Güç kazanmak adına soylu ve zengin bir
hanımla evlenmesi gerekmektedir. An-
cak kendisi evlidir ve eşi boşanmak is-
tememektedir. Başarılı bir kızı vardır ve
erken yaşta ölmüştür. Oğlu beklentilerini
vermemektedir. Siyaseten yükselmek as-
lında düşmanların artmasından başka bir
işe yaramamıştır. Roma’da iç savaş başla-
dığında Cicero mutsuzdur ve bıkmıştır.
Rakip askerlerin Roma surlarının hemen
dışında, üzerinde erguvan renkli senatör
kıyafetiyle kendisini bulduklarında ölüme
hazırdı ve bir an önce gelmesini istiyordu.
Cenazesi senatoya getirildiğinde ceza-
landırdığı bir soylu annesi tarafından dili
tutup dışarı çekilecek ‘Hadi şimdide aley-
himize konuş’ denilecektir. Cicero henüz
bunların olacağını bilmemektedir. Belki
bilmiş olsa, Romaya siyaseten yükselmek
için dönmek yerine Adana’da vali olarak
kalmayı yeğlerdi…
Bilge Cicero’nun çözemediği ne olabi-
lirdi?
-Otur doktor dedi, elindeki uzun papiru-
su açarak okumaya başladı. Amanoslar-
daki aşiretler bir de kendilerine ‘Özgür
Çukurovalılar ‘ diyerek, Erzin’e inip güzel
kızlarını kaçırıyorlarmış. Şehirde güzel kız
kalmamış. Erzinli yöneticiler ‘soyumuz
çirkinleşecek’ derken, anneler ‘kızım, kı-
zım’ diyerek ağlamaktalar.
Ne yapmalı, nasıl halletmeli?
İpek yolu üzerinden Çukurova kapıların-
dan İsosa- Erzin’e eriştim. Aşiretlerin zarar
verdiği kaleyi su yollarını ve tiyatroyu göz-
ledim. Gerçekten anneler üzüntüden taş
kesilmişler erkeklerin ağzını bıçak aşmı-
yor. Rabat üzerinden Mancınık’a eriştim.
Aşiretlerin Küllü’de olduğunu öğrendim.
Küllü yarım günlük bir yoldur. Küllü’de
Pindenissium, sarnıçlı kentte aşiretlerle
görüştüm. Pindenissium surları olmayan
bir kentti. Yalnızca giriş kapısı vardı. Dört
bir yanı uçurumdu. Aşiretler misafirper-
verlikle beni karşıladılar. Kaçırılan kızlarla
konuştum. Anneleriniz taşa kesildi dediy-
sem de kızlar baba evine gitmek istemi-
yorlardı. Roma ordusuyla gelecek dedim.
İlgilenmez göründüler. “Gelecekleri varsa
gelirler” dediler. Sonuçta ordu geldi. Ku-
şatma makinalarının kurulması, ve şehrin
düşmesi kırk günü buldu. Kızlar kocala-
rıyla birlikte savaştılar ve onlarla birlikte
öldüler. Kaçırılan kadınların kaçıranlara
bağlanmaları daha sonra Stocholm Send-
romu diye adlandırılacaktır. Onlardan
geriye, katliam kalıntıları, sarnıçlı kentin
sarnıçları, evlerinin kiremitleri, mabetleri
ve hikayeleri kaldı...
Marcus Tullius Cicero
mehmetkobaner@altinsehiradana.com
49