Kıyamet ve Son Savaş; Armageddon

3d-wallpaper-0046Kitabı Mukaddes - Vahiy 16 ve 16 -1:
“Üç kötü ruh, kralları İbranice *Armagedon denilen yere topladılar.”
“Sonra tapınaktan yükselen gür bir sesin yedi meleğe, ‘Gidin, Tanrı’nın öfkesiyle dolu yedi tası yeryüzüne boşaltın!’ dediğini işittim...”

Değerli okurlarım, 20. yüzyılda dünya savaşları yaşandı. İnsanlık birbirine ateş ve ölüm kusmuştu.
“Armageddon’daki Son Savaş” kehâneti İncil’de geçiyor. Kıyamet alâmetlerinden biri kabul ediliyor.
Kehânet, bir küresel kıyımı haber veriyor. Kitabı Mukaddes yorumcuları son savaşın yeri konusunda mutabıklar, fakat; zamanında ve kimler arasında geçeceğinde ayrılıyorlar:
Hristiyanlar, “Savaş, kıyametten 1000 yıl önce,  gerçekleşecek” derken museviler itiraz ediyorlar.
Farklı düşünseler de, kıyamet öncesinin bir çok olayını, Armegeddon’daki “son savaşa” endeksliyorlar.
Efsâne, **Yuhanna’nın Vahyi’nde geçen kehânete dayanıyor:
Vahiy, savaşın geçeceği yeri şöyle bildiriyor:
“Üç kötü ruh, kralları İbranice *Armagedon denilen yere topladılar.- Vahiy 16”
Vahy’e göre, Gog Magog diye anılan yaratıklar Kudüs’e yakın Magedon denilen yerde türeyecek, şeytanın önderliğinde hareket edecekler ve dünyada kaosa yol açacaklar.
Yuhanna’nın Vahyi şöyle devam ediyor:
“Bin yıl dolunca şeytan çözülecek ve yerin dört köşesinde olan milletleri, Gog ve Magog’u saptırmak ve onları cenk için bir araya toplamak üzere (zindanından) çıkacaktır. Onların (Gog Magog’un) sayısı denizin kumu gibidir... İncil - Vahiy 20. Bab 7–8”
Bunun üzerine, Atanmış Kral’ın ordusu gökten inecek, dünya devletlerinin ( krallarının) ordusu ile Armegeddon’da savaşacaktır.
(Protestan Evangelistler’e göre atanmış Kral, İsa Mesih’tir; savaştığı düşman da Deccal...)
Mesih’in gökten indikten sonra ne yapacağı, Yeni Ahit, Selaniklilere 4. Bab, 16–17’de şöyle anlatılıyor: “Rabb’in kendisi, bir emir çağrısıyla, baş meleğin seslenmesiyle ve Tanrı’nın borazanıyla gökten inecek. Önce Mesih’e ait ölüler dirilecek.”
İsa Mesih, geçmişte ( ilk gelişte) kendisine inananları diriltecek, yeryüzünde adaleti egemen kılacak ve bin yıl hüküm sürdükten sonra kıyamet olacaktır.
Hz. İsa (a.s)  ve inananları cennete gideceklerdir. (Evangelistler’e göre Deccal, Müslümanlardır. Cennete sadece Hristiyan ve Yahudiler gidebileceklerdir!?)
Değerli okurlarım, Musevî ve Hristiyanlar kehâneti yorumlarken anlaşmazlığa düşüyorlar:
Hristiyanlar inançlarını Yuhanna’nın Vahyi’nden yola çıkarak biçimlendiriyor; Musevîler ise, Kitab-ı Mukaddes’in “Malaki Kitabı” ndan sonrasını (dolayısıyla Yuhanna’nın Vahyi bölümünü de) yok sayıyor, beklenen Mesih’in Hz İsa (a.s) olduğunu kabul etmiyorlar. Ayrıca Musevîler, Armegeddon’daki savaşın Müslümanlar’ın İsrailoğulları’na saldırmasıyla çıkacağına inanıyorlar.
Hristiyanlar’a göre ise: “Armegeddon’da savaşacak Göksel Ordu’ya Atanmış Kral yani Mesih komuta edecek, aralarında İsrail’in de bulunduğu dünya ( krallarının) devletlerinin - Deccal’ın ordusu - ile savaşacaktır.” (Çelişki dikkatinizi çekmiştir; Hristiyan Evangelistler’e göre  İsrail, yani Musevîler de Deccal’ın ordusunda yer alıyor ve Mesih’in ordusu ile savaşıyorlar. Böylece Deccal’ın ordusunda, bir tür Musevî-Müslüman dayanışması (?) ortaya çıkıyor. O halde, nasıl oluyor da Musevîler Hristiyanlarla el ele cennete gidebiliyorlarken, cehennem Müslümanlara kalıyor?.. )
