana’nın seçilmişleri maalesef Adana için hiçbirşey yapmıyorlar. Belediye başkanlarımızın hepsine de bakanlarımıza da söyledim. Sağ olsunlar buraya geliyorlar. Mesela Antep’in şanı bizim hudutlarımızı aşıp Avrupa’ya taşmış. Belediye başkanları, bakanları harıl harıl çalışıyorlar. Bizim yemeklerimize de maaalesef Diyarbakır, Antep, Mardin sahip çıkıyor. Ben yemeklerimizi tanıtmaya, Adana için bir şey yapmaya, Adana’ya hatta Türkiye’ye hizmet etmeye çalışıyorum. Türkiye’nin neresinden olursa olsun Adana’ya gelenler bize uğramadan gitmiyorlar.
Geleneksel yöntemlerle yapılan yöresel yemeklerimiz
Köy Sofrası, kebabı ile ünlü şehrimizde kebap dışında da güzel lezzetlerimiz olduğunu bizlere hatırlatıyor. Geleneksel yöntemlerle yapılan lezzetli yöresel yemeklerimiz bulunuyor. Sizlerin de müşterileri ile birebir ilgilenen Cabbar Özcan’ın işlettiği bu mekanda damak zevkinize uygun bir ev yemeği bulacağınıza inanıyorum.
Kaynakçalar: www.journals.istanbul.edu.tr/iusskd/article/download/1023000290/1023000274
Hilal Onaç
Diğer Yazıları
(1889-1968) (6205 kez okundu)
Tüm Yazıları