Page 39 - ALTINSEHİRADANA web

Basic HTML Version

Tuşutawa’nin Bullasi
“Sevgili Haluk dur bir dakika... Bir kere
bu elimdeki mühür değil bir “Bulla”... Bul-
la; günümüzde de resmi evrakların zarf-
larını mumla kapatıp, açılıp açılmadığını
kontrol etmek için mühür basarlar ya, işte
onun eski zamandaki ismi. Yani mühürün
dişisi... Veya mühür baskısı diyebiliriz.
Dolayısıyla da bullaların bulunduğu yerde
resmi evrakların olduğu bir devlet orga-
nizasyonu olmalı. Bu bulla milattan önce
1500 yılında, olasılıkla Kizzuwatnalı, belki
de Hititli Tuşutawa isimli bir devlet görev-
lisine ait. Biz bunu Tatarlı’da başlattığımız
arkeolojik kazıda bulduk”
Serdar Girginer; bundan 3500-4000 yıl önce,
bu yerleşim yerinin
“Yedi Pınarlı Kent” ismiyle anıldığını anlatıyor.
Tarih öncesi dönemden
kalma bir kentin
kalıntıları... Tapınak...
Surlar ve saraylar...
Altınşehir Adana:
Yani sen bu bullaya
dayanarak mı burası için 4000 yıllık de-
din?
Serdar Girginer:
“Ben Tatarlı’daki yerle-
şim için 4000 yıllık demedim ki, dört bin
yıl önce buraya ‘Yedi Pınarlı Kent’ derlerdi
dedim. Bu bulla da Kizzuwatnalı birine ait
olduğuna göre o yıllarda buralarda Hitit-
ler (Kizzuwatna bir federatif Hitit krallığı)
yaşamışlar anlamına geliyor. Ama bizim
bulduğumuz obsidyen (volkanik camlar)
ve özellikle de Biblos Ucu bu kenti 8000
yıl önceye kadar götürüyor. Tatarlı’da bel-
ki 8000 yıl önce de yaşayanlar vardı ama
ben bu kez öykümü son dört bin yıl için-
den anlatacağım.”
Lusanda Diye Bir Kent
Ve meddahımız anlatmaya başladı... De-
korumuz ise gerçek.. Tarih öncesi dönem-
den kalma (Hitit) bir kentin kalıntıları...
Tapınak... Surlar ve saraylar...
“Bir zamanlar... Geç Asurlar döneminde
görkemli bir Asur kralı varmış. Görkemi;
yaptıklarıyla birlikte, yaptıklarını biraz da
abartarak anlatmasından ileri gelirmiş.
Dostu veya düşmanı, o yılların insanları
onu Salmanassar olarak çağırırlarmış...
Üçüncü Salmanassar... Bir gün yazıcı-
larından birine: “Getir bakalım bir yazı
taşı ve ona yazabilecek bir kalem ve yaz”
demiş
:
“Ben büyük Asur kralı III. Salma-
nassar... Savaşçı, yiğit bir kralım. Amanos
Dağlarını geçer geçmez karşıma Lusanda
diye bir kent çıktı. Yaktım, yıktım ve orayı
elime geçirdim”
A.A.:
Sevgili Serdar, Ne olmuş yani
Lusanda’yı eline geçirmişse?
S.G.:
Acele etme bak öykü nereye gelecek.
Eğer bugün araştırırsanız Amanoslar’dan
indiğinizde karşınıza ilk defa Asur döne-
minde de var olduğu kanıtlanmış şehirler-
den Tatarlı’nın çıktığını görürsünüz. İşte
Asur kralının bahsettiği Lusanda burası
olmalıdır. Burası Lusanda olsa ne önemi
var diye soracaksın sen şimdi de. Bana göre
Lusanda ile yıllardan beri bilim dünyası-
nın arayıp durduğu Lawazantiya aynı yer.
Çünkü Lawazantiya için yazılı metinlerde
“Yedi Pınarın Aktığı Kent” tabiri kullanılı-
yor. Ve bugün burada yaptığımız kazılarda
bulduğumuz buluntular, Tatarlı’nın Lawa-
zantiya olması ihtimalini çok güçlendiri-
yor. Bakın bugün bile Tatarlı’da bulunan
pınarları sayarsam eğer; Birinci Çınaraltı
Pınarı, İkinci Çınaraltı Pınarı, Camigözü
Pınarı, Kaynargöz, Meleğin Gözü, Küçük
Kaynargöz ve Değirmenocağı Pınarı diye
7 rakamını bulabilirim. Belki bir iki pınar
daha bile var ama onlar o zamanlar bura-
da olduğunu düşündüğümüz büyük gölün
içinde kalıyorlardı.
37