KARAMAN - KARAMANLILAR

KARAMAN_2619Karaman ilimizin tarihin de gezinmek

 

Karaman coğrafi olarak büyük bölümü Akdeniz, kuzey bölümleri iç Anadolu bölgesinde kalan bir ilimizdir. Daha önceleri Konya iline bağlı ilçe iken 1989 yılında çıkartılan yasa ile il olmuştur. Ermenek, Başyayla, Sarıveliler, Ayrancı ilçeleridir.İl tarihi ve kültürel varlıkları açısından önem arz eden illerimizdendir. Bu nedenlerle Karaman tarihinde, gezinip kısaca bilgi aktarımında bulunmak istedim.

 

Karaman ismi nereden geliyor;

 

Karaman ismi çok eskilere dayanmaktadır. Hititler döneminde yöreye Landa denirmiş. Uzun yıllar bu isimle anılmış. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de Landa, Larendeye dönüşmüş ve uzun süre bu isimle anılmış. Bazı kaynaklarda da Karaman ismine MÖ önce 4 yy rastlanmakta. Keramonagora adında bir yer adına Uşak ilimiz yakınlarında rast gelindiği belirtilmektedir. Ama asıl ilin isimi 1256 – 1483 yılları arasında bölgede hüküm sürmüş olan Karamanoğlu beyliğinden gelmektedir.

 

Karamanoğlu beyliği nerede kurulmuş;

 

Karamanoğlu beyliğinin kökeninin birçok kaynakta, Oğuzların Avşar / Afşar boyuna dayandığını yazarken bazı kaynaklar ise yine Oğuzların Salur boyuna dayandığını yazmaktadır. Ermenek ilk yerleşim yerleri olarak görünmektedir. Selçuklular döneminde ( 1228’lerde)  uç beylik göreviyle, Sadüddin Nure ( Nure sufi ) ilk bey olarak oraya yerleştirilir. Bizans’a karşı savaşları ve başarıları da anlatılmaktadır. Fakat ölünce yerine 1256 da oğlu Karaman ( Kerimüddin Karaman )  bey geçer. Karaman beyin adı ile anılmaya başlanır ve uzun yıllar bu isim kullanıla gelir.

 

Bağımsızlık mücadelesi;

 

Karaman bey Anadolu Selçuklularına karşı bağımsızlık mücadelesi vermeye başlar. Karaman beyin ölümü üzerine oğlu Mehmet, bey olur ve Karaman beyin bıraktığı yerden mücadeleye devam eder. Diğer beyliklerden,  Menteşeoğlu ve Eşrefoğlu beylikleri ile birlik olup Selçuklular ile savaşır. Konya’yı zapt ederler.  Burada Devletin resmi dili olan Arapça ve Farsçaya karşılık ünlü ferman ilan edilir.

 

Ferman “13 Mayıs 1277 de” bu günden sonra divanda, derğahda, barğahda, mecliste ve meydanlarda Türkçeden başka lisan kullanılmaya” şeklindedir.

 

Karamanoğlu beyliği artık Osmanlı eyaletidir;

 

Selçukluların Anadolu da bir fiil yönetiminin sona ermesi ile bilindiği gibi beylikler dönemi başlar. Osmanlı beyliği gelişim gösterirken Karamanoğlu beyleri de büyük bir devlet kurma çabası içindedirler. Osmanlıya karşı savaş verirken Akkoyunlu ve Memluk devletleri ile güç birliğine girerler. Zaman içerisinde Osmanlı güçlü çıkar ve imparatorluk yolunda hızla ilerler. Gün gelir, Karamanoğlu beyliğine bağlı toprakları kendi topraklarına katar. Kısaca, Karamanoğlu beyliği dönemindeki topraklar üzerinde 1466 yılında Osmanlının Karaman eyaleti kurulur.  Eyaletin merkezi önceleri Larende ( Karaman ) daha sonra Konya olmuştur. Eyalet İçel (iç il ) Beyşehir, Akşehir, Niğde ve Aksaray sancaklarından oluşur iken 17 yy da Kayseri ve Kırşehir sancakları da bu eyalete bağlanır. 1867 de Konya il olunca eyalet kaldırılır.

 

Karaman eyaletinde halklar ve inançları;

 

Anadolu Selçukluları döneminde yukarıda da belirtildiği gibi bölgeye, Türkmenlerin yerleştirildiği ve yöreye egemen olduklarıdır. Türkmenlerin dışında diğer halklar ile ilgili fazla bilgi yok gibi görünse de Osmanlı tapu tahrir defterlerinde bazı bilgilere ulaşılabilmektedir. 19 yy da yapılmış olan nüfus sayımları da bazı bilgiler vermiştir. Fakat halkların ırk veya kökenlerine bakmaksızın dini inançlarına göre nüfus sayımlarının yapıldığı görülmektedir.Yalınız tapu tahrir defter kayıtlarında veya halkların nüfus sayımları kayıtlarında bazı ilginçlik var. İlginç olan şu ki kayıtlarda halklardan bahis ederken Ermeni, Ermeni Katolik, Rum, Rum Katolik, Protestan, Keldani, Musevi, Kipti, Süryani, Bulgar, Sırp, Latin ve sair isimlerle yazılırken, Müslüman halkların (Türk ve Arap halklar ) yalınızca İslam olarak yazılması dikkat çekicidir. Anlaşılan odur ki konuşulan anadil hiçbir zaman dikkate alınmamış. Karaman eyaletinde, oldukça geniş denilebilecek coğrafyada yaşayan ve Ortodoks Hıristiyan olan halklardan hiç bahis edilmemiş. Kayıtlarda yer almamasının sebebi ne olabilir? Ayrıca kayıtlarda yer aldı ise yukarıda belirtilen halkların arasına nereye yerleştirilmiştir.