Bağnaz Safsata ve İlahi Rahmet
Değerli okurlarım, Yüce Rahman’ın alemleri koşulsuz kuşatan  rahmetini (esirgeyip-bağışlamasını) unutan; İlahì Vahy’in verilerine şaşı bakıp kendine yontan bu bağnaz anlayış kınamaya bile değmez!  *** Bu anlayışın sahipleridir, mazlum milletleri sömürmek için, yalan üzerine bina edilmiş fitneler kuranlar kanlı savaşlara yol açanlar. Şimdi,Yüce Kur’an’a gidelim..Ehli Kitap (Hristiyan ve Museviler), Kıyamet, Hz İsa  (a.s) ve  Armegeddon ile ilgili Kur’an’da ne buyruluyor görelim:
Ehli Kitap (Beniisrail ve Hristiyanlar )
Kur’an’ı Kerim - Maide Suresi 64:
“Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür de onlar yine bozgunculuğa koşarlar.”
Kur’an’ı Kerim- İsra Suresi 4- 5:
“ Biz, Beniisrail’e Kitap’ta şu yolda bir yargıda bulunduk: Siz yeryüzünde muhakkak iki kez bozgun vücuda getireceksiniz ve muhakkak büyük bir kibirle böbürleneceksiniz...” /
“Nihayet, o ikiden birincisi geldiğinde, üzerinize aşılmaz bir güce sahip kullarımızı gönderdik de onlar, barınakların aralarına girip araştırdılar. Ve bu, yerine getirilmiş bir vaat idi...”
Ayette “O  ikiden birincisi”  şeklinde haber verilen Beniisrail (Yahudi)  devleti, MÖ 586’ da Güney Irak yani Babil Kralı güçlü Nabukadnezar tarafından yokedilmiş, Süleyman Tapınağı yıkılmış, Kudüs yakılmış, sağ kalanlar aranıp bulunmuş esir edilmiş ve Babil’e sürülmüştür. Ardından Güney İsrail de Kuzey Irak yani Ninovalılar tarafından haritadan silinmiştir. Kur’an İsrailoğullarının  daha sonra ikinci devletlerini kuracağını da teyit etmiştir:
Kur’an, İsra 6: “Sonra onlar üzerinde size tekrar egemenlik verdik, mallar ve oğullarla sizi güçlendirdik ve sizi toplum olarak çoğalttık.”
Ancak Kur’an, söz konusu ikinci devletin, yani bugünkü İsrail’in de bozgunculuk yapmaktan vazgeçmeyeceğini, İsra 4 ve Maide 64. ayetlerde haber veriyor.
İsra 7: “Eğer güzel davranırsanız, kendi benlikleriniz için güzellik sergilemiş olursunuz. Ve eğer kötülük yaparsanız o da benlikleriniz aleyhine olur. Bu sırada, yüzlerinizi çirkinleştirsinler, ilk kez girdikleri gibi mabede girsinler ve egemenlik altına adıklarını yerle bir etsinler diye ikinci vaat geldi.”
Ayetlerdeki, “ilk kez girdikleri gibi mabede girsinler” Ve: “ikinci vaat” ifadelerinden Kudüs’e 2. kez girileceği’nin haber verildiği düşünülebilir.
Öyle anlaşılıyor ki; İsra 5 ‘de belirtilen ilk vaat, yani, Kudüs’ün işgali, İsra 7 de belirtilen ikinci vaat olarak tekerrür edecektir; İsrail, oraya buraya saldıracak, sonucuna da katlanacaktır.
Kur’an aynı konuda şöyle devam ediyor:
İsra 8: “Rabbiniz size belki rahmet eder. Ve eğer yine eski duruma dönerseniz, biz de döneriz. Ve biz, cehennemi, küfre batanlar için çepeçevre kuşatan bir zindan yapmışızdır.”
Yukardaki ayette Cenabı Allah, İsrailoğulları’na, “Yanlıştan dönerseniz biz de döneriz, dönmezseniz küfre batanların yeri cehennemdir” buyurarak ürpertici bir uyarı yapıyor ve bir de şans tanıyor; “dönerseniz, bağışlanırsınız..”

