Pedro Almodovar uluslararası alanda oldukça tanınan bir İspanyol film yönetmeni. 63 yaşında. Yaklaşık son 25 yıldır yönetmenlik yapıyor. 20’yi aşkın önemli film yönetti. Bu filmlerden 11 tanesi Türkiye’de gösterildi. Benim yakından takip ettiğim ve oldukça etkilendiğim çok iyi bir yönetmen.

İzlemiş olduğum 8 filmi

tarih sırasıyla şöyle:

Bağla Beni 1990, Yüksek Topuklar 1991, Çıplak Ten 1997,

Annem Hakkında Herşey 1999, Konuş Onunla 2002,

Kötü Eğitim 2004, Dönüş 2006 ve Kırık Kucaklaşmalar 2009.

Filmlerini karışık anlatımlarla ve genellikle melodram olarak çevirmekte. Hüznü estetikle vurgulayıp sanatı ön plana alan ve filmlerine mutlaka kişisel damgasını vuran bir yönetmen.

Almodovar’ı tanımak için filmlerinden bazılarını mutlaka seyretmek gerekli. Çoğu başyapıt olmuş filmlerinden size öncelikle bana gore en iyi filmi “Konuş Onunla’’ (Hable Con Ella) filmini izlemenizi önereceğim. Bu başyapıtı mutlaka izleyiniz.

Bu fılm en iyi özgün senaryo dalında oscar ödülünü de almıştı.

Bir Kadın Yarattım

Ancak dünya sinemasının bu büyük yönetmeninden her zaman bir başyapıt beklenilmemeli. Ama devamlı yeni birşeyler yaptığı kesin. Bu son filmi de böyle. Diğer filmleri kadar duygulu olmasa da çok farklı bir şekilde işlenmiş. Duygunun yerini biraz gerilim almış, biraz sürükleyicilik almış, biraz bilim kurgu filmine dönüşmüş. Kısaca Almodovar kendisini farklı bir konuma koymuş. Sanki filmin ismi “Bir Kadın Yarattım” olabilirmiş, sanki filmin ismi “İnanılmaz İntikam” olabilirmiş, sanki filmin ismi “Çarpık İlişkiler” olabilirmiş. Ama olmamış. Zaten bu isimlerden biri olsaydı bu bir Almodovar filmi olmazdı.

Birbirinden çok farklı şekillerle donatılmış farklı bir tarz, çok soğuk, çok sert, çok cesur ve çok özgün. Sonuna kadar sizi koltuğunuza kilitleyecek, inanılmaz flashbacklerle anlatılan iyi bir film olmuş. Bir başyapıt olamamış, belki de bunun ana nedeni Fransız Polisiye yazan Thierry Jonguet’in 2005 tarihli “Tarantula” romanından uyarlanmış olmasından kaynaklanıyor. Filmin İspanyolca ismi “La Piel Guz Habito”, İngilizce ismi “The Skin That I Live In”. Ve Türkiye’de birkaç bağımsız sinemada geçtiğimiz Aralık ve Ocak aylarında oynayan Türkçe ismiyle “İçinde Yaşadığım Deri”. Başrol oyuncuları Antonio Banderas ve Elena Anaya.

Konusundan Başlıklar:

- Estetik cerrahi bir doktor.

- Sevgilisi ile trafik kazasından ölmekten yanarak kurtulan karısı.

- Doktorun karısını affetmesi ve yanıktan oluşan görüntüsünden

kurtarmak için yeni bir deri üretmesi.

- Doktorun özel kliniğinde çalışan hizmetlinin annesi olması.

- Karısıyla trafik kazasında kurtulan adamın doktorun aynı anneden dogma (farklı baba) kardeş olması ve doktorun bunu bilmemesi.

- Yüzündeki yanığı 2 yıl sonra tesadüfen gören karısının intihar etmesi.

- Kızlarının bu intiharı görerek büyük bir depresyona girmesi.

- Kızının cinsel saldırıya maruz kalması ve bir sure sonra annesi gibi intihar etmesi.

- Cerrah babanın genç adamı kaçırıp intikam alması, vs. vs.

Bu sıradan gibi gözüken melodram öyküsünü flashbacklerle bilmece gibi ve bir o kadar da sıradışı öğelerle anlatmış Almodovar. Diğer en önemli detayları size burada veremiyorum, filmi seyretmeniz gerekir. Sadece filmin sonunda buz gibi olup, donup kalıyorsunuz diyebilirim. Herşeye ragmen yönetimiyle, oyuncularıyla ve teknik ekibiyle çok iyi iş çıkarmış Almodovar.

Gerilimli, sadist bir sanat filmi seyrettim sanki.