 

Ortodoks Hıristiyan halk bölgeye nerden geldi;

 

Bölgeye yerleşim hakkında tarihçiler fikir birliği içerisinde olamıyorlar. Bazı kaynaklar Bizans döneminde Karadenizin kuzeyinden gelen Türk boylarının (6. veya 8.ncı yy ’lara kadar uzanan bir dönem) Uz / Oğuz – Gagavuz,  Peçenek ve Kuman / Kıpçak ve Türkopoller adı verilen paralı Türk askerlerin bölgeye yerleştirildiklerini yazmaktadır.  Özellikle Peçenek ve Kuman / Kıpçak boylarının Anadolu’ya yerleştirilmiş( 9 yy gibi ) olabilecekleri belirtilirken, nerelere yerleşim olduğu hakkında net bir bilgi yok.  Bazı kaynaklar ise Selçuklular döneminde bölgeye yerleşen Türkmenlerin Bizans’a duydukları yakınlık nedeniyle Hıristiyan dinini benimsemiş olabileceklerini yazmaktadır.
Sonuç olarak, eskilerde karaman halkı nüfusunun büyük bir kesiminin Hristiyan inancında olduğu ve ibadetlerini Ortodoks Hıristiyan olarak yaptıklarıdır.
Hıristiyan, Ortodoks dinine mensup olan halkın dil olarak Türkçe konuştuğuna dair birçok bilgi kaynak kitaplar yazmaktadır. Fakat öyle bir durum var ki Hıristiyan halkın Türkleşen Rumlar mı? Yoksa Hıristiyan dinini seçen Türkler mi olduğu hakkında kesin bir bilgi yok. Bilinen odur ki Karamanlı denilen halkın anadilinin Türkçe olduğu, Türkçe okuyup, Grekçe yazdıklarıdır.

 

Karamanlıca;

 

Tüm kaynaklar önemle eski Karaman halkının Karamanlıca diye adlandırılan farklı bir ağız konuştukları ve Yunan harfleri ile bir yazı dili oluşturduklarını örnekleri ile anlatılmaktadır.
 Karamanlıca konuşan ve yazan Hıristiyan Ortodoks halk Karaman, Konya, Ankara, Niğde, Kayseri, Kırşehir, Trabzon, İzmir ve İstanbul gibi şehirlerde yaşamışlar.
Karamanoğlu beyliği döneminden önce mi Karamanlıca diye bir dil vardı, yoksa daha sonraları mı konuşulmaya ve yazılmaya başlandı. Yukarıda belirtildiği gibi pek bilinmiyor. Aktarılan bilgilerde yavan ( sade ) Türkçe konuşulduğu fakat yazı dilinin Yunan harfleri kullanılarak yazıldığıdır.
Yukarıda belirtildiği gibi Türkleşen Rumların yasa nedeniyle mi Türkçe konuşup, Türkçe yazmaları mı? Yoksa Hıristiyan dinine mensup olan Türk halkın ( Türkmen ) ana dilini kullanırken, yazı dili olarak Yunancayı mı tercih ettikleridir.
Yani ferman gereği halkın hangi kökenden olur ise olsun,  konuşma ve yazma dili olarak Türkçeyi seçmiş olma ihtimalinin olması gerektiği halde neden Türkçe konuşup, Grekçe yazması oldukça dikkati çekici olmaktadır.
Osmanlı döneminde de Karamanlıca yazma ve konuşmanın devam ettiği anlaşılmakta. Osmanlı idaresinde bulunan halklar kendi ana dillerinde konuşabildikleri gibi inançlarında da hangi din mensubu olurlarsa olsun serbestçe ibadetlerini yapabiliyorlardı. Osmanlı imparatorluğunun egemen olduğu tüm ülkelerde yaşayan ve Osmanlı yönetiminde bulunan tüm halkların din ve dil özgürlüğünün olduğunu tarihçiler anlatmakta. Karamanlılarında uzun süre Osmanlı imparatorluğun da yaşadıklarını yazılı belgelerden anlaşılmaktadır. Ayrıca Türkçe konuşan Karamanlı halkının ibadet ettikleri Kiliselerde bulunan bazı kitabelerin de Karamanlıca Grek harfleri ile yazılmış olması bir gösterge olarak değerlendirilmelidir.

 

Karamanlıca ne zaman yazılmaya başlanmış?