İsrail Yıkılacak mı?
Kur’an’da İsrail’in yıkılacağına dair bir işaret yok.
Bazı başka kaynaklara göre ise; “İsrail’in yıkılışı Armageddon ile olacak...”
Böyle düşünenlere göre İsrail’i, Nuh’un çocukları, yani Nuh’un gemisinin tufandan sonra oturduğu coğrafyada çoğalan ve günümüze kadar gelen halk yıkacaktır. Bu halkın Türkler olduğu ileri sürülmektedir.
Kimilerine göre de; Nuh’un çocukları, Nuh tufanı benzeri şekilde batan Mu kıtasından tufan yaşanmadan önce Asya’ya kaçabilen Ugurlar ya da Uygurlardır. “
Değerli okurlarım yukardaki görüşlerin yorum olduğu dikkate alınmalıdır: Tek tanrılı dinlerin yorumcuları, Armegeddon kehânetini ve kıyamet öncesinde yaşanacağı öngörülen olayları, hatta, İlahi Vahy’in verilerini bile; inanmak istedikleri biçimde görüyor, öyle yorumluyor ve algılıyorlar.
Neler yaşanacağını zaman gösterecektir. Doğrusunu Allah bilir.

Yuhanna’nın Vahyi Ve Tanrı’nın Savaşı
Vahiy 16 :12: “Altıncı melek tasını büyük Fırat Irmağı’na boşalttı. Gündoğusundan gelen kralların yolu açılsın diye ırmağın suları kurudu.”  /
13: “Bundan sonra ejderhanın ağzından, canavarın ağzından ve sahte peygamberin ağzından kurbağaya benzer üç kötü ruhun çıktığını gördüm.” / 
14: “Bunlar doğaüstü belirtiler gerçekleştiren cinlerin ruhlarıdır. Her şeye gücü yeten Tanrı’nın büyük gününde olacak savaş için bütün dünyanın krallarını toplamaya gidiyorlar.” /
15: “ İşte hırsız gibi geliyorum! Çıplak dolaşmamak ve utanç içinde kalmamak için uyanık durup giysilerini üstünde bulundurana ne mutlu!”/
16: “Üç kötü ruh, kralları İbranice Armagedon denilen yere topladılar.” /
17: “Yedinci melek tasını havaya boşalttı. Tapınaktaki tahttan yükselen gür bir ses, ‘Tamam!’ dedi.” /
18: “O anda şimşekler çaktı, uğultular, gök gürlemeleri işitildi. Öyle büyük bir deprem oldu ki, yeryüzünde insan oldu olalı bu kadar büyük bir deprem olmamıştı.” /
19: Büyük kent üçe bölündü. Ulusların kentleri yerle bir oldu. Tanrı büyük Babil’i anımsadı, ona ateşli gazabının şarabını içeren kâseyi verdi.” /  20: “  Bütün adalar ortadan kalktı, dağlar yok oldu.” /
21: “İnsanların üzerine gökten tanesi  kırk kilo ağırlığında iri dolu yağdı. Dolu belası öyle korkunçtu ki...”

