Faustina’nın Kızları ve Diva Ünvanı Alan Kraliçe

Arkeolog olduğunu bildiğimiz, uzun yıllar Adana Engelliler Meclisi Başkanlığı’nı yapan İpek Kobaner ile arkeoloji ve engelliler üzerine sohbet ettik.

Altınşehir Adana: İpek Hanım, kimler engellidir?
İpek Kobaner: Yeterince uzun yaşayan herkes, engelli olacaktır ve başkalarının bakımına muhtaç olacaktır. Herkes engelli adayıdır. Engelli veya engelsiz olmaktan daha önemlisi ise kalbin engelsiz olmasıdır.

A.A:Peki bir arkeolog gözüyle engelli, yaşlı, düşküne genel anlamda toplumun bakışı nasıl olmuştur?
Paleolitik dönemden kalan iskeletlerde, tedavi görmüş ve iyileşmiş kemiklere rastlıyoruz. Bu toplumun insana baktığını göstermektedir. Bu tarz örneğe en çok Mısır’da rastlamaktayız. Tedavi amacıyla kafatasında açılan deliklerin, sonrasında iyileşmiş olduğu görmekteyiz. Alpler’de  bulunan Avrupa’nın en eski mumyası Otzi’ye yapılan otopside iyileşmiş kemikler, bakır çağında da insanların bakıldığının göstergesidir.
Yalnız burada vurgulanması gereken  genel olarak bu tür insanlara kendi ailesinin veya ait olduğu toplumun baktığıdır. Yabancılar dışlanmaktadır.

A.A: Engelliler açısındanda aileler önemlidir diyorsunuz.
İ.K: Elbette başka hangi güç bir annenin çocuğuna yıllarca bakmasını, bir çocuğun annesine yıllarca bakmasını açıklayabilir. İç güdüsel olan bu değerlerin korunması, yani aile değerlerinin korunması çok önemlidir.

A.A: Peki anlıyorum toplum ve ailede kendi engellilerine bakma eğilimi var. Peki bunun sebebi nedir ?
İ.K: Yaşlılara, çocuklara, öksüz ve yetimlere neden bakılır? İlkel toplumlardan günümüze kadar görülen bu ortak davranış, aslında toplumların var oluşlarının altındaki en önemli etkendir. Özgeci davranış günümüzde de etkindir.

A.A: Sizin bir klasik arkeolog olduğunuzu biliyoruz. Alanınız olduğu için soruyoruz… Roma’da durum neydi ?
İ.K: Çocukların, yaşlıların, engellilerin, kadınların korunması Roma toplumunda, toplumun yükselen değeri olmuştur. İmparator Nerva ( İ.S. 35-98) döneminde çocukların korunması için devletten toprak kiralayan çiftçilere ek bir vergi konulmuş ve bu vergi ile çocuklara hizmet veren bakıcılar ve bakım evleri kurulmuştur. Çocuklara yapılan bu hizmet ‘alimentia’ moral değeri ile sikkeler üzerinde yerini bulmuştur. Yapılan hizmetin Trajan (53-117) döneminde de devam ettiği görülmektedir. Yaşlılara bakımı betimleyen en güzel sikke, bence Herenia döneminde basılmış  Amphinomus Anapias’ın adlı Catalana’lı  gencin İ.S. 70’de de patlayan Vezüv yanardağından düşkün  babalarını sırtlarında taşıyarak kaçırmalarını betimlemektedir.. Bu betimleme öylesine beğenilmiştir ki, daha sonrasında da farklı imparatorlar döneminde bu tür sikkeler basılmıştır.
Yaşlılara, kadınlara engellilere, çocuklara yönelik tapınakların ve bakım evlerinin yapılması sonucunda, bu insanlara hizmet veren rahibeler, hizmetkarlar grubunun oluşmasını sağlamıştır. İmparator Antonius Pius’un karısı Faustina (İ.S. 100-140)’nın sadece çocukları korumaya yönelik  tapınaklar yaptırdığını biliyoruz. Hatta bu çocuklara Faustina’nın kızları deniyordu. Bu tapınaklara en fazla benzeyen görüntüyü ise, İmparator Domitian döneminde basılan bir sikkede rastlarız.
A.A: Peki Roma’nın klasik davranışı olarak, çıkarının olmadığı hiçbir şeyi yapmadığını biliyoruz. Öyleyse Roma yönetiminin kendine masraf getiren bu uygulamaları neden yaptı ?
İ.K: Toplumsal dengeler, değerlerin korunması, toplumsal kimliğimizin korunması çok önemlidir. Roma böyle davrandığında, aslında  kendine iyilik yapıyordu., Kadın, çocuk, engelli ve yaşlılara hizmet öylesine onurlu bir işti ki, bu işe emek veren İmparator Antonius Pius’un karısı Faustina ( İ.S. 100-140) bu yüzden   ‘Diva’ ünvanını aldı.

A.A: Peki son bir söz ?
İ.K: Roma iki bin yıl önce böyle yapmışsa biz niye yapmayalım. Engellilere, yaşlılara, düşkünlere, çocuklara değer vermeliyiz. Kentlerimizi onlara uygun hale getirmeliyiz. Onları sosyal hayatın içine çekmeliyiz. Bu hizmetler, toplumun kendisine yaptığı hizmettir.
2011 de engelsiz bir Adana’ya kavuşmak, rampalarıyla, sinyalizasyonlarıyla, geniş ve alçak kaldırımlarıyla Adanalı’nın  kendine yaptığı hizmeti olacaktır.




Sayı 2 ( Mayıs - Haziran 2011 )

Bu yazı 5830 defa okundu.