Barışın Doğduğu Kent Adana

Taş, tahta, tunç, fildişi gibi çeşitli gereçleri kullanan heykel sanatı, sanatların en eskisidir. Heykeller başlangıçta bilimsel amaçlarla ya da anıt ve süs olarak kullanıldı. Din dışı heykeller ve estetik amaçlar güdülerek yapılan heykeller Helenistik dönemde Yunanistan’da başladı ve zamanla gelişerek en yaygın tür haline geldi.

Kent, Heykel ve Estetik
Heykeller bir kentin estetik zenginliğidir. Çoğu zaman geçmişi ve tarihi simgeler. Bulundukları kente değer taşır, kimlik kazandırır.
Paris ve İtalya’ya yaptığımız turistik gezilerde o kadar çok heykel gördük ki tarih ve estetiğin birlikte yansıttığı anlamı ve zenginliğini anlatmak mümkün değil.
Amerika’nın Özgürlük Heykeli binlerce kilometre uzaklıktan görülmektedir. Amerika’nın simgesi olmuştur.
Uzağa gitmeye gerek yok: Komşu Mersin’de sahil boyunca uzanan parkın içinde çeşitli duygu ve düşünceleri yansıtan pek çok heykel bulunmakta, bulundukları yere ayrı bir güzellik katmaktadır.
Adana’mıza baktığımızda heykelde ne kadar yoksun olduğunu görürüz. Sanat ve sanatçı potansiyeline sahip Adana bu güzel sanat dalından neden mahrum kaldı diye düşünüyorum.


Adana’ya Heykel
Parklarımızı, küçük meydanlarımızı heykellerle süslemek için geç kalmış değiliz. Belediye Başkan Vekili Sn. Zihni Aldırmaz’ın Altıkat Köprüsü’nü yıktırmakla başlayan şehir düzenleme çalışmalarını ilgiyle izliyoruz. Bu çalışmalara heykel dikmeyi de ilave ederse Adana’nın çağdaş bir kent olmasını da sağlamış olacaktır.

Puduhepa Heykeli
2002’de Kültür Bakanı İstemihan Talay’a Kraliçe Puduhepa’dan bahseden detaylı bir mektup yazmış, Puduhepa’yı tanıtmak için maddi destek istemiştik. Beklediğimiz desteği aldık ve Kızzuwatnalı Puduhepa’nın anısına denemeler kitabı yayınladık ve o yıl Pudu Hepa bilim, sanat, başarı, onur ödülü etkinliğini gerçekleştirdik. Ödülü ilk alanlar Sn İstemihan Talay ve Karatepe’yi bize tanıtan Prof. Halet Çambel olmuştur.
Adana Kültür ve Sanat Derneği olarak bu yıl bir proje hazırladık. Adana’nın uygun bir yerine Hitit Kraliçesi Pudu Hepa heykelinin dikilmesi…

Kadın Erkek Eşitliği
Tarihin bilinen ilk yazılı anlaşması Kadeş Barış Antlaşması’na (M.Ö. 1270) eşi Hitit Kralı 3. Hattuşil ile mührünü basan Kraliçe Pudu Hepa kadın erkek eşitliğini  en üst düzeyde temsil etmektedir.
Kraliçe Pudu Hepa Kizzuwatna (Adana Havalisi)’da bulunan kutsal Lavazantiye kentinde yaşamış. Bu kentin tanrıçası İştar’ın başrahibi olan Pentipşapri’nin kızıdır. Bilim adamları kutsal Lavazantiye kentinin Sirkeli, Ceyhan ve Misis arasında olduğunu ifade etmektedirler.

İnsan Hakları ve Adana
Kadeş Barış Antlaşmasına güncellik ve evresellik kazandıran husus: İade edilecek savaş esirlerine ve siyasi sığınmacılara insanlık dışı ve onur kırıcı cezalar verilemeyeceğidir. Ayrıca işkence yapılamayacağı ve zalimce davranılmayacağı Hitit Kralı 3. Hattuşli ve Mısır Kralı 2.Ramses tarafından kabul edilmiştir.
Bu ilkeler binlerce yıl sonra New York’ta ki Birleşmiş Milletler Kongre Binasının duvarına pirinç levhayla yazılmıştır. Ayrıca İnsan Hakları bildirgesinde Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinde Türkiye Anayasasında ve diğer devletlerin anayasasında da yer almaktadır.

 

Yazan : Nuran Terliksiz




Sayı 2 ( Mayıs - Haziran 2011 )

Bu yazı 4126 defa okundu.