BİZ BELGRAD’LA DEĞİL, BELGRAD BİZLE YARIŞSIN…

Dzenlenmi_sy_by

Daha üzerinden 2 yıl bile geçmedi. Posta gazetesindeki köşemde Belgrad’ı yazarken müzelerinden bahsetmiştim. Tren Müzesi… Nazi Katliamı Müzesi… Tiyatro Müzesi… Vesaire diyerek hayranlıkla yazdığım bir yazıydı o.

Zaten herkim ki bir Avrupa seyahatinden gelirse, “Adamlar müzelere önem veriyorlar. Neredeyse her şeyin müzesi var. Radyocuların, itfaiyecilerin bile!” diye hayranlığını ifade etmez mi?

Ama artık Adana en azından bu konuda Avrupa kentlerine gıpta ile bakmayacak bir yere geldi. Çünkü son yıllarda kentimizde de çok sayıda küçük ihtisas-kent müzeleri açıldı. Kent müzesi demek; o kentin günlük faaliyetinin ve geleceğe taşınması gereken özelliklerinin toplandığı yer demek. Yani bir yabancı kente geldiğinde kentli hakkında ipuçlarını bu müzelerden alacak. Kısaca kentte gezemediği yerleri buralardan öğrenecek.

Şimdi siz Adana’da hangi müzeler açıldı diye sorabilirsiniz. Liste şöyle;

Mehmet Baltacı Fotoğraf Müzesi… Kız Lisesi Anı Müzesi… Yeşiloba Şehitliği Müzesi… Karacaoğlan Kütüphane Müzesi… Olgunlaşma Enstitüsü Halk Kültürü Müzesi… Bunlara Milli Mücadele Kütüphanesi ile Adana Kent Kütüphanesi ve gazete arşivini de dökümanter müze olarak ilave edebilirsiniz. Eylül ayına kadar ise Adana Sinema Müzesi açılıyor. Arkasından da Şeyh Nardalı Milli Mücadele Müzesi geliyor. Zaten eskiden beri var olan Atatürk Bilim ve Kültür Müzesi’ni de eklediniz mi, artık siz Belgrad ile değil, Belgrad sizin ile yarışsın.

Peki ne oldu da son yıllarda birdenbire bu müzeler çoğaldı. Bence bunun sırrı, Valilik ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı başta olmak üzere, kentimizin aklını ve emeğini birleştirmesinde yatıyor.

Yani mimarlar ortada…

 

 




Sayı 3 ( Temmuz - Ağustos 2011 )

Bu yazı 14200 defa okundu.