Adananın yolları taştan - 2

Sevgili Okurlar ve Değerli Meslektaşlarım,

Sağlık camiasının TIP BAYRAMI’nı kutlayarak başlamak istiyorum.

Yazılarımı takip eden dostlar bilir, daha önce “ADANANIN YOLLARI TAŞTAN 1” diye yazmıştım.

Devamını yazacağımı söylemiştim sizlere.

Devam ediyorum .

 

İşte size “ ADANANIN YOLLARI TAŞTAN 2 ”

Ben işim gereği Türkiyenin bütün İllerini gezme fırsatı yakaladım.

Biliyorum ki her şehrin kendine has baharatı ve rengi var.

Her şehir kendince güzel.

Fırsat buldukça da gezmeye ve özellikle, popüler tabir ile “MARKA KENT” olmaya çalışan kentleri ve yöreleri görmeye çalışıyorum.

Geçen kurban bayramı öncesi  çocuklarım ve eşimle birlikte son halini çok merak ettiğim ESKİŞEHİR’i görme, bir gecede kalma şansına sahip oldum.

Bir caddede AMSTERDAMI,başka bir caddede İSTİKLAL caddesini,sehrin başka bir köşesinde ise TEPEBAĞ evlerini  gördüm.

Tarih, kültür, insan, spor ve eğlence hepsi bir arada.

Çok hoştu ve heyecan vericiydi.

Oradaki heyecanımı  ÇUKUROVA GİAD Başkanım çok değerli Sn.Hakan ÇELİK ve

Üniversite eğitiminde ESKİŞEHİR de bulunmuş yine ÇUKUROVA GİAD üyesi sevgili Yahya ÖNTARHAN ile o an paylaştım ,

Düşünüyorum,

ADANA ,ESKİŞEHİR arasındaki farklılıkları.

Seyhan nehrinin 10 da 1 i büyüklüğündeki Porsuk çayının etrafını bir Avrupa kenti edasına çeviren ESKİŞEHİR’liler,  Seyhan Nehrine ve Seyhan Baraj Gölüne sahip olsalar  ne yaparlardı diye düşünmeden geçemedim doğrusu.

Soruyorum,

ADANA’da eksik olan bir şey var mı diye

Tarihiyle,

Suyuyla,

Toprağıyla,

Doğasıyla,

Yemek Kültürüyle,

Üniversitesiyle,

Organize Sanayisiyle

Jeopolitik Konumuyla

Ekonomisiyle,

En önemlisi sıcacık ,coşkulu ve hoşgörülü insanlarıyla ,(mutlaka sıcaklığını,coşkusunu ve hosgörüsünü ilerde yazacağım)

Fazlası var eksiği asla yok.

Görüyorum,

ADANA her anlamda potansiyeli yüksek ve  rengiyle çok özel bir şehir.

Ancak  siyasi anlamda yaşadığı çekişmelerden dolayı, Ülke siyasetini etkileyecek üretkenliğe ve dinamizme sahip değil .

Ne yazık ki bu yüksek potansiyeli de şu ana kadar fazlaca kullanamayan  bir şehiriz.

Bu kente sahip çıkacak, bu kenti kalkındıracak ve bu kentte yaşayanlara ağebey’lik yapıp kente katkı sağlayacak, bu potansiyeli açığa çıkaracak  olan YEREL YÖNETİMLER’dir.

Buna ihtiyacımız vardır.

Tavsiye ediyorum,

*Kent meydanı yapılmalı,

*Adana yemeklerini ve kültürünü yansıtan bir Adana Konağı  hizmete açılmalı,

*Baraj gölünde mutlaka halkın kullanbileceği plaj alanları oluşturulmalı,

*Seyhan barajı ve nehri gezi tekneleri ile donatılmalı,

*Panaromik şehir turu yapılabilecek üstü açık otobüsler hizmete açılmalı,

*Müzelerimiz yenilenmeli,

*Uluslararası nitelikte bir Kongre Merkezi yapılmalı,

*ADANA sağlık turizminde ön plana çıkartılmalı,

*Tepebağ evleri bir an önce turizme kazandırılmalı,

*En önemlisi ADANA’mızın çevre İller ve Ülkeler içerisinde cazibe merkezi haline    gelebilmesi için DİSNEYLAND tarzı bir eğlence merkezi planlanmalı ve faaliyete geçirilmeli.

Üyesi bulunduğum ÇUKUROVA GİAD  ile her yerde bu tavsiyeleri yenilemekteyiz.

Bu dönemde yardımcılığını yaptığım Başkanım Sn.Hakan ÇELİK’te bu tavsiyeleri  her platformda olduğu gibi  Bloomberg TV’de çıktığı canlı yayın proğramında ulusal anlamda yenilemiştir.

Diliyorum,

YEREL YÖNETİMLER , ADANA için profesyonel plan, proğram ve analizlerle, mutlaka yeni stratejiler geliştirilir.

Elbette KAMU+BELEDİYE+ÜNİVERSİTELER+SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI na topyekün görev düştüğünüde yenilemeden geçmiyeceğim.

Diliyorum yukarda tavsiye ettiğimiz  şeylerden daha fazlası, daha  iyisi canım ADANA’m için hayata geçirilir.

ADANA’mıza sahip çıkmalıyız çünkü başka ADANA yok.

Sevgi,saygı ve sağlıcakla kalın.

 

O.Mümtaz YURDAER




Sayı 1 ( Mart - Nisan 2011 )

Bu yazı 5793 defa okundu.