Gol Futbolun Orgazmıdır

Orgazm gibi gol de modern yaşamda gitgide daha az görülmektedir. Yarım yüzyıl önce pek az futbol maçı golsüz berberlikle sonuçlanırdı. 0-0, havaya açılmışağızlar, iki esneyiş… Şimdilerde onbir oyuncunun on biri de kale direklerine asılmış, gol yememeye çalışıyorlar; doğal olarak da gol atmaya vakit kalmıyor. Beyaz merminin ağları her havalandırışındaortaya konan sevinç; esrarengizbir olgu ya da bir çılgınlık olarak algılanabilir; ancak bu mucizenin de pek az gerçekleştiğini unutmamak gerekir. Gol küçücük, önemsiz bir gol de olsa, radyo spikerlerinin gırtlağından hep “Gooooooool”olarak çıkar. Benim diyen kulağı sağır edebilecek, yürekten bir haykırıştır bu. Seyirciler çılgına döner ve stadyum, beton olduğunu unutarak yerden kopar, havalarauçar. (Eduardo Galeano, Gölgede ve Güneşte Futbol)

Gol Ve Estetik

Futbolu diğer oyunlardan ayıran en önemli özellik oyunun amacını oluşturan sayı mekanizmasının değerliliğidir. Futbolda gol çok değerlidir. Diğer oyunlarda,her atılımda elde edilme ihtimali olansayı, futbolda nadirliliği ve belirleyiciliğiylemuhteşem bir coşkunun da kaynağıdır.Golün bu değerinin futbol coşkusunu vetutkusunu oluşturmadaki yeri ve değeri büyüktür. Gol atma esnası aslında maçın en estetik anıdır. Golü atan futbolcu ise sahanın o noktasına ne amaçla geldiğini bilmekle birlikte, havadan süzülerek veya yerden bir pasla gelen topa mükemmel bir zamanlama ve bir dans figürü estetiğiylevurduğunun, topu kalecinin uzanamayacağı köşeye nasıl bıraktığının farkında değildir. Bu ruh hali ve topa estetik dokunuş oyunun o andaki bilinmez olan yapısı ve işleyişinden kaynaklanır.

Gol Ve Sanat

Hiçbir takım, hiçbir oyuncu yenilmekiçin sahaya çıkmaz. Oynamanın amacı kazanmaktır. Kazanmak için ise gol atmak gereklidir. Burada bir yüksek gerilim vardır. Bu yüksek gerilimden futbolun estetik güzelliği çıkar. Gol atmak zorundaolan, aynı zamanda bunu gol yemeden başarmak zorundadır. Berabere kalmanın yettiği takım içinse son anda yenilecek bir golün telafisi olmayabilir. Ama bir gol atılabilirse, her iki anlamda da kazanılacaktır.Her durumda kazanmak için, her anlamda bütün performansı sergilemeye çabalamak ve mükemmeli bulmak gerekir. Mükemmeli arayış, sanatsal yaratıcılığın estetik boyutudur. Önceki maçın sonucuna göre yenilmesine karşılık turu atlamak, kaybedenin mükemmel performansını gösterir ki, bu da “güzelliğin acıtıcı hali”dir. Sanattaki estetik ve güzellik arayışının futboldaki karşılığı goldür. O halde, “Mükemmeli ve güzeli arayan futboluda sanatın bir dalı olarak sayabilirmiyiz?” sorusu akla gelmelidir.

Gol Ve Felsefe

Futbola ve gole ünlü filozoflar bile kayıtsız kalmamıştır. Friedrich Nietzsche, golü mutluluğun sırrı olarak tanımlamıştır: “Mutluluğumun sırrı: Bir Evet, bir Hayır, bir düz çizgi, bir gol.”Almanların gözde filozofu PeterSloterdijk’in “Sinik Aklın Eleştirisi” adlıçalışması 20.yy’ın en çok satılan felsefekitaplarından biri olarak bilinir. Spiegel dergisindeki söyleşisinde filozof, futbolu arkeolojiden yola çıkarak irdeler: “Erkek bir zamanlar avcıydı, ancak insanoğlunun tarım ve hayvancılığa geçmesinden bu yana, neredeyse 7000 yıldır avcılığı içinde taşımakta. İşte futbol, erkeğin içindeki avcıyı yeniden yaşatıyor, tabii bu durumda av vahşi hayvan değil, GOL.” Sloterdijk, başka hiçbir sporun, avcılıkla elde edilen başarı duygularını bu kadar iyi canlandırmadığından emindir. Ve “İçimizdeki avcıyı tamamen etkisiz hale getirdiğimizde, dünyada futbolcunun gol sevincine gösterdiği tepkiden daha aptalca bir şeyin olmadığını anlarız.” diyor. “

Golün ardından, kale önünde gerçekten de ayıp sahneler gösteriliyor bizlere. Milyonlarca kişiönünde yaşanan bu tuhaf (gol orgazmı), porno oyuncularını bile utandırabilecek nitelikte”. Fakat içlerindeki avcıyı öldürmedikleri zaman, çimlerin üzerinde aslında nelerin yaşandığını hissediyor erkekler. Çünkü insanlığın en eski başarı duyguları canlanıyor futbol sahasında. Önemli olan golü atmaktır. Gol oyuna bir biçim ve yön verir. Gol atılır ve zafer kazanılır. Her oyuncu kendine uygun bir rol bulup üstüne düşeni yapmış, oyun kazanılmış, tur atlanmış veya takım üç puanı hak etmiştir. Düdük çaldığında maç 0-0 bitmişse bu beraberlik maç ne kadar uzun oynanırsa oynansın en beklenen sonuçtur. İki takım, iki aşık gibi birbirinden ayrılamamıştır ve o yüzden birbirlerine birer puan vermeleri en adilidir.

Fotoğraf: Koray Özözen