Yuhanna’nın Vahyi’nde Armageddon’dan “Tanrı’nın Savaşı” şeklinde söz ediliyor.
Bu ifadeyi dikkate alanlar, kehanetin batıni / içrek anlamının daha geniş olduğunu düşünüyor farklı sonuçlar çıkarıyorlar:  “ Vahiy’de geçen ‘Dünya’nın Sonu’ ifadesi, “dünya sözcüğüyle neyin kastedildiği dikkate alınarak anlamlandırılmalıdır”  diyorlar.
Dünya sözcüğünün, hem Yerküre için, hem de üzerindeki insanlar ve düzen için kullanıldığını belirtiyor, Yuhanna’nın Vahyi’nde geçen dünya ile kastedilenin, Yerküre üzerindeki eski düzenin taraftarları olduğunu söylüyorlar. Onlara göre kehânet, “Armegeddon’da cereyan edecek savaşla ‘dünyadaki düzenin ortadan kalkacağı ‘ yerine, ‘ Mesih’in egemen olacağı adalet üzre işleyen bir düzenin geleceğini’ haber vermektedir. Bu dönem 1000 yıl sürecektir, sonrasında kıyamet kopacaktır.”

Kıyametten sahneler
Yuhanna’nın vahyinde,  “ Bunlar doğaüstü belirtiler gerçekleştiren cinlerin ruhlarıdır. Her Şeye Gücü Yeten Tanrı’nın büyük gününde olacak savaş için bütün dünyanın krallarını toplamaya gidiyorlar.” cümlesi var. Devamında ise; şimşeklerin çaktığı, uğultuların yükseldiği ve büyük bir deprem olduğu, anlatılıyor. 
Görüldüğü üzere, Armegeddon’daki savaşta doğa olaylarının gücü devrede: “ Büyük kent üçe bölünüyor...Ulusların kentleri yerle bir oluyor...Bütün adalar ortadan kalkıyor, dağlar yok oluyor...”

Değerli okurlarım, Armegeddon, Kudüs’ün 55 mil kuzeyinde, boyutları küçük bir mekândır.
Eğer Vahiy’de sadece savaş anlatılıyorsa, her şeyin, o alanın sınırları içinde olup-bitmesi beklenir: Dünya üzerindeki ulusların kentleri niçin yerle bir olsun?..Adalar, dağlar niçin ortadan kalksın?.. 
(Bize göre ) İncil’in Vahiy bölümünde, savaşın yanı sıra Dünya’nın fiziksel kıyametinden sahneler canlandırılıyor. Kur’an’da aynı yöntemi izler, kıyamet sahnelerini canlandırır.
Kur’an, Tekvir Suresi 1 – 14 ayetleri:
“Güneş büzülüp dürüldüğünde, / Yıldızlar ışıklarını yitirdiğinde, / Dağlar yürütüldüğünde, / O bakmaya kıyılmayan  develer kendi hallerine bırakıldığında, / Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında, / Denizler kaynatıldığında, / Benlikler çiftleştirildiğinde, / O diri diri gömülen kız çocuğuna sorulduğunda, / Sayfalar açılıp göz önüne konduğunda, /  Göğün örtüsü soyulup indirildiğinde, / Cehennem kızıştırıldığında, / Cennet yaklaştırıldığında, Her benlik önceden ne hazırlamışsa bilmiş olacaktır...“
İnfitar Suresi 1-5 ayetlere de bakalım:
“Gök çatlayıp yarıldığı zaman./ Yıldızlar dökülüp saçıldığı zaman, / Denizler fışkırtıldığı zaman, / Kabirler deşildiği zaman, / Benlik bilmiş olacaktır önden gönderdiğini de arkaya bıraktığını da.”
Görüldüğü üzere ayetlerde Güneş Sistemi’nin ve Yerküre’nin fiziksel kıyameti canlandırılıyor. Burada dikkat çekici husus, “benliğin önden gönderdiğini de arkaya bıraktığını da bilmesidir...”
Yani, Güneş sistemi ve Yerküre madden çöküp dağılırken insan benliğinin (ruhani varlığının/ ölümsüz yanının )  bu olanların dışında ancak onları gözleyebilen konumda olmasıdır. Ayetin ışığında şu söylenebilir: Benlik yaşananları görüyor, kendi durumunu da idrak ediyor.
Kutsal beyanlar böyle... Fizik bilimi neler söylüyor ona da bakalım:

