Bir Öğretmen, Bir Proje, Bir Nesil…
Geçen ay bir resim sergisi gezmiştim. Sosyal medya hesabımda da anlattım ama bir kere de buradan anlatmak istiyorum. 6 yaşındaki çocuklar, dünyaca ünlü ressamların resimlerini yapmışlar. Aralarında, inanılamayacak derece benzerleri çıkmış. Fakat çocukların bu çalışmalarının, gerçeklerine benzerliği falan apayrı bir konu. Esas önemli olan; çocukların bu sayede aldıkları sanat eğitimi. Çünkü bu proje esnasında, her çocuk kendi resmini yaparken aynı zamanda kendi ressamının hayatını da öğrenmiş. Kimdir, nedir, nerede doğmuş, nerede yaşamış, nerede ölmüş, diğer eserleri nedir, ne tarzda çalışmış, hangi sanat akımını başlatmış hatta hangi fırçayı kulanmış, hangi tarz fırça darbeleri yapmış… 6 yaşındaki bir çocuk -muhtemelen farkında bile olmadan, hem de eğlenerek sanat tarihine adım atmış. Kendi ressamını, ailesinden biri gibi tanıdığı yetmezmiş gibi bir de arkadaşlarınınkine kulak misafiri olmuş…
Bu yetmemiş, öğretmenleri onların bu eserlerinden bir sergi hazırlamış. Organizasyonun güzelliği, kalitesi falan yine apayrı bir konu. Yine esas önemli olan 6 yaşındaki çocukların süslenip püslenip gelmesi, onure edilmesi, muhtemelen farkında bile olmadan 'sanat'a attığı adımın hala ne olduğunu anlamasa da önemili birşey olduğunu farketmesi. İşte bir öğretmen çıkmış, bir proje yapmış, ve bir neslin içine bir yerlere belki de taa en derinlerine sanat aşkını ekmiş. Bir tanesindeki yeşerse, büyüse, ağaç olsa ne mutlu…
Ama durun daha, bu da yetmemiş, bu sefer de Altınoran'daki fotoğrafçı abi ve ablaları almışlar bu çocukları bir de kendilerini eserlerindeki gibi giydirmişler, süslemişler müslemişler birisini Kaplumbağa Terbiyecisi yapmışlar diğerini Mona Lisa... Bir de stüdyoda aynı açıdan fotoğraflarını çekmişler… Varın çocuktaki etkiyi siz düşünün…
Ve ben ne şanslıyımki bu çocuklar arkadaşlarımın çocukları, kendi kızımın arkadaşları… Öğretmenleri benim arkadaşım… Fotoğrafçıları benim arkadaşlarım… Dernek benim derneğim…
Bu projenin içinde olan herkesin eline, emeğine, fikrine sağlık...
Peki ama neden hala üzgünüm!
Çünkü bu bir ülke politikası değil. Sabah 8'den akşam 16’ya kadar çocuklarımızı gönderdiğimiz okullar sadece SBS derdinde. Bir çok devlet okulunda resim derslerine hala Matematikçiler; Muzik derslerine İngilizceciler giriyor. En özelinde bile ne bir ressam yetiştiriliyor, ne bir yüzücü, ne de bir piyanist. Aileler; özel çabalarıyla, özel derslerle, özel kurslarla bu eğitimleri kendi imkanlarınca aldırmaya çalışıyorlar. Ama bu saydıklarım sadece belirli bir kitle için geçerli ve hiç de yeterli değil.
Konuya buradan bakınca o diğer %50 bile değiliz.
Not: Bu yazıda bahsedilen Sergi, 18 Nisan 2014 yılında Altınoran Sanat Merkezi'nde Maya Sanat Akademisi ve akademinin sahibi Resim Öğretmeni Ayber Hastürk tarafından açılmış olan ''Ustalarımızın İzinde Çocuklarımız'' isimli resim sergisidir.
Mustafa Gökçen
Diğer Yazıları
Tüm Yazıları