 

Karamanlıcanın ilk ne zaman yazılıp çizildiğine dair pek bir bilgi olmasa da İlk yazılı Karamanlıca yazıya 15 yy da rast gelinmektedir. 1455 veya 1456 yıllarında Fatih sultan Mehmet’e hitaben yazılan İtikat namedir.Daha detaylı yazı kullanımı ise 18 yy başlarında ilk baskılarını gördüğümüz kitaplardan anlaşılmaktadır. 20 yy sonuna ( Bine yakın kitap basımı gerçekleşmiş.) kadar geçen süre içerisinde İstanbul, Amsterdam, Venedik, Leipzig, Bükreş vs. gibi birçok yerde basım işleri gerçekleşmiş. Oldukça ilginç görünse de Grek harfli ilk Türkçe metinler olması dikkat çekicidir. Doğaldır ki ilk kitaplar inanç ile ilgili basılmış olanlardır. Fakat dünyaca ünlü eserlerin veya Osmanlı yönetimi ile ilgili (Robinson cruzo, Kanuni esasi gibi ) yönetsel kitapların da basıldığı verilen örnekler arasındadır.

 

Geleneksel Yaşam

 

Eskiden Karaman halkının ana dilinin Türkçe olmasının yanında, güncel yaşamlarının diğer Türkmen veya Yörüklerden farklı olmadığı bir gerçektir. Giyim kuşamdan tutun da, Kız alıp vermelere, düğün derneklere, derim (çadır) evlerinin kurulmasına, göç etmelere, ağıt ve türkülere kadar sayılabilecek ne varsa. Her şey ortak kültürün getirdiği yaşam koşullarına uygun olmuş. Bir farkla, ibadet şekilleri ile ayrılmışlar.

 

Kişi isimleri;

 

Ana dillerinin Türkçe oluşu nedeniyle kişi isimlerinin de Türkçe olduğunu görmekteyiz. Örneğin;  Aydoğdu, Yağmur, Satılmış, Budak, Sefer, Karaca, Tanrıverdi, Durmuş, Bayram vs. gibi sayılamayacak kadar çok Türkçe isim varmış. Fakat 19 yy da yunan milliyetçiliğinin devreye girmesi ile Ortodoks halkın Yunanistan’dan gelen din adamlarının etkisiyle kişi isimlerin de değişim olmaya başlamıştır. Yani Ahmet oğlu Niko gibi isimler türemiş.

 

Değişim yıllarında Karamanlılar;

 

Kurtuluş savaşı sonrasında halkların değişimi söz konusu olur. Yunanistan ve adalarda bulunan  Müslüman Türkler Anadolu’ya, Türkiye’de bulunan Rumların Yunanistan’a gönderilmesi üzerinde antlaşmalar yapılır.
Değişim yıllarında Yunanistan’a gönderilen yöre halkı direnç göstermiş. Biz Türkoğlu Türk’üz demiş olsalar da giden halkın yüzde sekseni ana dilleri Türkçe, inançları Ortodoks Hıristiyan olan  ( Karamanlı ) Karaman Türkleridir.
Değişim sonrası Yunanistan’a giden Karamanlıların uzun süre yunanca konuşamadıkları söylenir. Yunanistan, Yunancadan başka dil konuşmanın yasak olduğunu kanunla belirler. Karamanlılar Yunanca öğrenmeleri gerekmesine rağmen Özellikle yaşlı nüfusun gitmezden önce bulunduğu yörenin ağzını konuştuğu belirtilir.
Eğer bu gün Yunanistan birçok kültürel değere sahip çıkmaya çalışıyorsa bu ortak kültürün, yani Anadolu kültürünün etkisidir. Sonuçta Anadolu geçmişte olduğu gibi bu günde dünya kültür merkezidir. Her kültür bir sonraki kültüre beşiklik etmektedir. Büyüyüp gelişmesine her daim yardımcı olur.


Sevgilerimle.

 

Bir şairin dörtlüğü;

Kerçi Rum isek de Rumça pilmez Türkçe söyleriz

Ne Türkçe yazar okuruz, ne de Rumca söyleriz

Öyle bir mahludi hatt-ı tarikatımız vardır ki

Hurufumuz Yunanice, Türkçe meram eyleriz

 

alfabe

 

Kaynak;

Bilge Umar - Türkiye Halkının Orta Çağ Tarihi

Bülent Berkol - Karamanlıca Robinson Cruseo Çevirisi

Doç. Dr. Ramazan BOYACIOĞLU - Karamanoğulları'nın Kökenleri

Faruk Sümer - Oğuzlar

İsmail bozkurt – Anadolu Türk Aşiretleri

Necati Demir - Türkiye’de Bulunan Grek Harfli Türkçe Kitabeler

Orhan Sakin - Osmanlıda Etnik Yapı ve Anadolu’da Türkmen ve Yörükler

Yılmaz Öztuna - Devletler Ve Hanedanlar

Yonca Anzerlioğlu - Karamanlı Ortodoks Türkler / Kırım’ın Hıristiyan Türkleri: Urumlar




Sayı 16 (Eylül - Ekim) 2013

Bu yazı 4243 defa okundu.