Güneş Sistemi’nin (Kıyameti) Sonu
Güneş, dünyanın da içinde bulunduğu sisteme yaşam veren yıldızdır. Halen 4,5 milyar yaşındadır.
Yaklaşık 10 milyar yıl ışımasını sürdüreceği hesaplanıyor. Daha 5,5 milyar yıl ömrü var.
Güneş halen hidrojen yakarak ışıyor. Zamanla hidrojen helyuma dönüşecek ve azalacaktır.
Bu değişim, çekimin etkisini artıracaktır.Artan çekim etkisiyle kor halindeki çekirdek büzülecek Güneş genişleyecektir. (Tekvir suresini anımsayalım: “Güneş büzülüp dürüldüğünde.”) Hidrojeni tükenen Güneş, sonlara doğru, helyumunu yakacak ve sabit bir ışıma hızına ulaşarak iki kat daha parlak bir hal alacaktır, artık 10 milyar yaşındadır.
Güneş’in başlangıca göre iki kat daha fazla  parladığı  dönemde Dünya’da da dengeler değişmeye başlar; 
“Denizler kaynar ve fışkırır” okyanuslar buharlaşır.
Gezegeni kuşatan buhar bulutunun yarattığı  sera etkisiyle yoğunluk artar.
Radyasyon atmosferdeki su moleküllerini parçalar, hidrojen uzaya kaçar. Dünya, Venüs’ün günümüzdeki haline dönüşür. Güneş devasa boyuta ulaşmış, Dünya’nın yörüngesine kadar  genişlemiştir ve 100 kat daha büyük görünmektedir.
Dünya, kızıl deve dönüşen Güneş’in oluşturduğu şişkin zarfın içersine girdiğinde yörüngesel enerjisini kaybedecek, iç tarafa doğru spiral çizerek yutulacaktır.  Güneş’in etrafında bir bulut oluşacak, beyaz cüce olmuş koru sönük bir ışıma yayacaktır. Dünya ise, “beyaz cüce” etrafında dönen soğuk ve ölmüş bir gezegendir artık...
Görüleceği üzere, Güneş sistemi içindeki kıyamet, yöreseldir. Güneş sistemi çöküp dağıldığı esnada Evren varlığını tüm görkemiyle sürdürmektedir. Ünlü fizik bilgini S.Hawking, Evren’in nihai kıyametine daha en az 10 milyar yıl olduğunu, bildiriyor ve bu süreyi garanti ediyor... (Bkz: S. Hawking’in Büyük Tasarım adlı eseri)

