Bayım; Bu Fotoğraflara İyi Bakın, Siz Gerçekten İnsan mısınız?

Bayım, şu katliam fotoğraflarına iyi bakın. Bakın, savaşın, katliamın neye benzediğini fotoğrafların kendileri söylüyor. Delilleri olduğu gibi, fotoğrafları, görüntüleri de karartmayın. İnsanlığın nasıl yok olduğunu, vicdanların nasıl köreldiğini görmek için iyi bakın o fotoğraflara. Gözünüzü kapatmayın. Eğer ki biz insanlar bugüne kadar bunca savaştan, bunca katliamdan ve bunca şiddetten, acıdan, yıkımdan  nasibimizi almamışsak “ biz neyiz?” sorusunu sorun kendinize. Bayım, o fotoğraflara iyi bakın...

 
Bayım, bu fotoğraflara bakıp da acı duymamak, bu fotoğrafları görüp de irkilmemek, bu kıyıma dehşet duymamak ancak ahlâktan ve vicdandan nasibini almamış canavarların vereceği tepkilerdir. Ne yazık ki bu canavarlar her geçen gün içimizde büyütülüyor ve çoğaltılıyor. Bayım, bunlardan siz sorumlusunuz. Yanı başımıza, içimize onları siz getirdiniz. Bugüne kadar hiçbir olayın failini yakalamadığınız gibi gerçeklerin, kanıtların üstünü örttünüz. Toplumu böldünüz, parçaladınız. Şimdi kardeşlikten bahsediyorsunuz. Bayım, siz gerçekten insan mısınız?... 

 
Bayım, bu fotoğraflara iyi bakın. Orada kanlı bir çocuk ayakkabısı var. Orada elinde barış pankartı olan ama kendisi olmayan bir fotoğraf var. Orada yaşayan ama üzerinde ölen yoldaşının et parçaları olan bir insan var. Orada biraz önce geldiği kurumunun pankartı ile şimdi cesedi taşınan bir kadın var. Orada katliamın acısına bile dayanamayıp hala topluluğa su ve gaz sıkan polis var. Orada en az 95 kişinin ölüp yüzlerce kişinin yaralı olduğu halde güvenlik zaafiyeti yok diyen bir bakan var. Orada istifa edecek misiniz sorusuna gülen bir başka bakan var. Bayım, bu fotoğraflara iyi bakın, siz gerçekten insan mısınız?...                               


 
Siz, bayım, o fotoğraflara bu kez ‘dehşet ve tiksinti’yle bakın. Biz diyoruz ki, bu katliamdır, barbarlıktır, insanlık dışıdır, barışı kana buladınız. Eğer o fotoğraflar da siz de aynı şeyleri görüyorsanız biz de aynı şeyi söyleyelim… 

 
Bayım, bu sabah o fotoğraflara tekrar baktım. Bir fotoğrafta bir erkeğin ya da bir kadının vücudu olabilecek bir fotoğraf vardı; resimde  görünen beden o denli şeklini kaybetmişti ki o fotoğrafa daha uzun süre baktım. Belki de ölmüş  çocukların bedenleriydi. Bayım, bir de o fotoğraflar da bir simitçi tezgahı vardı ama simitçinin kendisi yoktu. Muhtemelen oda parçalanmıştı. Bayım, siz o simitçiyi gördünüz mü?... 

 
Bayım, bu fotoğrafa iyi bakın. Bu güzel insanlar bu bilyelerle öldüler. Bayım, bizim bildiğimiz bilyelerle çocuklar oynardı. Büyük ihtimalle çocukluğunuzda sizde oynamışsınızdır. Bayım şimdi o bilyelerle çocukları öldürüyorlar.  Bayım, şu fotoğrafta ki  genç kız katliamda ölen anne veya babasının veya bir arkadaşının ismini arıyor. Bayım, siz o acıyı yaşadınız mı hiç?...

 
Bayım, bugün ülkemizin dört bir tarafından cenazeler kalktı. Onlara bakma cesareti gösterebildiniz mi? Bayım, başka şeylere ağlarken, acaba gözlerinizden bir damla yaş aktı mı?  Bayım, siz gerçekten insan mısınız?...
 
 
 



Sayı 29 (Kasım - Aralık 2015)

Bu yazı 4150 defa okundu.