Kıyamet
“Yaratıcı’nın yüzünden başka her şey helak olacaktır”
“Kıyamet, içinde yaşadığımız dünyanın ve bünyesinde yer aldığı evrenin parçalanıp dağılması ve bütün şuurlu varlıkların hesap vermek üzere Yaratıcı’nın huzurunda mahiyetini bilemeyeceğimiz bir şekilde kıyam etmesidir.
O gün Allah bütün tartışmaları sonlandıracak, çelişmeleri bitirecek ve hayat macerasından herkesi hesaba çekerek iyilikle kötülüğün karşılıklarını verecektir. O gün tek Yargıç Yüce Allah’tır.”
Yukardaki tanımlama, yaratılmış varlıkların tümünün yok  olacağı nihai kıyameti anlatır. Ancak Kur’an tek bir kıyametten söz etmez; başka  sayısız küçük kıyametlerin varlıklar dünyasını doldurmuş bulunduğunu da gösterir:
“Hayat sahnesinde her an milyonlarca kıyamet yaşanmaktadır. Kainat bünyesinde bir hiç denecek kadar küçük yer tutan insan vücudunda da, her an binlerce kıyamet yaşanmaktadır. Her varlık bir çok kıyamete sahnedir. Fakat her varlık daha büyük bir varlığın sahne olduğu kıyametlerden biridir. Binlerce kıyamete sahne olan bedenimiz, bir gün, büyük kürenin kıyametlerinden biri olacaktır. Ve o büyük küre de, bir gün, içinde bulunduğu Güneş Sistemi’nin kıyametlerinden birine konu teşkil edecektir. Güneş sistemi içinde bulunduğu bir başka bütünün, o da bir başka bütünün parça kıyametleri olacaktır. Kur’an’ın eşsiz ifadesiyle: ‘Yaratıcı’nın yüzünden başka her şey helak olacaktır. Hüküm ancak O’nundur ve hepiniz O’na döndürüleceksiniz. (Kasas suresi, 88)”
Fiziki çöküş ve dağılmalar halinde tecelli eden kıyametlerin yanı sıra toplumsal kıyametler de söz konusudur:
Hz. Muhammed şöyle uyarıyor: “Emanetler, görevler layık olmayanlara verildiğinde kıyameti bekle...”
Buradaki kıyamet, sosyolojiktir, toplumsal çöküştür... Çünkü toplumsal felaket ve yıkım, emanetleri ehil olmayanlar kullanıp sömürdüğünde ortaya çıkmaktadır.
Değerli okurlarım, Güneş Sistemi’nin yaşayacağı kıyametin vakti yaklaşık olarak biliniyor: 5 ya da azami 6 milyar yıl sonra Güneş yakıtını bitirerek çökecek, beyaz cüce haline gelip tamamen yok olmak üzere nihai kıyameti bekleyecektir. Fizik bilginleri evrenin sonunu iki ihtimal üzerine bina ediyorlar:
Evren ya büzülmeye başlayarak küçülecek *başladığı noktaya dönerek silinecektir.
Ya da genişlemesi duracak olan evren donacak  hareketsiz kalarak yokluğa karışacaktır.
(Evren başlangıçta big bang anı denilen bir an’da hiçlikte bir noktacık halinde belirivermişti.)

 

*Armageddon: İbranice Megiddo Tepesi anlamına gelen “Harmegiddo” kelimelerinin Yunanca okunuşudur.
** Örnek Afganistan ve Irak işgalleridir. Irak’ta 800.000 sivil insan öldürüldü, 4.000.000 insan göç etti.
***Yuhanna’nın Vahyi: İncil’in Vahiy kitabına konu olan “ Vahiyler ”  Roma İmparatoru Neron’un son yıllarında ( veya Domitian döneminde)  MS 68 veya  90 yıllarında yaşayan Yuhanna tarafından nakledilmiştir. Yuhanna, görülerini İsa Mesih’ten aldığını, Tanrı’nın “ yakın zamanda olması gereken olayları kendi kullarına göstermesi için  İsa’ya verdiğini belirtmiştir.
**** Y.N.Öztürk, Kuran’ın Temel Kavramları, Kıyamet md.
***** Kıyamet savaşları – Armageddon’u gerçekleştireceğine inanılan Gog ve Magog hikayesi; Kur’an’ı Kerim’de Enbiya suresinde yer alan Ye’cûc ve Me’cûc’le benzerlik taşımaktadır.




Sayı 11 (Kasım - Aralık 2012)

Bu yazı 11584 defa okundu.